Akkuyu Nükleer Santrali Genel Müdürü Akhundov Açıklaması

Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Fuad Akhundov, "Biz Türkiye’nin ekonomisine güveniyoruz. Türkiye’nin ekonomisine, reformlara güveniyoruz” dedi.

Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Akhundov ve Genel Müdür Yardımcısı Titov, Akkuyu’da yapılacak nükleer güç santrali hakkında bilgi verdi.

Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Fuad Akhundov, 15 yılda yatırımlarının geri alma olasılığı olduğunu belirterek, projenin Türkiye için önemli olduğunu vurguladı. Akhundov, Akkuyu nükleer santralinin Türkiye’nin yüzde 15 oranında elektriği üreteceğini söyleyerek, Türkiye’nin yıllık üretiminin 240 milyar kilovat saat ve Akkuyu nükleer güç santralinin yıllık 35 milyar kilovatsaat olacağını ifade etti.

Akhundov, güvenlikle ilgili olarak, Fukuşima‘dan sonra nükleer santral dizaynlarında değişiklik yapıldığını aktararak, Türkiye’nin komşularının hepsinde nükleer santral olduğunu belirtti.

Akhundov, Türkiye’nin nükleer santral yöneten ülkelerin ortasında olduğunu belirterek "Türkiye’nin bu santrallerin yönetilmesinde etkisi yok. Bizi yöneten Enerji Bakanlığı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu(TAEK)’dur. Riskler aynı. Bazı ülkelerde eski teknolojiyle çalışan santraller var. Bizim yaptığımız santral, Fukuşima olayından sonra en güvenli teknoloji. Nükleer güç santralinin hem aktif hem de pasif sistemi var” diye konuştu.

Akhundov, gazetecilerin sorularını cevapladı. Şirket olarak 3 milyar dolar yatırdıklarını kaydeden Akhundov, şunları dedi: “Biz, Türkiye’nin ekonomisine güveniyoruz. Türkiye’nin ekonomisine, reformlara güveniyoruz. Lisansla ilgili olarak, TAEK ile çalışıyoruz. Nükleer santral lisansının alınması 1,5-2 yıl süren bir olay. Başvurumuzu yaptık. Saha parametrelerinin onaylanmasını bekliyoruz. Bizim lisansımız tam olarak alınmamış. Biz yatırımımızı yapıyoruz. Türkiye bizi davet etmiş, biz de gelmişiz.”

Akhundov, Fransa’da yüzde 70, Rusya’da yüzde 25, Amerika’da yüzde 30 oranında elektrik enerjisinin nükleer enerjiden üretildiğini belirtti.

Akhundov, projenin yüz yıllık bir proje olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “7 yıl nükleer enerji santralinin yapılması, 60-80 yıl üretim süresidir. Yüz yıllık projede kısa dalgalanmalara, o kadar da önemli değil. Biz daha çok trende bakıyoruz. Ekonomide dalgalanmalar olacak, krizler olacak. Biz, Türkiye’nin ekonomisine, potansiyeline güveniyoruz. Suriye ile ilgili projemizle ilgili problem görmüyorum.”

Türkiye tarafından bir sıkıntıları olmadığının altını çizen Akhundov, “Uluslararası Enerji Ajansı’nda da söyledim; hangi ülke nükleer enerji üretmek istiyorsa, hazırlık işlemlerini yapmalı. Bununla ilgili kanunlar değişmeli. Kamuoylarını bilinçlendirmek. Türkiye’de 70. yılında enerjiyi düşünüyor. Kanunlarda sıkıntı var. İki kanunda değişiklik yapılması gerekiyor. Onlarda Meclis’te” diye konuştu.

Akhundov, gecikmeye ilişkin olarak şunları kaydetti: “Gecikme her yerde var. Japonlarda, Fransa’da, Finlandiya’da var. Gecikme sebepleri, izinlerin alınması. Kimseyi suçlamak doğru olmaz. ÇED raporu için 55 kurumla çalıştık. Bütün izinler alındıktan sonra 7 yılda santral inşasını bitireceğiz. Liman projesi, deniz tesisatlarıyla ilgili dizayn işleri bitirir, Ocak ayında Cengiz inşaat ile işlerimiz başlayacak. 465 milyon dolarlık proje imzaladık. Cumhurbaşkanları, hükümetlerin siyasi iradesi olmasaydı bunu yapmazdık.”

Akhundov, projenin gecikmesi olmadığını belirterek, “Bizim son hedefimiz Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılı olan 2023 yılında Türkiye’nin nükleer ülkesi olmalı. Daha erken yapacağız. Biz devam ediyoruz” ifadesini kullandı.

Akhundov, Türkiye tarafına maliyetlerin yansıtılmayacağını söyledi.

Akhundov, nükleere karşı olan kişilerin nükleer santraller konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını kaydetti.

Akkuyu Nükleer A.Ş. Operasyonel Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oleg Titov da, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Titov, lisans alma süresine ilişkin olarak, “2017’nin başı. Lisans süreci, bütün süreçler mevzuatlarla ilgili engellerle karşılaşılıyor. Değerlendirme süreci zor ve uzundur.”

Titov, nükleer güvenlikle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Nükleer santralin reaktör kısmı kubbe şeklindedir. Bu genelde alınan güvenlik önlemlerinin en önemlisidir. Ağır cisimlerin çarpması durumunda nükleer güç santrallerin güvenliği korur. Türkiye’de ilk defa 400 tonluk bir cismin çarpması 200 metre/saniye hızla çarpması parametresi değerlendirilmiştir. Ağır tonajlı uçaktır. 400 tonluk uçağın çarpma anında en önemli kısmı motorudur.”

Titov, nükleer tesisler için terör önlemlerinin alınması gerektiğini söyleyerek, “Yapılan müzakereler ve hükümetler arası müzakereler çerçevesinde nükleer güç santraline özel güvenlik bölgesi olarak isimlendirilmiştir. Şirketimiz, Türk kanun ve hükümetlerine göre kurulmuştur. Çevresinde Türk kolluk kuvvetleri sorumlu olacaktır” dedi.

Titov, bir nükleer santralde 2 bin personelin görev yaptığını belirterek, nükleer santralde çalışmak için çalışanların çalışmaya başlamadan önce sıkı bir eğitimden geçirildiğini söyledi.

Titov, nükleer santralde çalışmak üzere bin 200-bin 500 Türk vatandaşının görevlendirileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA