ANALİZ - Kolombiya'da Barış Anlaşması Neden Reddedildi?

Kolombiya'da devlet ile FARC arasında varılan tarihi barış anlaşmasının halk oylamasında reddedilmesi, birçok siyasal, konjonktürel ve sosyal etkenin birleşmesinin sonucu Barış planının halk oylamasında reddedilmesi, tekrar şiddete dönüleceği anlamına gelmiyor. Oylamanın ardından ilgili bütün aktörlerden gelen 'itidal' çağrıları artık Kolombiya’daki sürecin yeni bir aşamaya girdiğini gösteriyor Kutuplaşmanın azaltılması ve herkesin dahil olduğu ve kabul ettiği bir barış anlaşması için iktidar ve muhalefet yeni görüşmeler yapacak. Bu süreçte Batının özellikle iktidar ve muhalefete, uzlaşmaları için baskı yapması da kuvvetle muhtemel

ALİ AKFİDAN - Kolombiya'da yarım asırdan fazla devam eden iç çatışmayı bitirmek amacıyla FARC ile 2012 yılından beri yürütülen görüşmelerin ardından ağustos ayında varılan anlaşma, 26 Eylül’de büyük bir uluslararası katılım ile imzalandı. Barış anlaşması, 2 Ekim pazar günü de halk oylamasına sunuldu. Halk oylaması sonuçlarına göre Kolombiya halkı bu anlaşmayı yüzde 50,23’lük bir oranla redederken, halkın yüzde 49,77’si barış anlaşmasına 'evet' dedi. Peki bu durum Kolombiya için ne anlama geliyor?

Öncelikle bu durum 3 Ekim itibarıyla çatışmalara geri dönülmesi anlamına gelmiyor. Kolombiyalıların barışa karşı çıktığı ve savaşı çok sevdikleri anlamına da gelmiyor. Aksine birçok siyasal, konjonktürel ve sosyal etkenin birleşmesi sonucu oluşan bir 'belirsizlik' durumu olduğunu ifade etmek gerekir. Bu sonuçlar son yıllarda sosyal kutuplaşmanın çok net bir şekilde yoğunlaştığı bir Kolombiya’yı net olarak gösteriyor.

2002-2010 yılında Kolombiya Cumhurbaşkanlığı yapan Alvaro Uribe FARC’a en büyük darbeyi vuran lider olarak bilinmesi yanında aynı zamanda hayır kampanyasının lideriydi. Genel olarak sonuçlara bakıldığı zaman Kolombiya halkının neredeyse ikiye bölünmüş durumda olduğu görülüyor. Hayır kampanyasını yürütenlerin ana argümanı ‘barışa evet ama bu şekilde bir anlaşmayla değil' iken, 'evet' diyenlerin başlıca argümanı ise kabaca 'barışa bir şans vermek' olarak özetlenebilir.

Halk oylamasına katılım yüzde 38 civarında gerçekleşti. Diğer seçimlerle karşılaştırıldığında bu katılım oranı son derece düşük. Seçim günü ülkenin kuzey bölgesinde yağan şiddetli yağmur ve fırtına dolayısıyla birçok kişinin oy kullanamaması, diğer yandan özellikle anketlerin öngördüğü gibi 'evet' kanadının yüzde 60 civarında oyla kazanacağını bekleyen insanların çoğunun oy kullanmaya gitmemesi katılımın düşük kalmasındaki önemli faktörler. Ayrıca şunu da vurgulamak gerekir ki, 'hayır' kampanyasını yürütenler çok fazla medyada yer almasa bile halka doğrudan temaslarını hiç kesmediler. Özellikle taraftarlarını bu konuda aşırı motive edip kampanya süresince çalıştırdılar. 'Evet' kampanyası ise genel olarak kendine çok güvenerek hareket etti.

Kolombiya’da oylama sonucunun 'hayır' olmasına rağmen FARC, kelimelerden başka silah kullanmayacağını ve barış için kendilerine güvenilmesi gerektiğini vurgulayan bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos 'hayır' kampanyasına destek veren bütün siyasi partileri görüşmeye davet etti. 'Hayır' kampanyasının lideri eski cumhurbaşkanı Alvaro Uribe ise barış için ulusal bir blok kurulması gerektiğini belirterek, çatışma olmaması çağrısında bulundu. Dolayısıyla bütün aktörlerden gelen açıklamalar artık Kolombiya’daki sürecin yeni bir aşamaya girdiğini gösteriyor.

Kutuplaşmanın azaltılması ve herkesin dahil olduğu ve kabul ettiği bir barış anlaşması için iktidar ve muhalefet yeni görüşmeler yapacak. Bu süreçte Batının özellikle iktidar ve muhalefete, uzlaşmaları için baskı yapması da kuvvetle muhtemel. Çünkü Kolombiya Batının Latin Amerika’da oluşturmak istediği en büyük model. Bu modelin başarısız olması, aynı zamanda Batının kıtada sol siyasi dalga sonrası yapmak istediği yeni dizayna en büyük darbeyi vuracak bir kapasiteye sahip. Dolayısıyla bundan sonraki süreç, eğer FARC tekrar şiddete başvurmak gibi ciddi bir fikir değişikliğine gitmezse, Kolombiya’da yine barışa yol açacak bir dönemin önünü açacaktır.

Bu halk oylamasının Kolombiya’ya en büyük katkısı halkın bir bütün olarak ve bütün katmanlarıyla kendi ülkesine sahip çıkmış olmasıdır. Hem 'evet' hem de 'hayır' kampanyasını yürütenler, aslında Kolombiya’da eksik olan bir milliyetçiliğe katkı verdiler ve ilk defa herkes bir sürecin parçası olduğunu, destek vererek ya da 'hayır' diyerek, hissetti. Köylüsünden şehirlisine, en eğitimlisinden okuma yazma bilmeyenine kadar herkesin bu süreçte kendine yer bulmasının en büyük sebebi, 52 yıllık çatışmaların ülkedeki herkesi bir şekilde etkilemiş olmasıdır.

Kolombiya’da bütün halk artık barış istiyor. Teknik anlamda çok iyi şekilde yürütülen barış görüşmeleri ve sonrasında ortaya çıkan 297 sayfalık anlaşma metni, her açıdan tebrik edilmesi gereken bir çabanın ürünü. Yalnız bu sürecin sosyal anlamda tüm katmanlarda kabulü konusunda hala çaba harcanması gerekiyor.

FARC’ın yıllardır neden olduğu acının bir anda affedilmesini istemek ve en önemlisi eli silaha bulaşmış FARC üyelerinin bir anda hiçbir şey olmamış gibi siyaset sahnesine girmesini kabul etmek Kolombiyalılar için kolay görünmüyor. Ama bütün bunlara rağmen son yıllarda Kolombiya’da sağlanan ateşkes sonrası oluşan yeni duruma da insanlar artık alışmış durumda. Tekrar savaşa dönmeyi kimse istemiyor. İşin özü Kolombiya’da çok acı var ve acı hala ümitten fazla, ama barış da çok uzak değil.

Kaynak: AA