Koruyucu Aile Paneli

Prof. Dr. Okur: 'Hz. Muhammed, koruyucu aile olarak tabir ettiğimiz durumu bizzat yaşayan ve içerisinde yetişen biriydi. Yanlarında büyüdüğü amcası ve yengesinden bahsederken de 'ikinci annem' tabirini kullanıyordu' Aile ve Sosyal Politikalar Ankara İl Müdürü Erkoç: 'Koruyucu aileye uygun olan her çocuğu, bir aile yanına yerleştirmek bakanlık olarak temel hedefimiz arasında yer alıyor. Bunu başarmak için gecemle, gündüzümle çalışacağım, o çocukları sıcak bir aile ve yuva ortamına teslim edeceğim'

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaşif Hamdi Okur, İslam tarihinde koruyucu ailelerin varlığına vurgu yaparak, 'Hz. Muhammed, koruyucu aile olarak tabir ettiğimiz durumu bizzat yaşayan ve içerisinde yetişen biriydi. Yanlarında büyüdüğü amcası ve yengesinden bahsederken de ikinci annem tabirini kullanıyordu.' değerlendirmesini yaptı.

Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezince (TDV KAGEM) düzenlenen, 'Koruyucu Aile Paneli', Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Nusret Soylu, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in eşi Hatice Görmez, koruyucu aileler ve vatandaşların katılımıyla yapıldı.

Prof.Dr. Okur, panelde yaptığı konuşmada, ebeveynini kaybeden insanlar için 'yetim-öksüz' ifadelerinin kullanıldığını belirterek, Kuran-ı Kerim'de muhtaç ve yakınını kaybeden kadınlar için 'yetime' ifadelerinin kullanıldığını söyledi.

Hz. Muhammed'in yetim olarak dünyaya geldiğini, amcası ve dedesinin himayesinde büyüdüğünü ifade eden Okur, 'Hz. Muhammed, koruyucu aile olarak tabir ettiğimiz durumu bizzat yaşan ve içerisinde yetişen biriydi. Yanlarında büyüdüğü amcası ve yengesinden bahsederken de 'ikinci annem' tabirini kullanıyordu. Bir yetişkin olarak evlenip kendi yuvasını kurduktan sonra Hz. Ali'yi yanına almış, bir zamanlar kendisi koruyucu aile ortamında yaşadığı gibi kendisi de koruyucu ailelik yapmıştır.' dedi.

Okur, koruyucu aile olma konusunu İslam tarihi ve hukuku açısından değerlendirirken, 'Koruyucu aile dediğimiz meselenin referanslarını tarihte görüyoruz. İslam toplumlarında özellikle Osmanlı döneminde 'kerime-i nebiyye' yani manevi evlat, ahretlik, oğulluk gibi isimlerle koruyucu aile kavramı yaşatılmıştır.' ifadelerini kullandı.

- 'Koruyucu ailelikte, çocuğun dünyasına dokunmak için yola çıkılır'

Aile ve Sosyal Politikalar Ankara İl Müdürü Bestami Erkoç ise koruyucu aile olmak için hiçbir engelin olmadığını belirterek, sevgi ve merhamet ihtiyacının karşılanacağı yerin aile ortamı olduğunu vurguladı. Ankara'da şu anda 16 çocuğun koruyucu ailelerini beklediğini kaydeden Erkoç, 'Bu konuda talepler olursa hemen harekete geçmeyi ve onları sıcacık bir yuvaya kavuşturmayı çok önemsiyorum.' dedi.

Erkoç, Ankara'daki 128 'Çocuk Evi'nde hayatını sürdüren bin 500 çocuğun kendilerine emanet olduğunu belirterek, şunları aktardı:

'259 çocuğumuz koruyucu aile yanında. Bunlardan bir kısmı şu an aramızda. Durumun önemini birebir hissettikleri için her birine teşekkür ediyorum. Koruyucu aileye uygun olan her çocuğu, bir aile yanına yerleştirmek bakanlık olarak temel hedefimiz arasında yer alıyor. Bunu başarmak için gecemle, gündüzümle çalışacağım, o çocukları sıcak bir aile ve yuva ortamına teslim edeceğim. Sizlerin, bakanlığın sivil toplum kuruluşlarının desteği ve yardımıyla bunu başaracağız. Bir ailede ne yaşanıyorsa o çocuklarımıza yaşatmak için çalışacağız.'

Çocuğu olan-olmayan herkesin koruyucu ailelik yapabileceğini kaydeden Erkoç, bu kararı veren aileleri evlerinde ziyaret ettiklerini, ziyaretlerin koruyucu aile süreci başladıktan sonra da devam ettiğini bildirdi. Erkoç, 'Koruyucu ailelikte, çocuğun dünyasına dokunmak için yola çıkılır. Sonra bir bakmışsınız çocuk size dokunmuş.' ifadelerini kullandı.

Panel, 13 yıldır koruyucu ailelik yapan TDV KAGEM gönüllüsü Selma Tunalı'nın, kendi hikayesini konuklara aktarmasının ardından soru-cevaplarla son buldu.
Kaynak: AA