Uluslararası Hukuk Kurultayı

Yargıtay Başkanı Cirit: 'Hukuk eğitimi ve kalite yönetimiyle ilgili zorunlu alanları görmezlikten gelerek adalet sistemindeki sorunları halledemeyeceğimizi çok iyi anlamamız gerekir. Adalet aktörleri olarak bu tür yapısal sorunlar üzerinden çok daha yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum' TBB Başkanı Feyzioğlu: 'Avukatlık stajına giriş ve avukat olarak levhaya yazılma Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılacak merkezi bir sınava tabi olmalıdır'

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, 'Hukuk eğitimi ve kalite yönetimiyle ilgili zorunlu alanları görmezlikten gelerek adalet sistemindeki sorunları halledemeyeceğimizi çok iyi anlamamız gerekir. Adalet aktörleri olarak bu tür yapısal sorunlar üzerinden çok daha yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum' dedi.

Ankara Barosu tarafından bu yıl 9'uncusu düzenlenen Uluslararası Hukuk Kurultayı başladı.

Türkiye Barolar Birliği'nde (TBB) düzenlenen kurultayın açılışında konuşan Yargıtay Başkanı Cirit, insan hakları, hukuk devleti ve demokrasinin gelişmiş olduğu toplumlarda iyi işleyen bir eğitim sisteminin demokrasinin teminatı olarak görüldüğünü belirtti.

Türkiye'de son yıllarda iyi hukukçu yetiştirmekte sorunlarla karşılaşıldığını aktaran Cirit, 'İyi bir hukuk sistemi için sadece iyi hakimlere, iyi savcılara değil iyi avukatlara da ihtiyacımız vardır. İyi hukukçu ise ancak doğru yapılandırılmış genel eğitim sistemi üzerinde kurulan hukuk eğitimi insanlarıdır. Genel eğitim sisteminde temelleri atılması gereken felsefe, mantık, sosyolojik ve ana derslerin hukuk eğitimi sırasında, yetişkin eğitimin gereklerine uygun metotlarla ve zengin bir içerikle hukuk öğrencilerine verilmesi gerekir' diye konuştu.

- Hukuk eğitimi

'Hukuk eğitimini beş yıla çıkarsak mı, bunun tartışılması gerekir' diyen Cirit, hukuk fakültelerinin birinci sınıfında hukuk tarihi, hukuk sosyolojisi, hukuk felsefesi, siyasi tarih ve Türkçe dersi verilmesinin tartışılabileceğini ifade etti.

Cirit, 2014 yılı içinde hukuk dairelerindeki onama oranının yüzde 98, ceza dairelerinde ise yüzde 42 olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

'2015 yılındaysa hukuk dairelerindeki onama oranı yüzde 44, ceza dairelerindeki onama oranı yüzde 54 olmuştur. Bu oranların dışında kalan, başta bozma kararları olmak üzere diğer kararların çok olması, yanlış kararlar, hatalı işlemler, iş süreçlerindeki kopukluklar gibi yerel mahkemelerden kaynaklanan sorunların çığ gibi büyüyüp Yargıtay'a taşındığı göz önüne alınmalıdır. Bu şekilde devam ettiğimiz sürece Yargıtay'daki iş yükünün azalması mümkün olmayacaktır. Ortalama yargılama süresini arttıran, vatandaşların adalete zamanında erişimini engelleyen bu sorunun yargıya olan güveni de zayıflatacağı da açıktır. Hukuk eğitimi ve kalite yönetimiyle ilgili zorunlu alanları görmezlikten gelerek adalet sistemindeki sorunları halledemeyeceğimizi çok iyi anlamamız gerekir. Adalet aktörleri olarak bu tür yapısal sorunlar üzerinden çok daha yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum.'

- 'Ülke temelsiz kalır'

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ise bölücü terör örgütü başta olmak üzere ülkeyi, bölgeyi ve dünyayı kana bulayan tüm terör örgütlerine karşı sert ve kararlı tavırlarının devam ettiğini kaydetti.

Feyzioğlu, 'Adaletin, mülkün yani ülkenin temeli olduğu ilkesini hayata geçirmeye kendini adamış olan Türkiye Barolar Birliği adına diyorum ki, devleti, bireye hizmet amaçlı bir yapılandırmaya kavuşturmaz, çoğunlukçu değil çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla içimize sindirmez, bütün vatandaşlarımızı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla gurur ve güven duyar hale getirmez, 77 milyon insanımızın, hukukun üstünlüğü ve adalet paydasında kucaklaşmasını sağlamazsak mülk yani ülke temelsiz kalır' değerlendirmesinde bulundu.

Toplumda etnik köken, din, mezhep, dil, cinsiyet ve siyasi ideoloji temelli ayrımcılık yapılmak istendiğini savunan Feyzioğlu, söz konusu kesimler arasında köprü olma sorumluluğunun bugün, hiç olmadığı kadar hukukçuların omuzlarında olduğunu söyledi.

Avukatın yargının kurucu unsuru, etkili ve bağımsız savunmanın ise hukuk devletinin temel şartlarından biri olduğuna dikkati çeken Feyzioğlu, şöyle devam etti:

'Bu gerçeğin zorunlu kıldığı adımların hayata geçirilmesinde maalesef önemli sıkıntılar vardır. Biz, el ele vererek bu sıkıntıları aşacağımıza inanıyoruz. Avukatlık stajına giriş ve avukat olarak levhaya yazılma Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılacak merkezi bir sınava tabi olmalıdır. Aksi takdirde meslekte kaliteyi sağlamak, dolayısıyla hukuk devletini tesis etmek mümkün değildir.'

Halen 92 bin avukat, 14 bin civarında stajyer avukat, 65 bin civarında hukuk fakültesi öğrencisi bulunduğunu bildiren Feyzioğlu, bu tablonun en geç beş yıl içinde avukat sayısının yüzde 50'nin üzerinde artacağını ortaya koyduğunun altını çizdi.

- Hukuk fakültelerine girişte taban puan getirilmesi

Türkiye Barolar Birliği'nin de desteğiyle YÖK tarafından hukuk fakültelerine girişte taban puan getirilmesi ve kontenjanların azaltılmaya başlanmasını olumlu olarak nitelendiren Feyzioğlu, asgari standartlar konusunda YÖK ile ortak çalışma yapma isteklerini paylaştıklarını belirtti.

Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hesap verebilirliğinin anayasal bir düzenlemeyle sağlanması gerektiğini ifade eden Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu, biz avukatların en önemli mesleki sorunudur. Çünkü yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanamadığı, keyfiliğin önlenemediği bir düzende avukatın yerini iş takipçileri alır. Hükümetin önümüzdeki döneme ilişkin eylem planında, arabuluculuğu teşvik etmek ve hatta bazı davalar için geçilmesi gereken bir zorunlu aşama haline getirmek vardır. Türkiye Barolar Birliği olarak artık hukukumuza girmiş olan ihtiyari arabuluculuğu, arabulucuların hukukçu olması zorunluluğu devam ettiği sürece tanıtmaya, daha işlevsel kılmaya bütün gücümüzle katkıda bulunmaya devam edeceğiz.'

Konuşmaların ardından program çeşitli konulardaki açık oturumlarla devam etti.
Kaynak: AA