FETÖ 'Maddi İmkansızlıkları' Kullandı

FETÖ soruşturmasında itirafçı olan Danıştay Tetkik Hakimi Kevser Ö: '2007'de Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. İsmini Rahime diye anımsadığım sınıf öğretmeni, Elazığ'da müezzin olan babam ve ev hanımı annemle görüştü. Ankara'da yurt olanaklarının bulunduğunu ve bana burs imkanı sağlayabileceklerini söyledi. Ailem maddi imkanları yeterli olmadığı için teklifi kabul etti. Ben de bir sakınca görmedim' 'Ankara'ya gelirken sınıf öğretmeni beni yurda yerleştirmek üzere terminalde karşılayacak kişinin ismini ve telefon numarasını verdi. Bu bayan beni terminalde karşıladı. Ceyhun Atıf Kansu Caddesi'ndeki bir yurda götürdü. Burada bir hafta kaldıktan sonra yurdun müdiresi, bana yurdun paralı olduğunu ve burada kalırsam burs sağlanamayacağını söyledi. Burs için belirlenen bir evde kalmak gerektiğini aktardı. Aslında yurtta kalmak istiyordum ancak maddi nedenlerden dolayı ev teklifini kabul ettim'

SERDAR AÇIL - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve itirafçı olan Danıştay Tetkik Hakimi Kevser Ö'nün ifadesi, FETÖ'nün maddi imkansızlıklar içindeki zeki ve çalışkan çocukları kendi bünyesine alarak kullandığı gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Kevser Ö, soruşturmayı yürüten savcıya verdiği ifadesinde, terör örgütü üyesi olmadığını, kendisine yöneltilen tüm sorulara cevap vereceğini belirterek, etkin pişmanlıktan yararlanmak istedi.

Liseyi Elazığ'da okuduğunu ve son sınıfta FEM dershanesine gittiğini belirten Kevser Ö, lise eğitimi boyunca ailesinin yanında kaldığını aktardı.

Kevser Ö, dershanede ismini hatırlayamadığı bir kadın öğretmenin özellikle hafta sonları başarılı öğrencileri Elazığ'daki bir eve çağırdığını belirterek, 'Bu toplantıları aşağı yukarı her hafta yapıyorlardı. İki üç haftada bir Elazığ Gazi Caddesi'ndeki bir dairede yapılan toplantılara katıldığım oldu. Bu toplantılarda bizi çağıran öğretmen, dini bazı bilgiler aktarıyor, namaz kılmayı özendirici telkinlerde bulunuyordu. Bu süreçte evde Fetullah Gülen ile ilgili kitaplar görmedim. Ancak bu öğretmen bize okumak için Gülen'in, kapakları bulunmayan kitaplarından bölümleri kopartıp verirdi. Biz de bu ev toplantıları sırasında okurduk. Daha sonra bu öğretmen kaç sayfa okuduğumuzu bir çeteleye not ederdi.' dedi.

Evdeki toplantılara çoğunlukla dershanedeki sınıfından arkadaşlarının katıldığını aktaran Kevser Ö, şöyle devam etti:

'Dershane çıkışında öğretmen, 'Evinize gitmeyin, yiyecek de var, gelin toplanalım' derdi. Uygun olan gelirdi. Ayrıca şubat tatili döneminde bir hafta bu sınıf öğretmeniyle birlikte evde yatılı olarak da kaldım. Gündüzleri dershaneye gidiyordum, akşamları sınıf öğretmeni ders çalışmamıza nezaret ediyordu. Bir hafta sürekli ders çalıştığımızı hatırlıyorum. Benimle birlikte bu evde iki bayan arkadaşım daha vardı. Biz dershanede en başarılı 3 kişiydik. Zaten bu nedenle bizi seçmişlerdi. Sayısalda başarısızdım. Babama eşit ağırlığa geçip hukuk fakültesini kazanacağıma söz verdim. Bu nedenle hukuk fakültesini seçtim. Hukuk seçmemde dershanedekilerin etkisi olmadı.'

Kevser Ö, 2007'de Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandığını anlatarak, ifadesini şöyle sürdürdü:

'Fakülteyi kazanınca şimdi ismini Rahime diye anımsadığım sınıf öğretmeni, Elazığ'da müezzin olan babam ve ev hanımı annem ile görüştü. Ankara'da yurt olanaklarının bulunduğunu ve bana burs imkanı sağlayabileceklerini söyledi. Aynı dönemde ağabeyim de üniversiteyi kazanmıştı. Ailem maddi imkanları yeterli olmadığı için teklifi kabul etti. Ben de bir sakınca görmedim. Ankara'ya gelirken sınıf öğretmeni beni yurda yerleştirmek üzere terminalde karşılayacak kişinin ismini ve telefon numarasını verdi. Bu bayan beni terminalde karşıladı. Ceyhun Atıf Kansu Caddesi'ndeki bir yurda götürdü. Burada bir hafta kaldıktan sonra yurdun müdiresi, bana yurdun paralı olduğunu ve burada kalırsam burs sağlanamayacağını söyledi. Burs için belirlenen bir evde kalmak gerektiğini aktardı. Aslında yurtta kalmak istiyordum ancak maddi nedenlerden dolayı ev teklifini kabul ettim. Yurttan bir bayan beni Cebeci Kutlugün Sokak'ta Cebeci Camisi'nin solundaki bir apartmanın ikinci katındaki daireye götürdü. Bu evde bir yıl kaldım.'

- 'Gülen'e ait kitaplar okuyorduk'

Söz konusu evde 5 kişi kaldıklarını anlatan Kevser Ö, bu kişilerden Serap adında birinin evin sorumlusu olduğunu ifade ederek, 'Birinci sınıfta Serap bizim ablamızdı. Onda belli bir para olurdu. Biz de ev için az miktarda para öderdik.' dedi.

Evde kaldıkları dönemde Fetullah Gülen'in kitaplarını okuduklarını, CD ve DVD izlediklerini, bunu ev ablasının organize ettiğini anlatan

Kevser Ö, ifadesinde şu bilgilere yer verdi:

'Ayrıca bu eve o yıl 5-6 kez gelip kalan yaşça bizden büyük fakat yine üniversite öğrencisi bir bayan bizlerle sohbet toplantısı gerçekleştiriyordu. Bu sohbetler dini ağırlıklı sohbetlerdi. Gülen'den doğrudan bahsedilmezdi. Ancak bu bayan, sohbetleri sırasında okul arkadaşlarımıza telkinde bulunmamızı, onların da evlere ve sohbete gelmesini sağlamamızı ima ederlerdi. Bu bayan başörtülüydü. Serap ve bir arkadaşımız da başörtülüydü. Benim ve diğer arkadaşlarımızın başı açıktı. Evde sigara içmek, konserlere gitmek, erkek arkadaş edinmek gibi yasaklar mevcuttu. Evdeki diğer arkadaşlarımın erkek arkadaşları oldu ama bunu gizlediler. Belirgin başka bir yasak yoktu. Ancak ben Diyanet'in Türkçe mealini getirmiştim. Bana bunun yerine kendi yazarlarının mealini okumamı tevsiye ettiler.'

Kevser Ö, ikinci sınıf için Ankara'ya döndüğünde önceki sene aynı evde kaldığı arkadaşlarından birinin kendisine 'Emek'teki bir evde kalacaksın' dediğini aktararak, 'Anladığım kadarıyla erkek arkadaşı olduğunu da gizleyerek evde sorumlu bir noktaya gelmişti. Emek'teki ev, Dışişleri Bakanlığı tarafında 2. katta bir daireydi. Bu evde ablalığı Gazi Diş Hekimliği 3 veya 4. sınıftan bir bayan yapmıştı. 5-6 kişi bu evde kaldık. İçlerinden biri yabancıydı. Litvanya veya Letonyalıydı. Bu evde de Cebeci'deki evde olduğu gibi benzer faaliyetler vardı. Bunları, belirttiğim abla organize ediyordu. Yaşça bizden büyük ablalar gelip yine ayda bir sohbet toplantıları düzenliyordu.' ifadelerini kullandı.

- 'Psikolojim bozuldu'

Üçüncü sınıfta Balgat'ta bir evde ikisi Kırgız 3 kişiyle kaldıklarını aktaran Kevser Ö, bu evde ablalığı Hacettepe Matematik Bölümünde okuyan bir kişinin yaptığını belirtti. Bu evde de benzer faaliyetler ve sohbet toplantıları yapıldığını ifade eden Kevser Ö, evdeki dayatmalar nedeniyle bunaldığını, dördüncü sınıfta kendi talebiyle yine ablaların ayarladığı Gölbaşı'ndaki bir yurtta kaldığını anlattı.

Kaldığı evlerdeki dayatmalar nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, şu anda da ilaç kullandığını belirten tetkik hakim, 'Yurdun işleriyle müdiresi ilgileniyordu. Ayrıca 'belletmen' denilen ablalar vardı. Her katta bir abla oluyordu. Bizim belletmen ablamız Gazi Üniversitesinde Moda Tasarımı Öğretmenliği dördüncü sınıf öğrencisiydi. Ablaların odası ayrı oluyordu. Belletmen odası diye ayrı bir odada kalıyorlardı. Bu ablalar ile haftada bir veya iki defa sohbet toplantısı oluyordu. Genellikle dini konular anlatılıyordu. Zaman zaman Fetullah Gülen'in fikirleri anlatılıyordu.' diye konuştu.

Mezuniyetten sonra kendi imkanlarıyla çalışıp hakimlik sınavını kazandığını, 2012'de Ankara Bölge İdare Mahkemesinde bir ay staj yaptıktan sonra akademiye geçtiğini anlatan Kevser Ö, stajı boyunca örgüte bağlı evlerde kalmadığını, 2013 yılında Danıştay Tetkik Hakimi olarak atandığını söyledi.

Kevser Ö, Danıştay'daki görevi boyunca terör örgütüyle irtibatının olmadığını, yaptığı iş nedeniyle örgütten herhangi bir talep gelmediğini öne sürdü. Kevser Ö, örgüte ait evlerde veya yurtta kaldığı dönemde 'yaşının küçük olduğunu', buraların örgütsel bir yapı olduğunu fark edemediğini, şimdi olsa kesinlikle bu evlerde kalmayacağını kaydetti.
Kaynak: AA