Mehmet Görmez'den Din Adamlarına 'FETÖ' Uyarısı

DAEŞ ve FETÖ terör örgütlerinin İslam dinini istismar eden örgütler olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Her türlü kutsalı, inancı, hiçbir hassasiyet göstermeden kullanan bu yapıları, nesilleri ve geleceği tehdit eder hale gelmişlerdir. Din istismarı kanunlarla önlenecek bir husus değildir. Din istismarı öncelikle din eğitim veren müesseselerin çalışmalarıyla bertaraf edilecek husustur” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın organizasyonunda gerçekleştirilecek 9’uncu Avrasya İslam Şurası bugün İstanbul’da başladı.

35 ülkeden 120 dini lider ve temsilcinin yer aldığı şuraya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Ternava, Bosna Hersek Reisü’l Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç, Rusya Federasyonu Müslümanları Dini İdare ve Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin, Kafkas Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade katıldı.

Ana başlığı "Avrasya’da İslam, Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" olan şurada DAEŞ terör örgütünün gündeme geleceği öğrenildi. Şurada bir oturumunun başlığını ise "Küresel Bir Tehdit Olarak FETÖ Hareketinin Avrasya Yansımaları" oluşturuyor. Ayrıca şurada Arapça, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan "Dini İstismar Hareketi ’FETÖ/PDY’ kitapçık yabancı ve yerli katılımcılara dağıtıldı. Kur-an’ı Kerim tilaveti ile başlayan şurada 15 Temmuz’u ve FETÖ’yü anlatan bir sunum yapıldı.

“Din istismarı kanunlarla önlenecek bir husus değildir”

Şuranın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, şuranın din istismarı gibi önemli bir konuyu yeniden masaya yatırılacağı bir ikaz buluşması olacağını kaydetti.

Din adamlarına seslenen Mehmet Görmez, FETÖ ve DAEŞ örgütlerinin dini istismar ettiklerini belirterek, uyarılarda bulundu.

“Gönül isterdi ki bu şurada din ve medeniyetimizin geleceğini konuşalım” diyen Görmez, “Ne yazık ki bu şurada İslam dünyasının kuşatan kötülükleri konuşmak zorunda kalıyoruz. Her defasında dinin rahmetini tüm insanlığa nasıl yaşayacağımızı konuşmak yerine, yanlış dini akımları, dini istismar eden hareketlerin medeniyetimize verdiği zararları konuşmak zorunda kalıyoruz. Dinin evrensel hakikatlerini nasıl anlatacağımızı konuşmak yerine, dinin istismarını konuşuyoruz. Bu gündemle toplanmamızın en önemli nedeni, tüm şura katılımcıların ülkesinde uzun zamandır var olan FETÖ ve küresel mahiyeti olan DAEŞ terör örgütleridir. Her türlü kutsalı, inancı, hiçbir hassasiyet göstermeden kullanan bu yapıları, nesilleri ve geleceği tehdit eder hale gelmişlerdir. Din istismarı kanunlarla önlenecek bir husus değildir. Din istismarı öncelikle din eğitim veren müesseselerin çalışmalarıyla bertaraf edilecek husustur. Dini istismar eden insanları Rabbe rabbe değil, kendine kulluğa çağıran, akılın başkasına ipotek eden, mezhebini din olarak gören, Allah’ın dinini tanınmaz hale getiren ve adeta dine karşı paralel bir din icat eden yapılarla mücadele ancak ve ancak bilgiyi hikmetle, vahyi akılla, aklı kalple birleştirerek hem Kuran, hem de evrendeki ayetleri birlikte anlamakla mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında bir mahcubiyetini de dile getiren Görmez, “15 Temmuz gecesi vakur, cesur tutumu ile dünyaya örnek olan aziz milletimiz, şuramızda enine boyuna ele alacağımız bu örgütü suçüstü yakalamış, vatanına sahip çıkmış, yüzlerce şehit ve binlerce gazi kardeşimizle var olma mücadelesini kazanmıştır. Allah şanlı tarihi boyunca bu milleti muhafaza buyurmuştur. Sizler yüz yıllık bir fetret döneminden sonra gerek Orta Asya’da , gerekse Balkanlarda dini hayatınızı yeniden ihya ederken, dünyanın her yerinden size yardımcı olmaya gelen kardeşlerinize kucak açtınız. Bunlardan bir tanesi de 15 Temmuz gecesi kendi milletine karşı ihanet kalkışmasına yönelen FETÖ terör örgütü olmuştur. Bunlar ülkelerinizde sizin de iyi niyetlerinizi istismar ederek okul açtılar. Zeki çocuklarınızı sözde eğitim adı altında sizden aldılar. Sizler de onlara değer verdiniz. Bilhassa eğitim alanında iyi niyetinizle ülkemizden gelen bu yapıya kucak açtınız. Çünkü sizler bu topraklara karşı olan büyük bağınız, beklentileriniz vardı. Yardımlarınızı esirgemediniz. Gözünüzü kapatarak onlara çocuklarınızı teslim ettiniz. Bu yapıya teslim ettiğiniz evlatlarınızın aile bağlarının zayıfladığını, İslam ümmetine aidiyetlerinin tükendiğini müşahede ettiniz. Ancak ülkemize verdiğiniz yüksek değerden, milletimize beslediğiniz sevgiden dolayı sesinizi çıkarmadınız. Zaman zaman gelip bu yapının yanlışlarını bizimle paylaştınız. Biz doğrudan sizleri böyle bir tehlikeye karşı geciktik. Kendi ülkemizde gösterdiğimiz müsamahayı sizlerden de bekledik. Bu gecikmişlik şüphesiz basiretsizliğimizde ya da ferasetsizliğimizden kaynaklanmıyordu. Dinimizin telkin ettiği hüsnüniyetten kaynaklanıyordu. Dine karşı din politikası güderek bu kadar içimize sızdıklarını bilemiyorduk. Zira Anadolu coğrafyası tarih boyunca bu kadar sinsi başka bir hareketin varlığına şahit olmamıştı. Kötülüğü apaçık olan bir güçle mücadele kolaydır. Ancak sureti haktan görünerek nifak içinde olan yapılarla mücadele zordur” şeklinde konuştu.

“FETÖ dünyaya ılımlı, DAEŞ ise radikal olarak takdim edilmiştir”

Mühendislik sonucu var edilen her oluşumun tehlike barındırdığına dikkat çeken Görmez, “Bu oluşumların radikal ya da ılımlı olması fark etmiyor. Ele alacağımız FETÖ dünyaya ılımlı, DAEŞ ise radikal olarak takdim edilmiştir. Ilımlı olan da, radikal olan da can alıyor, kan akıtıyor, dinin genleri ile oynuyor. Bu şura bizim bu konularda düşünmemizi sağlayacak ve bize bir başlangıç haritası çıkartacaktır. Bu felaketleri derin tefekkür sonucu alacağımız kararlarla rahmete dönüştürmemiz mümkün olacaktır” dedi.

Kaynak: İHA