Diyabet Asrın Salgını
Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Alphan, diyabet hastalığında besinlerin tüketilen miktarlarının önemli olduğunu söyledi.
Diyabet Haftası dolayısıyla değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Emel Alphan, 2010 yılındaki Türkiye Diyabet Epidemiyoloji Prevalans Çalışması-II (TURDEP-II)’ye göre Türkiye’de diyabetli birey oranı yüzde 13.7 iken bu diyabetlilerin yüzde 90’ından fazlasını da ‘Tip 2’ diyabetlilerin oluşturduğunu söyledi.
Türkiye’de diyabetli sayısı kadar gizli şeker denilen ve gelecekte diyabetli olma ihtimali oldukça yüksek olan ‘gecikmiş glukoz intoleransı’ hastası bulunduğuna dikkat çeken Alphan, “Yapılan bilimsel çalışmalarla Türkiye’de 7 milyonun üzerinde diyabetli hasta var. Yaklaşık 3 milyon kişi ise diyabetli olduğundan haberi yok. Diyabet hastalığının görülme sıklığı obezitenin artışına paralel olarak hızla artmaktadır. Yaklaşık 20 yaş üzeri her 5 kişiden biri diyabet hastası var” dedi.
“Diyabetliye şeker bile verebiliyoruz”
Diyabetlilerde beslenme tedavisinin çok önemli olduğunu ve diyabetlilerin kendi kendilerini kontrol edebilmeleri için diyabet konusunda mutlaka bilgilendirilmeleri gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Alphan, “Kan şekerlerini kontrol altında tutabilen diyabetlilere belirli miktarda şeker bile verilebilir. Diyabetin beslenme tedavisinde esas olan, hangi besinin ne miktarda ve ne zaman yenileceğinin çok iyi bilinmesidir. Kan şekerini yükseltenin karbonhidratın miktarıdır. Öğünlerde tüketilen karbonhidrat miktarları çok dikkatli izlenmesi gerekir” dedi.
“Hastalar yasaklarla boğuşuyor”
Diyabetten milattan önce bile bahsedildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Alphan, diyabetlilerin yanlış bilgilendirildiğini belirterek, “Yanlış bilgilendirmeler nedeniyle hastalar yasaklarla boğuşmaktadır. Pek çok yasakla karşı karşıya kalınca da hastalar diyetlerini uygulamamaya başlıyorlar. Halbuki, diyabetteki beslenme, herkesin uygulaması gereken sağlıklı beslenme tarzıdır. ‘İnsülini yaparsak istediğimizi yeriz’ düşüncesi yanlıştır. Fiziksel aktivite insülin direncini azaltmaktadır. Düzenli fiziksel egzersiz diyabet hastalarının tedavisinin önemli bir bileşeni olarak önerilmektedir” dedi.
Kaynak: İHA
Türkiye’de diyabetli sayısı kadar gizli şeker denilen ve gelecekte diyabetli olma ihtimali oldukça yüksek olan ‘gecikmiş glukoz intoleransı’ hastası bulunduğuna dikkat çeken Alphan, “Yapılan bilimsel çalışmalarla Türkiye’de 7 milyonun üzerinde diyabetli hasta var. Yaklaşık 3 milyon kişi ise diyabetli olduğundan haberi yok. Diyabet hastalığının görülme sıklığı obezitenin artışına paralel olarak hızla artmaktadır. Yaklaşık 20 yaş üzeri her 5 kişiden biri diyabet hastası var” dedi.
“Diyabetliye şeker bile verebiliyoruz”
Diyabetlilerde beslenme tedavisinin çok önemli olduğunu ve diyabetlilerin kendi kendilerini kontrol edebilmeleri için diyabet konusunda mutlaka bilgilendirilmeleri gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Alphan, “Kan şekerlerini kontrol altında tutabilen diyabetlilere belirli miktarda şeker bile verilebilir. Diyabetin beslenme tedavisinde esas olan, hangi besinin ne miktarda ve ne zaman yenileceğinin çok iyi bilinmesidir. Kan şekerini yükseltenin karbonhidratın miktarıdır. Öğünlerde tüketilen karbonhidrat miktarları çok dikkatli izlenmesi gerekir” dedi.
“Hastalar yasaklarla boğuşuyor”
Diyabetten milattan önce bile bahsedildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Alphan, diyabetlilerin yanlış bilgilendirildiğini belirterek, “Yanlış bilgilendirmeler nedeniyle hastalar yasaklarla boğuşmaktadır. Pek çok yasakla karşı karşıya kalınca da hastalar diyetlerini uygulamamaya başlıyorlar. Halbuki, diyabetteki beslenme, herkesin uygulaması gereken sağlıklı beslenme tarzıdır. ‘İnsülini yaparsak istediğimizi yeriz’ düşüncesi yanlıştır. Fiziksel aktivite insülin direncini azaltmaktadır. Düzenli fiziksel egzersiz diyabet hastalarının tedavisinin önemli bir bileşeni olarak önerilmektedir” dedi.