DBP Eş Genel Başkanı Yüksek'in Tahliyesine İtiraz

Savcı, DBP Eş Genel Başkanı Yüksek'in 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan yargılandığı davada mahkemenin verdiği tahliye kararına itiraz etti İtiraz dilekçesinden: 'Sanık, PKK/KCK terör örgütünün Irak topraklarında silahlı olarak faaliyet yürüten üst düzey örgüt mensuplarından aldığı talimatlarla sistematik olarak terör örgütünün propagandasını bölge halkının tabanına ulaşması amacıyla basın ve yayın organları vasıtası ile yapmıştır' 'Konuşmalarında güvenlik kuvvetlerinin bölgede sürekli olarak sivil insanları katlettiği şeklinde asılsız iddialarda bulunarak operasyonlarda ölen ve yakalanan terör örgütü mensuplarını sahiplenmiş, halkı güvenlik kuvvetlerine karşı direnmeye çağırmış ve sivil ayaklanma çağrılarında bulunmuştur'.

AZİZ ASLAN - DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan hakkında açılan davada verilen tahliye kararına savcı itirazda bulunuldu.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde 7 Ekim'de görülen ilk duruşmada, 'İddia edilen suçun vasfının değişme ihtimali gözetildiğinde tutuklama tedbirinin ölçülü ve orantılı olmayacağı' gerekçe gösterilerek Yüksek'in tahliyesi yönünde mahkemenin verdiği karara savcı itiraz etti.

Savcı tarafından mahkemeye sunulan 2 sayfadan oluşan itiraz dilekçesinde, Yüksek'in açıklamalarını geniş kitlelere basın yayın yoluyla, terör örgütüne müzahir yayın organları ve internet siteleri aracılığıyla yaptığı belirtilen dilekçede, şöyle denildi:

'Sanık, PKK/KCK terör örgütünün Irak ülkesi topraklarında silahlı olarak faaliyet yürüten üst düzey örgüt mensuplarından aldığı talimatlarla sistematik olarak terör örgütünün propagandasını bölge halkının tabanına ulaşması amacıyla basın ve yayın organları vasıtası ile yapmıştır. İnternet sitelerindeki çağrılarla şahsın konuşmaları birebir ile örtüşmektedir. Terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ı ve örgüt adına kırsal ve şehir yapılanmasında silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarını överek sahiplenmiştir.'

'Sanık sistematik şekilde terör örgütünün çağrıları, çıkar ve amaçları doğrultusunda açıklamalar yapmış, bu açıklamaları geniş kitlelere basın yayın yoluyla ve terör örgütüne müzahir yayın organları ve internet siteleri aracılığıyla duyurmuş, direniş ve özerklik çağrılarında bulunmuştur.' ifadelerine yer verilen dilekçede, şunlar kaydedildi:

'Konuşmalarında güvenlik kuvvetlerinin bölgede sürekli olarak sivil insanları katlettiği şeklinde asılsız iddialarda bulunarak operasyonlarda ölen ve yakalanan terör örgütü mensuplarını sahiplenmiştir. Ayrıca bölge halkına 'özyönetim', 'hendek operasyonları', 'sivil ayaklanma', 'sivil halkın katledildiği' gibi konularla terör örgütüne yakın veya örgüte müzahir yayın organlarını kullanarak halkı güvenlik kuvvetlerine karşı direnmeye çağırmış ve sivil ayaklanma çağrılarında bulunmuştur.'

Yüksek'in PKK/KCK terör örgütünün propaganda faaliyetleri üzerinden ulaşmaya çalıştığı amaç doğrultusunda hareket ederek halk tabanında terör örgütüne desteği yükseltmek, terör örgütünün ve faaliyetlerinin sözde meşru olarak algılanmasını sağlamak maksadıyla örgütsel mahiyette açıklamalar ve paylaşımlarda bulunarak terör örgütünün propagandasını yaptığı iddia edilen dilekçede, tüm deliller dikkate alındığında, sanığın, örgütten aldığı talimatlar doğrultusunda siyasi faaliyet görüntüsü altında örgüt adına iş ve eylemlerde bulunduğu ileri sürüldü.

Dilekçede, şöyle denildi:

'Sanığın örgüt içerisindeki pozisyonu gereği etkinlik ve eylemlere katılma, bir kısım etkinlik ve protesto gösterilerinde toplanan müzahir kitlenin eylemlere katılmasını organize etme, sağlama ve grubu yönlendirme, bu kitlelere yönelik eylem çağrısı ve örgüt propagandası içeren konuşmalar yapma şeklindeki çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyeliği boyutuna ulaşmış, sanık tarafından gerçekleştirilen geniş halk kitlelerine ulaşan konuşmaların aynı şekilde örgüt talimatları doğrultusunda organize edilmiştir. Sanığın eylemlerinin süreklilik ve yoğunluk arz etmesi dolayısıyla üzerine atılı suç yönünden kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, atılı suçun CMK 100/3. maddesinde belirtilen suçlardan olması, suçun vasfı ve mahiyeti, müsnet suç için yasada ön görülen cezanın alt ve üst sınırı, sanığa verilmesi beklenen ceza ve mevcut delil durumu birlikte değerlendirildiğinde adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı anlaşılmaktadır.'

Dilekçede, Yüksek hakkında verilen tahliye kararının kaldırılarak, tutuklamaya yönelik yakalama emri düzenlenmesine karar verilmesi, mahkeme aksi kanaatte ise bu talebin itiraza yetkili merciiye gönderilmesi talep edildi.

Savcının yaptığı itirazı değerlendirmek ve karar vermek üzere Yüksek'in dosyası üst mahkeme olan 6. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Diyarbakır'da hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan açılan davada 7 Ekim'de tahliye edilmiş, tutuklu bulunduğu Adana F Tipi Kapalı Cezaevi'nden çıkmıştı.
Kaynak: AA