YBD'den Uluslararası Yargıçlar Birliğine Tepki
Yargıda Birlik Derneğinin açıklamasından: 'Defalarca randevu talebimizi küstahça geri çevirip, yargı teşkilatının yarısının üye olduğu bir derneği dinlemeye değer dahi bulmamak hangi tarafsızlık ilkesiyle bağdaşır? Sayın Regnard'ın (Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı) makalesinde Türk yargısında yaşananları sadece YARSAV'dan dinlediklerini belirtmiş olması, hangi objektiflik ilkesiyle bağdaşır?' 'Uluslararası Yargıçlar Birliği, şu gerçeğin farkında olmalı ve kabullenmelidir: YARSAV ilk kurulduğu zamandaki hukukun üstünlüğü, tarafsızlık, bağımsızlık gibi değerleri ne yazık ki muhafaza ve müdafaa edememiştir'.
Yargıda Birlik Derneği (YBD), Uluslararası Yargıçlar Birliğinin, 'Türk yargısında 15 Temmuz sonrası bazı hakim ve savcıların gözaltı ile ihraçlarına sessiz kalındığı, YARSAV'ın Türkiye'de tek bağımsız dernek addedildiği ve YBD'nin HSYK'daki üyelerinin hükümetin desteğiyle seçildiği' iddialarına yanıt verdi.
YBD'den yapılan yazılı açıklamada, Uluslararası Yargıçlar Birliğinin, 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişimi sonrası Türk yargısında yaşanan gelişmeler hakkında uluslararası kamuoyunda yanlış algı yaratan ve özellikle derneklerini hedef alan söylemlerde bulunduğu bildirildi.
YBD'nin 6 bin 500 üyesi bulunduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
'Son zamanlarda bazı meslektaşlarımızın yaşadıklarını kabullenmek kolay değildir. Gönül isterdi ki yargıçlığın vazgeçilmez unsuru olan bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesiyle hareket etselerdi de bugünleri bize yaşatmasalardı. Uluslararası Yargıçlar Birliği, şu gerçeğin farkında olmalı ve kabullenmelidir: YARSAV, ilk kurulduğu zamandaki hukukun üstünlüğü, tarafsızlık, bağımsızlık gibi değerleri ne yazık ki muhafaza ve müdafaa edememiş ve giderek bu değerleri aslında benimsememiş pek çok hakim ve savcının derneğe üye olması ile yönetimdeki hakimiyetini sonunda kaybeder hale gelmiştir.'
YARSAV'ın bazı kurucu üyelerinin istifa ederek YBD'nin kurucuları arasında yer almalarının ve derneğin Türk yargısı adına yeni umut kapısı olduğu vurgulanan açıklamada, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz'ın, Avrupa Hakimleri Danışma Konseyi toplantısında YARSAV Yönetim Kurulu üyesi bir hakimin etkin pişmanlıktan yararlanmak için yaptığı itiraftan söz ettiği hatırlatıldı.
Yılmaz'ın, itirafa ilişkin verdiği bilgilere değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
'HSYK Başkanvekili'nin itiraftan alıntılarını aktarıyoruz. '2010 yılında Murat Arslan ile FETÖ terör örgütü Yargıtay imamı olan Yargıtay üyesi İlyas Şahin'in Ankara'da bir büroda görüşerek 13 kişilik YARSAV Yönetim Kurulu üyelerini belirledikleri, 2010 yılından sonra aslında kuruluş amacındaki ilkelere uymayan FETÖ/PDY üyesi 700-800 civarında kişinin YARSAV'a üye kaydının yapıldığı, bu şekilde YARSAV'ın seçimle ele geçirildiğini' belirtmiştir. Öte yandan, yine Başkanvekili aynı konuşmasında YARSAV Başkanı'nın ByLock kullanıcısı olduğunu, bin 600 YARSAV üyesinden 2010'dan sonra derneğe üye olan 738'i hakkında ihraç kararı verildiğini söylemiştir.
Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Sayın Regnard ve yönetimdeki diğer üyelerinin hala YARSAV'ın Türkiye'de tek bağımsız dernek olduğunu belirtmesini takdirlerinize bırakıyoruz.'
Açıklamada, Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Christophe Regnard'ın 7 Kasım'da yayımladığı makalesinde Yargıda Birlik Platformu'nun listesinde bulunmayan 4 HSYK üyesinin hemen görevden alındığını belirttiği aktarıldı.
Görevden alınan HSYK üyelerinden ikisinin 'HSYK'da görev yaptıkları sürede disiplin dosyalarında kullandıkları oyları örgütün talimatıyla verdikleri' yönündeki itiraflarının hatırlatıldığı açıklamada, bunun da yine HSYK Başkanvekili Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşıldığı belirtildi.
- 'Randevu talebimiz küstahça geri çevrildi'
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
'Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı ile yönetimi, bu bilgileri yeni öğrenmiş olabilir. Belki kendimizi yeterince anlatamamış olmamız bizim eksikliğimiz de olabilir ancak defalarca randevu talebimizi küstahça geri çevirip, yargı teşkilatının yarısının üye olduğu bir derneği dinlemeye değer dahi bulmamak hangi tarafsızlık ilkesiyle bağdaşır? Sayın Regnard'ın sözü edilen makalesinde Türk yargısında yaşananları sadece YARSAV'dan dinlediklerini belirtmiş olması hangi objektiflik ilkesiyle bağdaşır? Yine üzülerek terör örgütü oldukları bizzat kendi üyeleri tarafından itiraf edilmiş bir derneğin üyeleri ile diğerleri için Avrupa Hakimler Birliğinin insan hakları adına yardım kampanyası başlattığını öğrenmiş bulunmaktayız.
Bunun açıkça suç olduğunu söylemek zorundayız. Kaldı ki terör yoluyla insan haklarını gasbedenlere bilerek ve isteyerek destek vermek, hangi insan hakları kategorisine dahil edilebilir?'
Kaynak: AA
YBD'den yapılan yazılı açıklamada, Uluslararası Yargıçlar Birliğinin, 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişimi sonrası Türk yargısında yaşanan gelişmeler hakkında uluslararası kamuoyunda yanlış algı yaratan ve özellikle derneklerini hedef alan söylemlerde bulunduğu bildirildi.
YBD'nin 6 bin 500 üyesi bulunduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
'Son zamanlarda bazı meslektaşlarımızın yaşadıklarını kabullenmek kolay değildir. Gönül isterdi ki yargıçlığın vazgeçilmez unsuru olan bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesiyle hareket etselerdi de bugünleri bize yaşatmasalardı. Uluslararası Yargıçlar Birliği, şu gerçeğin farkında olmalı ve kabullenmelidir: YARSAV, ilk kurulduğu zamandaki hukukun üstünlüğü, tarafsızlık, bağımsızlık gibi değerleri ne yazık ki muhafaza ve müdafaa edememiş ve giderek bu değerleri aslında benimsememiş pek çok hakim ve savcının derneğe üye olması ile yönetimdeki hakimiyetini sonunda kaybeder hale gelmiştir.'
YARSAV'ın bazı kurucu üyelerinin istifa ederek YBD'nin kurucuları arasında yer almalarının ve derneğin Türk yargısı adına yeni umut kapısı olduğu vurgulanan açıklamada, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz'ın, Avrupa Hakimleri Danışma Konseyi toplantısında YARSAV Yönetim Kurulu üyesi bir hakimin etkin pişmanlıktan yararlanmak için yaptığı itiraftan söz ettiği hatırlatıldı.
Yılmaz'ın, itirafa ilişkin verdiği bilgilere değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
'HSYK Başkanvekili'nin itiraftan alıntılarını aktarıyoruz. '2010 yılında Murat Arslan ile FETÖ terör örgütü Yargıtay imamı olan Yargıtay üyesi İlyas Şahin'in Ankara'da bir büroda görüşerek 13 kişilik YARSAV Yönetim Kurulu üyelerini belirledikleri, 2010 yılından sonra aslında kuruluş amacındaki ilkelere uymayan FETÖ/PDY üyesi 700-800 civarında kişinin YARSAV'a üye kaydının yapıldığı, bu şekilde YARSAV'ın seçimle ele geçirildiğini' belirtmiştir. Öte yandan, yine Başkanvekili aynı konuşmasında YARSAV Başkanı'nın ByLock kullanıcısı olduğunu, bin 600 YARSAV üyesinden 2010'dan sonra derneğe üye olan 738'i hakkında ihraç kararı verildiğini söylemiştir.
Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Sayın Regnard ve yönetimdeki diğer üyelerinin hala YARSAV'ın Türkiye'de tek bağımsız dernek olduğunu belirtmesini takdirlerinize bırakıyoruz.'
Açıklamada, Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Christophe Regnard'ın 7 Kasım'da yayımladığı makalesinde Yargıda Birlik Platformu'nun listesinde bulunmayan 4 HSYK üyesinin hemen görevden alındığını belirttiği aktarıldı.
Görevden alınan HSYK üyelerinden ikisinin 'HSYK'da görev yaptıkları sürede disiplin dosyalarında kullandıkları oyları örgütün talimatıyla verdikleri' yönündeki itiraflarının hatırlatıldığı açıklamada, bunun da yine HSYK Başkanvekili Yılmaz tarafından kamuoyuyla paylaşıldığı belirtildi.
- 'Randevu talebimiz küstahça geri çevrildi'
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
'Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı ile yönetimi, bu bilgileri yeni öğrenmiş olabilir. Belki kendimizi yeterince anlatamamış olmamız bizim eksikliğimiz de olabilir ancak defalarca randevu talebimizi küstahça geri çevirip, yargı teşkilatının yarısının üye olduğu bir derneği dinlemeye değer dahi bulmamak hangi tarafsızlık ilkesiyle bağdaşır? Sayın Regnard'ın sözü edilen makalesinde Türk yargısında yaşananları sadece YARSAV'dan dinlediklerini belirtmiş olması hangi objektiflik ilkesiyle bağdaşır? Yine üzülerek terör örgütü oldukları bizzat kendi üyeleri tarafından itiraf edilmiş bir derneğin üyeleri ile diğerleri için Avrupa Hakimler Birliğinin insan hakları adına yardım kampanyası başlattığını öğrenmiş bulunmaktayız.
Bunun açıkça suç olduğunu söylemek zorundayız. Kaldı ki terör yoluyla insan haklarını gasbedenlere bilerek ve isteyerek destek vermek, hangi insan hakları kategorisine dahil edilebilir?'