'Kadınlar Yerel Yönetimleri Tartışıyor' Programı

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ: 'Hiçbir demokratik mevzimizin gasbedilmesine izin vermeden, mevzilerimizi güçlendirerek, pekiştirerek ama aynı zamanda barış ve yaşam üreterek yürümek, bu cesareti kuşanmak, bugünün şartlarında hayati bir önem taşıyor'.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 'Hiçbir demokratik mevzimizin gasbedilmesine izin vermeden, mevzilerimizi güçlendirerek, pekiştirerek ama aynı zamanda barış ve yaşam üreterek yürümek, bu cesareti kuşanmak, bugünün şartlarında hayati bir önem taşıyor.' dedi.

Yüksekdağ, 'Kadınlar Yerel Yönetimleri Tartışıyor' programındaki konuşmasında, yerel yönetimler ve siyasi temsiliyette kadının elde ettiği düzeyi ve başarıyı sadece kadın hareketinin bir kazanımı değil, demokrasi mücadelesinin bir başarısı olarak değerlendirdiğini dile getirdi.

Uzun yıllar boyunca devam eden kadın özgürlük mücadelesi olmasaydı, kadınların yerel yönetimlerde, merkezi siyasette bu kadar güçlü bir temsiliyetle, eşitlik ilkesini yaşama geçiren biçimde yer alamayacağını belirten Yüksekdağ, bugün elde edilen düzeyin, milyonlarca kadının uzun yıllar boyunca verdiği mücadelenin bir ürünü ve meyvesi olduğunu söyledi.

Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Kazandığımız bütün mevziler, alanlar, bir bir elimizden alınmaya çalışılıyor. 103 HDP belediyesine kayyum atanması işte bu yaklaşımlardan birisidir. 103 belediyeye kayyum atanmasıyla aslında iki temel alana saldırı düzenlenmiş ve darbe yapılmış oluyor. Halkın demokratik temsil hakkına darbe yapılmış oluyor. Toplumsal, siyasal seçme ve seçilme hakkına darbe yapılmış oluyor. Ama darbe sadece bununla sınırlı değil, aynı zamanda kadının siyasetteki iradesine, yerel yönetimlerdeki kadın iradesine ve varlığına bir darbe yapılmış oluyor. Kayyum atanan yerlerde ilk yaptıkları şey, eş başkanlık kurumunu dağıtmak. Resmi olarak tanımadıkları, engel çıkardıkları eş başkanlık sistemini fiili bir yönetim gücü olmaktan da çıkarıyorlar. Kadının bütün yaşam alanlarına darbe indirilmiştir.'

Kayyum atanan bütün yerlerde, kadının nefes aldığı, kendisine gelişme alanı bulduğu ve bulabileceği bütün yerlerin tıkandığını, tahrip edildiğini öne süren Yüksekdağ, bunun, gerek dünya gerekse Türkiye kadın hareketinin elde ettiği kazanımların tırpanlanması anlamına geldiğini savundu.

Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Bir adam gibi ölmek var, bir de madam gibi ölmek var' sözlerine tepki gösterdi.

Figen Yüksekdağ, 'Hiçbir demokratik mevzimizin gasbedilmesine izin vermeden, mevzilerimizi güçlendirerek, pekiştirerek ama aynı zamanda barış ve yaşam üreterek yürümek, bu cesareti kuşanmak, bugünün şartlarında hayati bir önem taşıyor.' dedi.

Bu yılın sadece ilk aylarında 200'e yakın kadının, eşleri, nişanlıları, sokaktaki erkekler tarafından öldürüldüğünü kaydeden Yüksekdağ, 'Bizler ölümlerden ölüm seçmek zorunda değiliz. Önemli olan onurla yaşamak. Haksızlıkların, hukuksuzlukların ve bilcümle kötülüklerin sorumlusu olarak anılacaksa birileri öldükten sonra, yaşamının da tarihte bıraktığı bir iz olmayacaktır.' şeklinde konuştu.
Kaynak: AA