'Asırlık Öğretmen' Öğrencilerinin Anılarıyla Yaşıyor

Amasya'nın Merzifon ilçesinde oturan, Cumhuriyet tarihinin ilk öğretmenlerinden 102 yaşındaki Mukime Furatoğlu, emekli olmasının üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen görev yaptığı yılları ve öğrencilerini unutamıyor Furatoğlu: 'Hani diyorlar ya 'Bir daha dünyaya gelsen ne olmak isterdin?' Ben yine ilkokul öğretmeni olurdum' 'Öğrencilerimin fotoğraflarına bakıyorum ve yeniden yaşıyorum o günleri. Onlarla ilgili binlerce anım var. Hepsi çocuklarım. Ölene kadar onların özlemiyle yaşayacağım'

CİHAN OKUR - Amasya'nın Merzifon ilçesinde oturan, Cumhuriyet tarihinin ilk öğretmenlerinden 102 yaşındaki Mukime Furatoğlu, 45 yıl önce emekli olmasına rağmen mesleğini yaptığı yılları ve öğrencilerini aklından çıkaramıyor.

Merzifon'daki evinde bakıcısıyla yaşayan Furatoğlu, öğretmenlik yıllarındaki anılarını ve öğrencilerini fotoğraflara bakarak yad ediyor. Her gün gazete okuyan, televizyonda haberleri izleyen Furatoğlu, güncel olayları yakından takip ediyor.

Furatoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, subay babasının, kendisi henüz 6 aylıkken 1. Dünya Savaşı'nda Erzurum'da şehit olduğunu, 5 yaşına kadar Erzurum'da oturduktan sonra annesinin evliliği dolayısıyla Merzifon'a taşındıklarını söyledi.

Erzurum Öğretmen Okulundan mezun olup 1935'te mesleğe başladığını bildiren Furatoğlu, Erzurum ve İstanbul'da görev yaptıktan sonra 1971 yılında emekli olduğunu belirtti.

Furatoğlu, 'Küçük yaşlardan itibaren öğretmen olmak istedim. Ben küçükken İngilizler Merzifon'da kolej açmış ve bizi davet etmişti ancak öğretmenlerimiz oraya gitmemizi istemedi, öğretmen okullarına yönlendirdi. 'Atatürk her yerde öğretmen okulu açıyor, bu ülkenin öğretmenlere ihtiyacı var' dediler. Biz de öğretmenlerimizin sözünü dinledik ve öğretmen okuluna gittik.' ifadelerini kullandı.

Sınıfta disiplinin sağlanmasının önemini vurgulayan Furatoğlu, şöyle devam etti:

'Şimdi öğretmenler talebelerden korkuyor. Disiplinin olmadığı bir sınıfta ders de olmaz. Öğrencilerime dersten önce vatan, millet ve bayrak sevgisini anlatırdım ve disiplinliydim. Öğrencilerim benden çok korkarlardı ancak çok da severlerdi. Hepsi efendi ve terbiyeli çocuklardı. Çocuklar sevmezse sizi dinlemez, severse canla başla dinler ve dersten ayrılmak istemez. Çocuklar çok temiz, samimi ve candan bağlanıyorlar insana. Ne yaparsanız yapın sizi seviyorlar. Anasından, babasından daha çok öğretmenini seviyorlar.'

- 'Öğrencilerimin hayalleriyle yaşıyorum'

Furatoğlu, emekliliğinin üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen öğrencilerini unutmadığını, onlara özleminin tükenmediğini anlattı.

Öğrencilerinin seslerinin hala kulaklarında çınladığını dile getiren Furatoğlu, şunları kaydetti:

'Onları, onların gözündeki öğrenme ışığını çok özlüyorum. Bir gün sınıfta Atatürk'ün Samsun'a çıkışını anlatıyorum, nefes almadan dinliyorlar beni. İşte ben, öğrencilerimin öğrenme isteğinin bana verdiği hazzı özledim. Hani diyorlar ya 'Bir daha dünyaya gelsen ne olmak isterdin?' Ben yine ilkokul öğretmeni olurdum. Öğrencilerimin hayalleriyle yaşıyorum, onların hayali olmasa yaşayamam. Onların fotoğraflarına bakıyorum ve yeniden yaşıyorum o günleri. Onlarla ilgili binlerce anım var. Hepsi benim çocuklarım. Ölene kadar onların özlemiyle yaşayacağım.'

Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de vefatını dersteyken öğrendiğini belirten Furatoğlu, 'Bütün sınıf ağladı. Çocukların ağlaması hala gözümün önünden gitmiyor.' dedi.

Furatoğlu, o gün öğrencilerine Atatürk'ün izinde gitmelerini öğütlediğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA