'Alternatif Ürünlerin Kullanımının Bilimsel Bir Dayanağı Yok'

TÜBA Konsey Üyesi, Kanser ve Kök Hücreleri Çalışma Grupları Başkanı Demirer: 'Alternatif ürünlerin kullanımının bilimsel bir dayanağı yok. Hatta ve hatta kemoterapi sırasında hastalarımız hekimlerinden habersiz alternatif tıp ürünleri kullanarak kemoterapilerinin etkilerini azaltıyorlar, bazen de karaciğerde ciddi toksik etki yapabiliyor' 'Bayanlarda sigara içimi ve alkol kullanımı meme kanserlerinin riskini ciddi şekilde artırıyor' 'Cep telefonlarının, tabletlerin ya da bilgisayarların kanser yaptığı ortaya konmamıştır'

Yozgat'ta 'Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üniversite Konferansları' kapsamında 'Türkiye'de Kanser ve Kanser'den Korunma' konulu konferans verildi.

Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi Bozok Salonu'nda, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Konsey Üyesi, Kanser ve Kök Hücreleri Çalışma Grupları Başkanı Prof. Dr. Taner Demirer, Türkiye'deki kanser çalışmaları ve kanserden korunmanın yollarına ilişkin bir konuşma yaptı.

Demirer, konferans sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, bugün itibariyle kanserin en önemli sebebinin sigara olduğunu söyledi.

Sigaranın 20'den fazla kanser türüne yol açtığını belirten Demirer, özellikle akciğer kanserlerinin en önemli sebebinin sigara olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de erkeklerde en yaygın olan akciğer kanserinin temel sebebinin sigara olduğuna ve bayanlarda artan sigara kullanımı nedeniyle akciğer kanserinde bir artış olduğuna dikkati çeken Demirer, şunları kaydetti:

'Sağlık Bakanlığımızın yürüttüğü ‘Dumansız Hava Sahası’ kampanyasının başarısı çok büyük. Biz bunun verimini ilerde göreceğiz. Biz bekliyoruz ki sigara içiminin azalmasıyla önümüzdeki 10 - 15 yıllık dönemde erkeklerde akciğer kanserinin oranı azalacak. Sigaranın yanında alkol çok önemli bir risk faktörüdür. Bugün itibariyle kansere yol açan en önemli 4 sebep var. Bunlardan birisi sigara, ikincisi alkol, üçüncüsü hareketsizlik ve spor yapmamak ve dördüncüsü de şişmanlık yani yağlı beslenme. Bugün itibariyle yağlı beslenme ve şişmanlık özellikle kalın bağırsak rahim ve meme kanserlerinin riskini ciddi anlamda artırıyor. Bayanlarda sigara içimi ve alkol kullanımı meme kanserlerinin riskini ciddi şekilde artırıyor. Bence bugün toplumumuzda kanserle mücadelede sigaradan uzak durmak, spor yapmak, hiç olmazsa günde yarım saat tempolu yürüyüş yapmak, alkol almamak, yağlı gıdalarla beslenmemek ve özellikle tahıllı gıdalarla beslenmeyi öneriyoruz.'

- 'Alternatif ürünlerin kullanımının bilimsel bir dayanağı yok'

Bugüne kadar, 'yenildiği ya da içildiği takdirde kanseri engellediği, önlediği ya da azalttığı' söylenebilecek herhangi bir gıda ve madde olmadığını ifade eden Demirer, 'Bu beyanda alternatif ürünlerin kullanımı da doğru değil. Alternatif ürünlerin kullanımının bilimsel bir dayanağı yok. Hatta ve hatta kemoterapi sırasında hastalarımız hekimlerinden habersiz alternatif tıp ürünleri kullanarak kemoterapilerinin etkilerini azaltıyorlar, bazen de karaciğerde ciddi toksik etki yapabiliyor. O nedenle de halkımızı ve hastalarımızı bu konuda uyarmak istiyorum. Ama normal vatandaşlarımız kırmızı et konusuna gelince, kırmızı eti yiyebilirler ama kanser geçiren hastalarımız, kanserden tedavi gören hastalarımız veyahutta görmüş olanlar kırmızı eti haftada birden fazla tüketmemelerini öneriyoruz.' diye konuştu.

- 'Cep telefonlarının, tabletlerin ya da bilgisayarların kanser yaptığı ortaya konmamıştır'

'Cep telefonlarının, bilgisayarların ve tabletlerin kansere ne yönde etki sağlıyor?' sorusu üzerine Demirer, bunun sadece bir kanı olduğunu, bilimsel bir dayanağının olmadığını vurgulayarak, 'Cep telefonlarının, tabletlerin ya da bilgisayarların kanser yaptığı ortaya konmamıştır. Böyle bir kanı bazılarında var ama bilimsel bir dayanağı yok. Onu belki de ileriki yıllarda göreceğiz.' ifadelerini kullandı.

- 'GDO’lu besinlerin herhangi bir risk oluşturduğunu söyleyemeyiz'

Demirer, GDO'lu ürünlerin kansere etkisi yönünde de 'Genetiği değiştirilmiş organizmaların kanser yapıcı etkisi gösterilememiştir. Yani bu konuda herhangi bir bilimsel veri yoktur. Dünyanın bir çok ülkelerinde de tüketilmektedirler. O nedenle GDO’lu besinlerin herhangi bir risk oluşturduğunu söyleyemeyiz.' dedi.

- 'Uzman olmayanlar halkı yanlış yönlendiriyor'

Televizyonda ve basında kanserle ilgili görüş bildirenler hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine Demirer, şöyle devam etti:

'Basında, medyada, televizyonlarda konunun uzmanı ehli olan, ehliyetli bilgi sahibi kişilerin görüşlerinin alınması lazım. Konunun uzmanı olmayan kişiler halkımızı yanlış yönlendiriyor, yanlış bilgilendiriyorlar. Bu da hastalarımıza ciddi anlamda sıkıntı ve stres kaynağı olmaya sebep oluyor. Dolayısıyla bu tür yanlış bilgilendirmeden halkımızı ve hastalarımızı korumamız gerekiyor. Basına ve medyaya hatta RTÜK’e bu konuda çok önemli görev düşüyor. Bence RTÜK’ün basın ve medyada özellikle televizyonlarda bu konularda konuşacak insanlar da belli bir kalifikasyon, standardizasyon istemesi gerekir diye düşünüyorum.'

'Türkiye'de kanserden yılda kaç kişi ölüyor?' sorusu üzerine Demirer, ülkemizde her yıl 93 bin erkeğin kansere yakalandığını 63 bin dolayında da kadında kanser görüldüğünü belirtti.

Türkiye'de her yıl kanserden 100 binin üzerinde vatandaşın hayatını kaybettiğini dile getiren Demirer, 'Dünyada da her yıl 8 milyon insanı kanserden kaybediyoruz. En çok can alan hastalık bugün kanser. Oranlarımız gelişmiş ülkelere göre benzerlik gösteriyor. Son 10 yılda doğu tipi gıdadan batı tipi beslenmeye ‘Fastfood’ gıdalara yönelinmesiyle yağlı gıdalarda bir artış var. Kalın bağırsak kanserinin oranında bir artış meydana geldi. Beslenmede özellikle yağlı gıdaların artışı kadınlarda rahim kanseri, kalın bağırsak ve meme kanserlerinin oranlarını artırıyor.'

Kaynak: AA