Doğuştan İşitme Engelli Çocuk Şimdi Piyano Ustası

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde geçirdiği iki ayrı "biyonik kulak" ameliyatı ile adeta yeniden doğan doğuştan işitme engelli 10 yaşındaki Tuna Çınar, artık piyano çalıyor.

Doğuştan İşitme Engelli Çocuk Şimdi Piyano Ustası
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Odyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Yücel, Tuna Çınar’ın işitme engelinin nasıl aşıldığını anlattı. Minik Tuna’ya 3 aylıkken yeni doğan işitme taramasının ardından "ileri derece işitme engelli" tanısı konulduğunu belirten Yücel, "Gerekli testler de yapıldı ve biz Tuna’nın işitme cihazı olmadan işitemeyeceğini tespit ettik" dedi.

3.5 aylıkken ilk kulak operasyonunu geçiren Tuna’nın her iki kulağına da işitme cihazı uygulandığını anlatan Yücel, o dönem ailesiyle beraber Tuna Çınar’a konuşma yetisini kazandırmak amacıyla aylık, 15 günlük ve 2 aylık programlar halinde eğitimlere başladıklarını vurguladı.

"POPÜLER İMLANT" MUCİZESİ

Yücel, "Tuna, 3 aylık bir bebeğin işitsel uyaranlara nasıl tepki vermesi gerekiyorsa onları öğrenmeye başladı.

Daha sonrasında 1 yaşına geldiğinde işitme cihazları ile konuşma seslerini yeterince duyamadığını ortaya koyduk ve sağ kulağının ’popüler implant ameliyatı’ olmasını önerdik" dedi.

Popüler implantı "iç kulağa yerleştirilen bir elektron dizini aracılığıyla seslerin elektrikli yolla işitme sinirine gönderilmesini sağlayan bir alet" olarak tanımlayan Yücel, Tuna’nın ilk ameliyatını sağ kulaktan olduğunu, şuanda iki kulağında aynı teknolojiyi kullandığını dile getirdi. Yücel, minik Tuna’nın bu teknoloji sayesinde özellikle kalabalık ortamlarda, gürültüde ayırt etme, yön tayini, üç boyutlu işitmeyi sağlayabildiğini anlattı. Şuanda 4. sınıf öğrencisi olan Tuna’nın derslerinde de oldukça başarılı olduğunu söyleyen Yücel, bu aşamaya ailenin de içinde olduğu uzun bir tedavi sürecinin ardından gelindiğini aktardı. Doktor Yücel, Tuna’nın işitme kapsamındaki eğitimlerinin devam ettiğini söyledi.



ÖNCE ÇOCUK ŞARKILARI, ARDINDAN PİYANO

Tuna’nın çok daha farklı yetenekleri ortaya koyabilecek bir çocuk olduğunu dile getiren Yücel, "Biz bunların daha da fazla üstüne gitmeye başladık. Ama Tuna da gerçekten yetenekli, çok çabuk öğrenebilen, özellikle notaları kendisi dinleyerek çıkarabilen, parçaları kendisi dinleyerek ortaya koyabilen bir çocuk. Spor alanında da öyle. Son derece dikkatli, azimli, yetenekli, pek çok spor dalını en üst seviyede başarılı olarak yapabiliyor. Müziği ben önerdim. Konuşma ve dil gelişimi açısından ritim, entonasyon, duygulanım hislerinin oluşturulması için müziğin ciddi bir etkisi var. Ayrıca müziğin beyin gelişimi üzerinde de son derece önemli katkıları var. O nedenle biz, ilk aşamalardan itibaren önce bebeklik şarkıları, çocukluk şarkıları ile bu işe başladık. Sonrasında da müzik aleti kullanarak bunları uyguladık" ifadelerini kullandı.

ANNE TÜLAY ÇINAR: "İLK ÖĞRENDİĞİMİZDE YIKIM YAŞADIK"

Tuna’nın annesi Tülay Çınar ise, "Bizim için gerçekten büyük bir yıkımdı ve ilk aklıma gelen şey, ’bana asla anne diyemeyecek, asla baba diyemeyecek’ olmuştu. İlk olarak aklıma o düşünce gelmişti. Tabi bizim için hiç kolay bir süreç değildi ama kabullendik ve ondan sonrasında hızlı bir şekilde yapabileceklerimizi düşünmeye başladık" dedi.

Oğlunun yeteneklerini anlatan Çınar, şunları söyledi:

"Tuna’nın piyano çalabileceği asla düşünebileceğim bir şey değildi. Hatta biz ’Anne, baba diyebilecek mi?’ diye düşünürken yabancı dile de ilgisi olduğunu gördük. Öğretmenleri de yetenekli olduğunu söylüyor. Bu da bizim için bir hayaldi ama şuan da onu da yaşıyoruz. Mesela akşamları yemekte İngilizce konuşmak istiyor. Türkçe konuştuğum zaman beni ’Hayır, Türkçe konuşmak yasak’ diye uyarıyor. Tuna’nın ekstra Almanca’ya da ilgisi var. Okulda Almanca bilen bir öğretmeni yakalayıp teneffüslerde sürekli yanına gidiyor."

BABA MUSTAFA ÇINAR: "TUNA’NIN HAYALİ GİTAR ÇALMAK"

Baba Mustafa Çınar, ebeveyn olarak yaşadıkları zorlu sürece ilişkin, "Başlangıçta yaşadıklarımızla şuanda geldiğimiz konumu karşılaştırdığımızda imkansız gibi geliyor. Tuna çok iyi yolda, her şey normale girdi. Gerçekten yaşayınca anlıyor insan, çok uzun ve meşakkatli bir süreçti ama emek harcayınca, çok güzel destekler alınca her şey aşılıyor" dedi.

Doktorların müzik eğitimi tavsiyelerine uyduklarını belirten Mustafa Çınar, "Biz beynin iki tarafını da çalıştırdığı düşüncesiyle piyanoya yöneldik ama Tuna’nın esas hayali gitar çalmak. Piyano konusunda belirli bir yerlere geldiğinde gitara da başlayacak, ona söz verdik. Piyanoda da artık notaları kendi başına okuyabiliyor, çalabiliyor, yani iyi yolda gidiyor. Ders sonunda da bateri odasına gidip 10 dakika bateri çalmadan edemiyor" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA