Bodrum'da Mahkemelik Taş Ocağında Keşif Yapıldı

Muğla'nın Bodrum ilçesinde çevreye zarar verdiği iddia edilen taş ocağında keşif ve bilir kişi incelemesi yapıldı

Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren bir taş ocağında, belgelerinin usulüne uygun olmadığı ve çevreye zarar verdiği iddiasıyla devam eden dava nedeniyle Muğla 2. İdare Mahkemesi yetkililerince inceleme yapıldı.

Gümüşlük Mahallesi Karakaya mevkisinde 2009 yılından bu yana faaliyet gösteren taş ocağına, bölgede yaşamını sürdüren bir grup vatandaş tarafından tepki gösterildi. Vatandaşlar, tarihi doku ve çevreye zarar verdiğini iddia ettikleri taş ocağının faaliyetinin durdurulması istemiyle dava açtı. Dava nedeniyle Muğla 2. İdare Mahkemesi heyeti, işletmede keşif yaptı.

Heyetin incelemesinin ardından gazetecilere açıklamada bulunan çevre sakinlerinden Bige Karan, 25 yıldır Bodrum'da yaşadığını söyledi. Bölgede taş ocağı yapılmaması için 2000 yılından bu yana mücadele verdiklerini anlatan Karan, "Burada taş ocağı açılacağını duyduğumuz zaman, mücadeleye başladık. Sonra başka bir kişinin eline geçti. Bir grup bölge halkıyla mücadele etmeye başladık ama yıl 2016 oldu hala bununla uğraşıyoruz" dedi.

Avukat Tuncay Koç da, taş ocağı için "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir" raporuna karşı açtıkları davanın sürdüğüne işaret etti. Alanda gösterilen 5 bin metreküp kapasitenin 60 bin metreküp olduğunu tespit ettiklerini öne süren Koç, şöyle konuştu:

"2 bin 300 metrekarelik bir tesis alanı için ÇED gerekli değildir kararı alınmış. Oysa alanın ruhsatlandırılan yeri 98 hektar ve Danıştay kararına göre de alanın tamamının üzerinden ÇED yapılması gerekiyor. Dolayısıyla biz bu 'ÇED gerekli değildir' kararının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Burası zor ve gürültü kirliliği açısından çevrede oturanlara zarar veriyor."

- "Bizden sonra etrafımızda binalar yapıldı"

Taş ocağı yetkilisi İlker Akalan ise ruhsatlarıyla ilgili belgelerin usule uygun olmadığı ve sahte olduğu iddiasıyla açılan bir dava olduğunu ve bu davanın da devam ettiğini kaydetti.

ÇED raporunu 2009 yılında aldıklarını ifade eden Akalan, "2011'de valilikten iznimizi alarak burayı açtık. Bizden sonra etrafımızda binalar yapıldı. Bu binalar da 2012'de encümen kararıyla verilmiş olan izinler var. Bu iznin usule aykırı olduğunu iddia ediyoruz" dedi.

Kendilerinin mağdur edildiğini savunan Akalan, şunları söyledi:

"Öncelikle ilgili kurumlardan görüşleri alınarak, bu imar izni verilseydi bu böyle olmayacaktı. Bu binaların hiçbirisi biz açıldığımızda yoktu. Biz her şeyi ÇED değerlerine uygun olarak yaptık. Bunlar daha sonra yapılan binalardır. Bu da bize zorluk çıkartılıyor. İlerleyen süreçte sonucu göreceğiz."

Bir süre daha bölgede kalan grup, mahkeme heyetinin bölgeden ayrılmasının ardından olaysız şekilde dağıldı.
Kaynak: AA