Ege Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni

YÖK üyesi Prof. Dr. Dedeoğlu:'Türkiye sınırlarında mutlaka güvenlikli bölge oluşturulmalı. Geçici olarak kurulacak güvenlikli bölge herkesten arınmış olmalı, askeri güçlerden, Bağdat yönetiminden, Amerika'dan ve Rusya'dan arınmış olmalıdır'

Eski Avrupa Birliği Bakanı Yüksek Öğretim Kurulu üyesi Prof.Dr. Beril Dedeoğlu, Türkiye'nin sınırlarında mutlaka güvenlikli bölgelerin oluşturulması gerektiğini belirterek, 'Geçici olarak kurulacak güvenlikli bölge herkesten arınmış olmalı, askeri güçlerden Bağdat yönetiminden Amerika'dan ve Rusya'dan arınmış olmalı.' dedi.

Dedeoğlu, Ege Üniversitesinin Prof.Dr. Yusuf Vardar Kültür Merkezi'ndeki açılış törenine katılarak akademik yılın ilk dersini verdi.

'Küresel Gelişmeler Işığında Türkiye Dış Politikası' konulu derste Dedeoğlu, Suriye ve Irak konusunda hükumetin amacının güçlü Bağdat ve Şam rejiminin kurulması olduğunu bildirdi.

Bölgedeki gelişmelere dikkati çeken Dedeoğlu, bölgeninin her an yeniden bölünme ihtimaline karşı, Türkiye'nin komşularını bilmek istediğini kaydederek, 'Türkiye'nin en önemli derdi radikal İslami silahlı güçlerin Irak, Suriye ve Türkiye sınırına yakın bölgelerde yeniden başka isimlerle ortaya çıkıp Türkiye'ye baskı oluşturmasıdır. Temel endişesi budur. ikinci endişesi ise aynı şekilde silahlı Kürt grupların Türkiye'ye tehdit oluşturacak şekilde yapılanarak aralarında bağ oluşturularak Türkiye sınırını baskı altında tutacak bir yapılanmaya gitmesidir. Türkiye'nin en temel endişesi bu iki unsuru bertaraf etme kapasitesine sahip Bağdat ve Şam rejimini bulması. Yani güçlü bir Bağdat ve Şam rejiminin olması bunları kendi içine çekerek tehdit oluşturmalarının önüne geçecek.' değerlendirmesini yaptı.

- 'Türkiye Musul'u ele geçirmek mi istiyor?'

Dedeoğlu, özellikle yabancı medyada yer alan 'Türkiye Musul'u ele geçirmek istiyor' şeklindeki değerlendirmeleri gerçekçi bulmadığını ifade ederek, Türkiye'nin böyle bir derdinin olmadığını çünkü tarihinden yeterince ders aldığını bütün derdin sınırlarımız üzerinde kendisine siyasi ekonomik ve askeri baskı yapılmasına izin vermemek olduğunu vurguladı.

- Güvenlikli bölgeler

'Türkiye sınırlarında mutlaka güvenlikli bölge oluşturulmalı' vurgusu yapan Dedeoğlu, şöyle devam etti:

'Söz konusu güvenli bölgelerin oluşturulması yani DEAŞ ya da ileride başka isimler alabilir silahlı radikal İslami gruplara engel olmak, eş zamanlı olarak etnik şekilde hareket eden gruplara karşı baskı yapacak unsurların oluşumuna engel olmanın geçici çözümü Türkiye sınırların ötesindeki güvenlikli bölge oluşturmaktır. Güvenlikli bölge herkesten arınmış, toplumdan arınmamış bölgedir. Toplumdan arınmışlığından kastettiğimiz, tüm askeri güçlerden arınmış Amerika'dan, Rusya'dan... Sivil yerleşimin yeniden kurulabileceği yerlerin oluşmasıdır.'

Dedeoğlu, tüm itirazlara rağmen Türkiye'nin öne sürdüğü projelerin kaçınılmaz olarak yaşama geçtiğini vurgulayarak bundan sonraki sürecin masada neler görüşüldüğü bölgenin kaderini belirleyecek kararların alınacağı yer olacağını kaydetti.

- Türkiye bedel ödüyor

Karşı koalisyon güçleriyle müzakere sürdürme ve operasyon sürdürme kapasiteniz varsa masada ağırlığınız o kadar olacaktır. Bugün Türkiye Suriye'de ve Musul'da eş zamanlı olarak tam da bunu yapma çabasında.' diyen Dedeoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Masada kendi önerilerini dikkate alacak bir yapı oluşsun. İsteğimiz bu sürecin Türkiye'ye daha az tehdit oluşturması. İstikrarlı ve sürdürülebilir bir sistemle Türkiye'ye rağmen kararlar alınmasın. Söz konusu süreç ne kadar çabuk çözülürse Türkiye'deki istikrara katkı sağlayacağına kuşkumuz yok. Bize düşen ise dış dünyadan gelebilecek bu tür baskılar karşısında olabildiğince tek bir tutum içinde olmalıyız.

Masada kimler olacak? Masada olmak siyaseten son derece önemlidir. Bir bölgenin kaderiyle ilgili kararlar alınırken birincisi onu duymanız gerekir, politikalarınızı ona göre ayarlayacaksınız. Bundan daha önemlisi duymak değil alınan kararların içinde olmak gerekiyor. Peki o kararların alınmasında etkili olmayı nasıl sağlayacaksınız? Sadece 'ben bölgede varım, bölge ülkesiyim' demenin çok yeterli ve anlaşılır bir tarafı olmadığını söylemek lazım. Coğrafi olarak o bölgede olmak o masalarda oturma hakkını getirmiyor. Bu durumda bölge devletlerinin bir bedel ödüyor olması, çaba göstermiş olması gerekir. Bir çabanız varsa bunun bedeli de vardır. Türkiye'nin masadaki varlığının en temel sebebi Suriye'deki sığınmacılara kapılarını açmış olmasıdır. Evet Türkiye bir bedel ödüyor.'

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyit Hoşcoşkun ise 15 Temmuz şehitlerini anarak ülkemizin çok kısa bir süre önce yaşadığımız ağır tramvayı henüz atlatmış olmakla birlikte, zor ve kritik bir süreçten geçtiğini söyledi.

Hoşcoşkun, Ege Üniversitesinin öğretim düzeyinin her geçen yıl arttığını vurgulayarak, 'Arkadaşlarımız ve öğrencilerimizle beraber üniversitemizi daha iyi noktalara taşımak istiyoruz.' diye konuştu.

Akademik yıl açılış törenine eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Doktor Sırrı Aydoğan ve Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya da katıldı.

Kaynak: AA