Almanya'daki NSU Cinayetleri

Gizli dosyaları imha eden istihbaratçı Lothar Lingen hakkında suç duyurusunda bulunuldu Müdahil avukatlardan Ilius: 'Lingen, belgeleri imha ettirerek, yasa dışı bir şekilde ceza soruşturmasını etkilemiştir' Eşi aşırı sağcı NSU tarafından öldürülen Kubaşık: 'BfV'nin eline kocamın cinayetine engel olunmasını sağlayabilecek bilgiler geçmiş miydi bilmek istiyorum'.

BERLİN – Almanya’da aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün cinayetlerini aydınlatabilecek belgeleri imha eden üst düzey istihbarat görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

NSU tarafından 2006’da öldürülen Mehmet Kubaşık’ın avukatları, Alman iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nda (BfV) geçen dönemde neo-Nazilerden sorumlu olan bölümün başkanlığını yapan Lothar Lingen hakkında bugün Köln Savcılığına suç duyurusunda bulundu.

Kubaşık ailesinin avukatlarından Carsten Ilius, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemde ortaya çıkan yeni bilgilerin, NSU ile ilgili olabilecek belgelerin 2011 yılında BfV’de imha edilmesi konusunda yeni kuşkulara yol açtığını kaydetti.

BfV'nin, terör örgütü NSU’nun cinayetlerinin ortaya çıkmasının hemen ardından, 2011 yılı kasım ayında, kendileri için çalışan aşırı sağcı yedi muhbirle ilgili dosyaları imha ettiğini belirten Ilius, “Lingen’in yeni ortaya çıkan ifadeleri, NSU konusunda yapılacak soruşturmalardan çekindikleri için bu dosyaları imha ettiklerini gösteriyor. Bunu, 2014 yılı ekim ayında bir savcılık sorgusunda ifade etmiş. Bunun tutanakları sürpriz bir şekilde şimdi Federal Meclis’teki araştırma komisyonunun çalışmalarında ortaya çıktı.” dedi.

NSU ile ilgili olabilecek belgelerin imha edilmesinin ardından 2012 yılında savcılığın bir inceleme başlattığını ancak daha sonra takipsizlik kararı verdiğini hatırlatan Ilius, yeni ortaya çıkan bilgilerin ve ifadelerin ise durumun ciddiyetini ortaya koyduğunu, yeni bir incelemeyi gerektirdiğini vurguladı.

Avukat Ilius, “Lingen’in ortaya çıkan yeni ifadeleri ve o dönemdeki hareketleri, 2011’de imha edilen dosyaların NSU ile ilgili önemli bilgiler içermiş olabileceğine işaret ediyor. Lingen, belgeleri imha ettirerek, yasa dışı bir şekilde ceza soruşturmasını etkilemiştir.” şeklinde konuştu.

Ilius, son gelişmelerin, Alman makamlarının NSU cinayetlerini aydınlatma konusunda isteksizliğini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.

NSU tarafından 4 Nisan 2006’da Dortmund'da öldürülen Mehmet Kubaşık'ın eşi Elif Kubaşık da yaptığı açıklamada, NSU cinayetleri hakkında iç istihbarat servisinin elinde önceden bilgi olup olmadığını öğrenmek istediklerini söyledi.

Kubaşık “Bize olayların aydınlatılacağı sözü verilmişti ama bunun tam tersi söz konusu. BfV'nin eline kocamın cinayetine engel olunmasını sağlayabilecek bilgiler geçmiş miydi, bilmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Köln Savcılığına yapılan suç duyurusunda, 2011’de BfV'nin aşırı sağcılardan sorumlu birimin başında olan Lothar Lingen’in yanı sıra belgelerin imha edilmesinden sorumlu diğer sorumlular hakkında da soruşturulma başlatılması talep edildi.

Suç duyurusu, avukatlar Carsten Ilius, Antonia von der Behrens, Sebastian Scharmer ve Dr. Peer Stolle’nin imzalarıyla savcılığa sunuldu.

Eski istihbarat yetkilisi Lingen, geçen ay ortaya çıkan ifadelerinde, NSU cinayetlerinin ortaya çıkmasının ardından, 10-11 Kasım 2011'de Thüringen’deki muhbirlere ait dosyaların imha edilmesi talimatını verdiğini kabul etmişti.

İstihbarat teşkilatının, NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetleri hakkında önceden bilgi sahibi olmadığını iddia eden Lingen, bölgede çok sayıda muhbirlerinin bulunduğunu, bu bilginin kamuoyunda kendileri üzerinde soruşturma baskısını arttırabileceğini düşündüklerini, bu nedenle belgeleri imha ettiklerini söylemişti. Alman istihbaratçı, bir soruşturmanın gereksiz bir iş yüküne neden olacağı düşüncesiyle bu yönde karar aldıklarını öne sürmüştü.

Lothar Lingen, skandalın ardından teşkilattan ayrılmış, başka bir bakanlıkta göreve başlamıştı.

Almanya’da 2000-2007 yıllarında 8 Türk vatandaşının öldürüldüğü cinayetler uzun süre karanlıkta kalmış, medya cinayetlerin arkasında mafyanın ya da ailelerin olduğunu öne süren haberler yapmıştı.

NSU'nun varlığı ve Türkleri hedef alan cinayetlerin arkasındaki yapı olduğu 4 Kasım 2011’de bir dizi tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı. Terör örgütünün üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettiği öne sürülmüştü.

NSU'nun üç üyesinden biri olduğu iddia edilen Beate Zschaepe, soygunun ardından hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu. Zschaepe, halen devam etmekte olan NSU davasında, cinayetlerle ilgisi olmadığını iddia ediyor.

Neonazi terör örgütünün Alman güvenlik birimleri tarafından uzun yıllar boyunca tespit edilememiş olması, NSU üyelerinin geçmişte bazı istihbarat muhbirleriyle ilişki kurduklarının ortaya çıkması Almanya’da büyük tartışmalara yol açmıştı.

Skandal nedeniyle geçmişte istihbarat servisinde bazı üst düzey isimler istifa ederken, bugüne kadar hiçbir resmi yetkili hakkında dava açılmamış olması, eleştirilere neden oluyor.
Kaynak: AA