'Müzikle Tedavi, İlaç Giderlerini Azaltacak'
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öztürk: 'Avrupa'da müzikle tedavi bir meslek alanıdır, ülkemizde ise tarihimizde olmasına rağmen meslek alanı değil. Bakanlık, bu anlamda büyük bir adım attı. Sertifikalandırılma suretiyle SGK tarafından da kabul edilmiş tedavi haline gelecek' 'Müzikle tedavi, ülkemizde tıbbi tedaviyle kullanıldığında ilaç giderlerini azaltmada büyük katkı sağlayacak'
SALİH BARAN - Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Öztürk, Sağlık Bakanlığının müzikle tedavide görev alacak terapistlerin eğitimi için ilk adımı attığını belirterek, 'Müzikle tedavi, ülkemizde tıbbi tedaviyle beraber kullanıldığında ilaç giderlerini azaltmada büyük katkı sağlayacak' dedi.
'Müzikle Tedavi Sertifikalı Eğitim Programı'nın çerçevesini belirleyen 9 kişilik bilim kurulunda Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürü Muharrem Fadıl Atik ile yer alan Öztürk, AA muhabirine, müzikle tedavi konusunda uzun süredir yaptıkları çalışmaları, 2009'da 'Makamdan Şifaya' adlı kitapta derlediklerini söyledi.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığının, müzikle tedavi yönteminin de tıpla ilerlemesi yolunda adım attığını belirten Öztürk, bu kapsamda geçen hafta Ankara'da düzenlenen terapist yetiştirme programının çerçevesinin çizildiği toplantıya katıldıklarını ifade etti.
Öztürk, şunları kaydetti:
'Müzikle tedaviyi Sağlık Bakanlığı kabul etmiş durumda. Henüz ülkemizde müzikle tedavi lisans ve yüksek lisans programları olmadığı için bu anlamdaki ilk terapistlerin yetişmesi için bir eğitim programı düzenlenecek. Programlar, bakanlık tarafından denetlenerek, sertifikalandırılacak. Böylece ülkemizin ilk müzik terapistleri çalışmalarına başlayacak. Müzikle tedavi, ülkemizde tıbbi tedaviyle kullanıldığında ilaç giderlerini azaltmada büyük katkı sağlayacak. Örneğin yönetmelikte belirlenen kullanım alanlarının büyük kısmı, ağrı azaltılmasına yönelik. Migren, baş ağrısı ve kanser hastalarının ağrılarının azaltılmasında müzikle tedaviden yararlanmanın önü açılacak.'
Sertifikalarını alan müzik terapistlerinin, devlet hastaneleri ve sağlık kuruluşlarında görev yapacağını bildiren Öztürk, 'Tedavi ekibinin bir üyesi olarak çalışmaya başlayacaklar. Elbette ki bu ekibin sorumluluğunu doktorlar üstlenecek. Daha sonra uzun süre geçmeden ülkemizde müzikle tedavinin lisans programları oluşturulacak' diye konuştu.
Sağlık Bakanlığının önemli bir adım attığına dikkati çeken Öztürk, 'Avrupa'da müzikle tedavi bir meslek alanıdır, ülkemizde tarihimizde olmasına rağmen bir meslek alanı değil. Bakanlık bu anlamda büyük bir adım attı. Sertifikalandırılma suretiyle SGK tarafından da kabul edilmiş tedavi haline gelecek' dedi.
'Makamdan Şifa' adlı kitabın yazarlarından Fadıl Atik de 15. yüzyılda müzikle tedavinin Osmanlı'da kullanıldığını söyledi.
Atik, müzik, su ve güzel kokuyla tedavinin merkezlerinden birinin Edirne olduğuna işaret etti.
Kitaplarının, kanıta dayalı müzikle tedaviyi içerdiğini anlatan Atik, çalışmalarında, geleneksel müziğin tedavide kullanılması gerektiğini vurguladıklarını anlattı.
- Geçmişte örneği Edirne'de vardı
Osmanlı'nın sosyal devlet anlayışıyla insana verdiği değeri en açık şekilde gösteren, hastaların müzik, su ve güzel kokuyla da tedavi edildiği Edirne Darüşşifası, 1488 yılında 2. Bayezid döneminde yaptırıldı.
Darüşşifada, şadırvandan fışkıran suyun çıkardığı sesin, tedavinin önemli kısmını oluşturduğu, hastayı huzura kavuşturduğu ifade ediliyor. Tedavinin ücretsiz olduğu darüşşifa tarafından, haftada 2 gün şehirdeki hastalara parasız ilaç dağıtıldığı kaydediliyor.
Bugün müze olarak faaliyet gösteren darüşşifada, eski dönemlerin tedavi yöntemleri anlatılıyor.
Kaynak: AA
'Müzikle Tedavi Sertifikalı Eğitim Programı'nın çerçevesini belirleyen 9 kişilik bilim kurulunda Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürü Muharrem Fadıl Atik ile yer alan Öztürk, AA muhabirine, müzikle tedavi konusunda uzun süredir yaptıkları çalışmaları, 2009'da 'Makamdan Şifaya' adlı kitapta derlediklerini söyledi.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığının, müzikle tedavi yönteminin de tıpla ilerlemesi yolunda adım attığını belirten Öztürk, bu kapsamda geçen hafta Ankara'da düzenlenen terapist yetiştirme programının çerçevesinin çizildiği toplantıya katıldıklarını ifade etti.
Öztürk, şunları kaydetti:
'Müzikle tedaviyi Sağlık Bakanlığı kabul etmiş durumda. Henüz ülkemizde müzikle tedavi lisans ve yüksek lisans programları olmadığı için bu anlamdaki ilk terapistlerin yetişmesi için bir eğitim programı düzenlenecek. Programlar, bakanlık tarafından denetlenerek, sertifikalandırılacak. Böylece ülkemizin ilk müzik terapistleri çalışmalarına başlayacak. Müzikle tedavi, ülkemizde tıbbi tedaviyle kullanıldığında ilaç giderlerini azaltmada büyük katkı sağlayacak. Örneğin yönetmelikte belirlenen kullanım alanlarının büyük kısmı, ağrı azaltılmasına yönelik. Migren, baş ağrısı ve kanser hastalarının ağrılarının azaltılmasında müzikle tedaviden yararlanmanın önü açılacak.'
Sertifikalarını alan müzik terapistlerinin, devlet hastaneleri ve sağlık kuruluşlarında görev yapacağını bildiren Öztürk, 'Tedavi ekibinin bir üyesi olarak çalışmaya başlayacaklar. Elbette ki bu ekibin sorumluluğunu doktorlar üstlenecek. Daha sonra uzun süre geçmeden ülkemizde müzikle tedavinin lisans programları oluşturulacak' diye konuştu.
Sağlık Bakanlığının önemli bir adım attığına dikkati çeken Öztürk, 'Avrupa'da müzikle tedavi bir meslek alanıdır, ülkemizde tarihimizde olmasına rağmen bir meslek alanı değil. Bakanlık bu anlamda büyük bir adım attı. Sertifikalandırılma suretiyle SGK tarafından da kabul edilmiş tedavi haline gelecek' dedi.
'Makamdan Şifa' adlı kitabın yazarlarından Fadıl Atik de 15. yüzyılda müzikle tedavinin Osmanlı'da kullanıldığını söyledi.
Atik, müzik, su ve güzel kokuyla tedavinin merkezlerinden birinin Edirne olduğuna işaret etti.
Kitaplarının, kanıta dayalı müzikle tedaviyi içerdiğini anlatan Atik, çalışmalarında, geleneksel müziğin tedavide kullanılması gerektiğini vurguladıklarını anlattı.
- Geçmişte örneği Edirne'de vardı
Osmanlı'nın sosyal devlet anlayışıyla insana verdiği değeri en açık şekilde gösteren, hastaların müzik, su ve güzel kokuyla da tedavi edildiği Edirne Darüşşifası, 1488 yılında 2. Bayezid döneminde yaptırıldı.
Darüşşifada, şadırvandan fışkıran suyun çıkardığı sesin, tedavinin önemli kısmını oluşturduğu, hastayı huzura kavuşturduğu ifade ediliyor. Tedavinin ücretsiz olduğu darüşşifa tarafından, haftada 2 gün şehirdeki hastalara parasız ilaç dağıtıldığı kaydediliyor.
Bugün müze olarak faaliyet gösteren darüşşifada, eski dönemlerin tedavi yöntemleri anlatılıyor.