Diyanet İşleri Başkanı Görmez Açıklaması

'Bilgi, İslama göre dini ve dini olmayan diye tasnif edilemez. Tefsir ve hadis ne kadar dini bir ilimse, fizik ve matematik de o kadar dini bir ilimdir. Çünkü onlar da Allah'ın kainata yerleştirdiği kanunları öğretirler' 'Bunları birbirinden ayırmak, hükmü ve hikmeti birbirinden ayırmak doğru değildir. İslam dünyasının bugün yaşadığı travmanın sebeplerinden bir tanesi de bilgiyi bu şekilde tasnif ederek, dini ilimler dendiği zaman kainattan kopuk, akıldan uzak, sadece kara kaplı kitaplarda yazılıp satırlarda var olan bilgiyi zannetmeye başlamasıdır' 'Bugün bütün ilim merkezleri çökmüş vaziyette, Mısır, Bağdat, Şam, Yemen, Trablus. Bütün bu merkezlerden ateşler yükseliyor. Daha önceleri bütün Müslümanlar çocuklarını aynı zamanda bu ilim merkezlerine gönderiyorlardı. Şu anda bu ilim merkezleri çöktü. Onun için bütün dünya kapımızı çalmaya başladı' 'Türkiye'de 40 yıldır, ilahiyat fakültesinden sonra 3 yıllık eğitim veren bu müesseselerin (Dini yüksek ihtisas merkezleri) bütün dünyaya hitap eden Diyanet İslam Akademilerine dönüşmesi gerekmektedir. Diyanet işleri teşkilatı olarak bunun çalışmalarını yapmaya devam ediyoruz'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'Türkiye'de 40 yıldır, ilahiyat fakültesinden sonra 3 yıllık eğitim veren bu müesseselerin (Dini yüksek ihtisas merkezleri) bütün dünyaya hitap eden Diyanet İslam Akademilerine dönüşmesi gerekmektedir. Diyanet işleri teşkilatı olarak bunun çalışmalarını yapmaya devam ediyoruz.' dedi.

Görmez, Talas ilçesinde hayırseverlerin desteğiyle yaptırılan Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yüksek İhtisas Merkezi yeni hizmet binalarının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, İslam dünyasının ve bütün insanlığın zor günlerden geçtiğini söyledi.

Bu zor zamanlarda en büyük sorunlardan birinin ilimsizlik olduğunu ifade eden Görmez, şunları belirtti:

'Modern zamanlarda pek çok mühendislikler üretildi. Onlardan bir tanesinin adı, cehalet mühendisliği. Cehalet mühendisliği, cehaleti ilim olarak takdim etmeyi öngören yanlış bir mühendislik. Bugün Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Libya'da gördüğümüz, yaşadığımız büyük acıların, travmaların sebebi cehalet mühendisliğinin, ilmi hikmeti ve marifeti yok sayarak ilim adına cehalet üretmeye çalışması, din adına cehalet üretmeye çalışmasıdır. Tabii ki böyle bir zamanda dini ilimler çok önem arz ediyor.'

Dini ilimlerle ilgili de iki büyük sorun yaşandığını, bunlardan birinin ilim, hikmet ve marifetin birbirinden koparılması olduğunu belirten Görmez, 'Sadece bilgi ve ilim yetmez, hikmet lazım. Sadece hikmet yetmez, marifet lazım. İlmin sahibine alim, hikmetin sahibine hakim, marifetin sahibine arif diyoruz. Malumat sahibi insanlarımız çoğaldı ama alimimiz azaldı. Malumat sahibi insanlar çoğaldı ama hikmet sahipleri azaldı, hakimler azaldı. Malumat sahipleri çoğaldı ama arifler azaldı. İşte buna ihtiyacımız var.' diye konuştu.

Mehmet Görmez, dini yüksek ihtisas merkezlerinin en büyük amaçlarından birinin sadece bilgi vermek değil, ilim, hikmet ve marifeti birlikte vermek olduğunu dile getirdi.

- 'Fizik ve matematik de dini bir ilimdir'

İlimle özellikle de dini ilimlerle yaşadıkları ikinci sorunun Allah'ın kitaptaki ayetleri ile kainatın ayetlerini birbirinden ayırmaya kalkışmak olduğunu vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:

'Bilgi, İslama göre dini ve dini olmayan diye tasnif edilemez. Tefsir ve hadis ne kadar dini bir ilimse, fizik ve matematik de o kadar dini bir ilimdir. Çünkü onlar da Allah'ın kainata yerleştirdiği kanunları öğretirler. Bunları birbirinden ayırmak, hükmü ve hikmeti birbirinden ayırmak doğru değildir. İslam dünyasının bugün yaşadığı travmanın sebeplerinden biri de bilgiyi bu şekilde tasnif ederek, dini ilimler dendiği zaman, kainattan kopuk, akıldan uzak, sadece kara kaplı kitaplarda yazılıp satırlarda var olan bilgiyi zannetmeye başlamasıdır. Onun için bu merkezlerimiz büyük önem arz ediyor.'

Görmez, Türk milletinin dünyada din eğitimini en çok tartışan millet olduğunu vurgulayarak, 'Okullarımızda din derslerimiz, imam hatip liselerimiz, ilahiyat fakültelerimiz olmuş. İmam hatip liselerimizde biz sadece dini ilimler vermemişiz, fen ilimleriyle, fizikle, kimyayla, matematikle birlikte vermişiz. Kainatın ayetlerini, kitaptaki ayetlerle birlikte öğretmemiz son derece önemlidir. İyi ki ilahiyat fakültelerimiz var. Sadece dini ilimler değil, beraber bütün sosyal bilimleri, felsefeyi, hikmeti, fıkıhtan, tefsirden, hadisten ayırmamışız. Millet olarak bu bizim başarılarımızdandır.' ifadelerini kullandı.

Bu başarıları gören İslam aleminin Türkiye'ye yöneldiğini dile getiren Görmez, şu değerlendirmede bulundu:

'Bugün bütün ilim merkezleri çökmüş vaziyette, Mısır, Bağdat, Şam, Yemen, Trablus. Bütün bu merkezlerden ateşler yükseliyor. Daha önceleri bütün Müslümanlar çocuklarını aynı zamanda bu ilim merkezlerine gönderiyorlardı. Şu anda bu ilim merkezleri çöktü. Onun için bütün dünya kapımızı çalmaya başladı. Bizden sadece insani, hayri yardımlar istemiyorlar. Aynı zamanda çocuklarını bize göndermek, Türkiye'de ilim tahsil etmesini istiyorlar. Herkes diyanet işleri teşkilatının kapısını çalmaya başladı.'

- Diyanet İslam akademileri

Görmez, Diyanet İşleri teşkilatının artık sadece Türkiye'nin Diyanet Teşkilatı olmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Orta Asya'daki bütün kardeşlerimizin teşkilatı olmuştur. Artık Diyanet İşleri teşkilatı Balkanlarda yaşayan bütün evladı Fatihan'ın müessesesidir. 2006 yılından itibaren artık Diyanet teşkilatı Afrika'nın 40 noktasında hizmet veren bir teşkilat olmuştur. Latin Amerika'da yaşayan 7 milyon Müslüman kardeşimize hizmet taşıyan bir teşkilat olmuştur. Diyanet İşleri teşkilatı artık Pasifik Asya'da yaşayan bütün Müslüman kardeşlerimizin hizmetinde olan bir teşkilat olmuş. Bunun için bütün dünyadan öğrenci göndermek istiyorlar. Bu dini yüksek ihtisas merkezlerimizde okumak için yüksek seviyede din adamları yetiştirmek için, müftülerini, vaizlerini yetiştirmek için talepler çoğalmaya devam ediyor.'

'Artık bu müesseselerin, Türkiye'de 40 yıldır ilahiyat fakültesinden sonra 3 yıllık eğitim veren bu müesseselerin, bütün dünyaya hitap eden diyanet İslam akademilerine dönüşmesi gerekmektedir' diyen Görmez, şunları aktardı:

'Diyanet İşleri teşkilatı olarak bunun çalışmalarını yapmaya devam ediyoruz. Bu epeyden beri bu kardeşinizin rüyasıdır. Bu müesseseler artık sadece kurs değildir. Burada tahsilat gören hoca efendilerimiz birer kursiyer değildir. Buraların aynı zamanda bütün dünyaya hitap eden, İslam dünyasının içinden geçtiği bu zor süreçleri dikkate alarak yeryüzüne İslamın rahmet mesajını yayacak, barışı yayacak ilim, hikmet ve marifeti birleştirecek, cehalet mühendislerine 'Hayır' diyecek, cehalet mühendisliklerini ilimle, hikmetle, marifetle ortadan kaldıracak yüksek seviyede ilim adamlarını yetiştiren birer Diyanet İslam Akademilerine dönüşmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Bunun en kısa zamanda gerçekleşmesini temenni ediyorum.'

Görmez, konuşmasının ardından merkezin yapımında emeği geçenlere plaket vererek, teşekkür etti.

Törenin ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ve hayırseverler ile protokol üyeleri, merkezin açılışını gerçekleştirdi.

Açılışın ardından ihtisas merkezini gezerek yetkililerden bilgi alan Görmez, konferans salonunda karşılaştığı, daha önce Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla umreye gönderilen işitme engelli öğrencilerle de bir süre sohbet etti. Öğrenciler işaret dili ile Kur'an-ı Kerim okudu.
Kaynak: AA