MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Dalgakıran Açıklaması
'Makine sektörü son 15 yılda ihracatını yüzde 700 oranında artırdı. Sektörümüz Türkiye'de ekonomik istikrarının başrol oyuncularından biri oldu' 'En büyük alıcımız yaklaşık yüzde 60 ihracatımızın bulunduğu Avrupa' 'Uluslararası rekabette gücümüze güç katabilmemiz, rakiplerden daha iyi bir sanayi stratejisine sahip olmamızla mümkün'
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, 'Makine sektörü son 15 yılda ihracatını yüzde 700 oranında artırdı. Sektörümüz Türkiye'de ekonomik istikrarının başrol oyuncularından biri oldu.' dedi.
Dalgakıran, MAİB'in yeni yıl iletişim kampanyasının tanıtımında, makine sektörünün jeopolitik risklere rağmen gelişimini sürdürdüğünü söyledi.
Yeni üretim ve ihracat dönemine 'Büyüme Makinesi' mottosuyla hazırlandıklarını aktaran Dalgakıran, sektörün Türk sanayisinin ve ihracatının katma değerli bileşenlerinden olduğunu kaydetti.
Dalgakıran, makine sektörünün Türkiye'yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve alt yapıya sahip olduğunu ifade etti. Türkiye'nin bu potansiyeli iyi kullanabilir ve 'Büyüme Makinesi'ni doğru işletebilirse tüm dünyada takdir edilen bir başarı hikâyesi yazabileceğini vurgulayan Dalgakıran, 'Biz Türkiye'nin makinecileri olarak dünya mal ticaretinin daraldığı bir dönemde ihracat artışımızı sürdürerek bu başarı hikayesinin ilk cümlesini yazdık.' diye konuştu.
- 'Tek başına biz zaten dünyanın yarısında kafadan yokuz'
Adnan Dalgakıran, Türkiye makine sektörünün komşu ülkelerdeki karmaşaya rağmen iyi bir performans sergilediğini anlatarak, şunları kaydetti:
'Sektör olarak güçlü kalmayı başardık. En etkili olduğumuz Rusya'da krizler yaşadık, Orta Doğu'da her yer karışık. Bu Türkiye'nin şanssızlığı. Bugün dünya üretiminin yüzde 50'den fazlası Uzak Doğu'da gerçekleşiyor. Bu yüzde 50'den fazla üretim yapılan yere baktığınız zaman Çin ve Hindistan'ın sadece Türk makine sektörüne uyguladığı gümrük ortalama yüzde 30. Peki Çinlinin ve Hintlinin malı Türkiye'ye nasıl giriyor? Neredeyse gümrük vergisiz. Yüzde 2-3... Tek başına biz zaten dünyanın yarısında kafadan yokuz. Biz onlarla da mücadele ederiz ama bu adaletsizliğin giderilmesi gerekiyor. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) diye bir örgüt var. Avrupa Birliği (AB) kendine göre bir anlaşma yapmış bunlarla ve bu anlaşma bizi vuruyor aslında. Çünkü onların işine geliyor, ucuz malları orada yaptırıyorlar. Kendi şirketleri var.'
Türkiye makine sektörünün Avrupa'nın 6'ncı büyük makine üreticisi konumunda olduğunu aktaran Dalgakıran, 'En büyük alıcımız yaklaşık yüzde 60 ihracatımızın bulunduğu Avrupa. ABD uzak olduğu için ve standartları farklı olduğu için henüz oraya da ciddi bir şeyimiz yok. Bizim şu anda ana direğimiz AB ülkeleri. Böyle bakınca Avrupa'nın ekonomisi de ahım şahım değil. Üretimde doymuşluk var. Önemli olan yüksek teknolojili ürünlerle bu bölgede yer alabilmek.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Türkiye bir sanayi devrimi yapacak potansiyele sahip'
Dalgakıran, ekonomik belirsizliklerin dünya genelinde öngörülmezlik yarattığı 2016 yılının ilk 10 ayında 11 milyar dolar ihracat gerçekleştiren makine sektörünün geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 1,4'lük büyüme sağladığını aktardı. Dalgakıran, şöyle konuştu:
'Makine sektörü son 15 yılda ihracatını yüzde 700 oranında artırdı. Sektörümüz Türkiye'de ekonomik istikrarının başrol oyuncularından biri oldu.
Dünya mal ticaretinin yüzde 3-4 seviyelerinde daraldığı bir dönemde, Türkiye'nin makinecileri ihracattaki artışını sürdü. Bu başarımızla gurur duymakla birlikte daha alınacak çok yol olduğunun bilincindeyiz. Uluslararası rekabette gücümüze güç katabilmemiz, rakiplerden daha iyi bir sanayi stratejisine sahip olmamızla mümkündür. Türkiye bir sanayi devrimi yapacak ve ileri teknolojili ürün ihracatında ‘ben de varım’ diyebilecek güç ve potansiyele sahip bir ülke. Sanayideki atağın sembolü ise ‘Büyüme Makinesi’ olacak.'
- 'Yerli sanayiciye yerli makine yakışır'
Üretimlerin istenilen miktarda, kalitede, rekabetçi fiyatlarda olması ve zamanında teslim konusundaki profesyonel çalışma anlayışının, Türk makine üreticilerinin uluslararası pazarlarda tercih edilmesini sağlayan başlıca özellikler olduğuna dikkat çeken Dalgakıran, 'Makine sektörünün daha rekabetçi bir ivme kazanabilmesi için iç pazarda da yerli makine alımını teşvik edici önlemler alınması gerekiyor. Kamu ve kamu destekli makine ve teçhizat alımlarında, yerli üretimin var olması durumunda, bu ürünler tercih edilmeli. Özel sektör de Türkiye’nin makinecilerine öncelik vermeli. Yerli sanayiciye yerli makine yakışır.' ifadelerini kullandı.
Türk sanayisinin önemli isimlerinin yer aldığı 'Tıkır Tıkır' reklam filmiyle adından söz ettiren sektörün yeni reklam filmi 'Büyüme Makinesi'ni tanıtan Dalgakıran, Makine sektörünün çalıştıkça değer yarattığını ve insanların yaşamlarına doğrudan katkı sağladığını belirtti.
MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu ise yaptığı sunumda dünya ticaretinin yüzde 13,3 düştüğü 2015’te Türkiye’de makine ihracatının yüzde 9 azaldığını söyledi.
Türk makine sektörünün Ar-Ge etkinliğinin arttığını kaydeden Karavelioğlu, sektörün ihracatının yüzde 60’tan fazlasını Avrupa ve ABD’ye yaptığını aktardı.
Sektörün müşteri memnuniyetini ölçen araştırmalarının bulunduğunu aktaran Karavelioğlu, Türk tüketicinin yerli malları satın almayı planlarken referanslara dikkat etmesi önerisinde bulundu.
Kaynak: AA
Dalgakıran, MAİB'in yeni yıl iletişim kampanyasının tanıtımında, makine sektörünün jeopolitik risklere rağmen gelişimini sürdürdüğünü söyledi.
Yeni üretim ve ihracat dönemine 'Büyüme Makinesi' mottosuyla hazırlandıklarını aktaran Dalgakıran, sektörün Türk sanayisinin ve ihracatının katma değerli bileşenlerinden olduğunu kaydetti.
Dalgakıran, makine sektörünün Türkiye'yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve alt yapıya sahip olduğunu ifade etti. Türkiye'nin bu potansiyeli iyi kullanabilir ve 'Büyüme Makinesi'ni doğru işletebilirse tüm dünyada takdir edilen bir başarı hikâyesi yazabileceğini vurgulayan Dalgakıran, 'Biz Türkiye'nin makinecileri olarak dünya mal ticaretinin daraldığı bir dönemde ihracat artışımızı sürdürerek bu başarı hikayesinin ilk cümlesini yazdık.' diye konuştu.
- 'Tek başına biz zaten dünyanın yarısında kafadan yokuz'
Adnan Dalgakıran, Türkiye makine sektörünün komşu ülkelerdeki karmaşaya rağmen iyi bir performans sergilediğini anlatarak, şunları kaydetti:
'Sektör olarak güçlü kalmayı başardık. En etkili olduğumuz Rusya'da krizler yaşadık, Orta Doğu'da her yer karışık. Bu Türkiye'nin şanssızlığı. Bugün dünya üretiminin yüzde 50'den fazlası Uzak Doğu'da gerçekleşiyor. Bu yüzde 50'den fazla üretim yapılan yere baktığınız zaman Çin ve Hindistan'ın sadece Türk makine sektörüne uyguladığı gümrük ortalama yüzde 30. Peki Çinlinin ve Hintlinin malı Türkiye'ye nasıl giriyor? Neredeyse gümrük vergisiz. Yüzde 2-3... Tek başına biz zaten dünyanın yarısında kafadan yokuz. Biz onlarla da mücadele ederiz ama bu adaletsizliğin giderilmesi gerekiyor. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) diye bir örgüt var. Avrupa Birliği (AB) kendine göre bir anlaşma yapmış bunlarla ve bu anlaşma bizi vuruyor aslında. Çünkü onların işine geliyor, ucuz malları orada yaptırıyorlar. Kendi şirketleri var.'
Türkiye makine sektörünün Avrupa'nın 6'ncı büyük makine üreticisi konumunda olduğunu aktaran Dalgakıran, 'En büyük alıcımız yaklaşık yüzde 60 ihracatımızın bulunduğu Avrupa. ABD uzak olduğu için ve standartları farklı olduğu için henüz oraya da ciddi bir şeyimiz yok. Bizim şu anda ana direğimiz AB ülkeleri. Böyle bakınca Avrupa'nın ekonomisi de ahım şahım değil. Üretimde doymuşluk var. Önemli olan yüksek teknolojili ürünlerle bu bölgede yer alabilmek.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Türkiye bir sanayi devrimi yapacak potansiyele sahip'
Dalgakıran, ekonomik belirsizliklerin dünya genelinde öngörülmezlik yarattığı 2016 yılının ilk 10 ayında 11 milyar dolar ihracat gerçekleştiren makine sektörünün geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 1,4'lük büyüme sağladığını aktardı. Dalgakıran, şöyle konuştu:
'Makine sektörü son 15 yılda ihracatını yüzde 700 oranında artırdı. Sektörümüz Türkiye'de ekonomik istikrarının başrol oyuncularından biri oldu.
Dünya mal ticaretinin yüzde 3-4 seviyelerinde daraldığı bir dönemde, Türkiye'nin makinecileri ihracattaki artışını sürdü. Bu başarımızla gurur duymakla birlikte daha alınacak çok yol olduğunun bilincindeyiz. Uluslararası rekabette gücümüze güç katabilmemiz, rakiplerden daha iyi bir sanayi stratejisine sahip olmamızla mümkündür. Türkiye bir sanayi devrimi yapacak ve ileri teknolojili ürün ihracatında ‘ben de varım’ diyebilecek güç ve potansiyele sahip bir ülke. Sanayideki atağın sembolü ise ‘Büyüme Makinesi’ olacak.'
- 'Yerli sanayiciye yerli makine yakışır'
Üretimlerin istenilen miktarda, kalitede, rekabetçi fiyatlarda olması ve zamanında teslim konusundaki profesyonel çalışma anlayışının, Türk makine üreticilerinin uluslararası pazarlarda tercih edilmesini sağlayan başlıca özellikler olduğuna dikkat çeken Dalgakıran, 'Makine sektörünün daha rekabetçi bir ivme kazanabilmesi için iç pazarda da yerli makine alımını teşvik edici önlemler alınması gerekiyor. Kamu ve kamu destekli makine ve teçhizat alımlarında, yerli üretimin var olması durumunda, bu ürünler tercih edilmeli. Özel sektör de Türkiye’nin makinecilerine öncelik vermeli. Yerli sanayiciye yerli makine yakışır.' ifadelerini kullandı.
Türk sanayisinin önemli isimlerinin yer aldığı 'Tıkır Tıkır' reklam filmiyle adından söz ettiren sektörün yeni reklam filmi 'Büyüme Makinesi'ni tanıtan Dalgakıran, Makine sektörünün çalıştıkça değer yarattığını ve insanların yaşamlarına doğrudan katkı sağladığını belirtti.
MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu ise yaptığı sunumda dünya ticaretinin yüzde 13,3 düştüğü 2015’te Türkiye’de makine ihracatının yüzde 9 azaldığını söyledi.
Türk makine sektörünün Ar-Ge etkinliğinin arttığını kaydeden Karavelioğlu, sektörün ihracatının yüzde 60’tan fazlasını Avrupa ve ABD’ye yaptığını aktardı.
Sektörün müşteri memnuniyetini ölçen araştırmalarının bulunduğunu aktaran Karavelioğlu, Türk tüketicinin yerli malları satın almayı planlarken referanslara dikkat etmesi önerisinde bulundu.