Aşırı Sıcaklar Terleme Ameliyatlarını Artırdı

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Hacıibrahimoğlu, Türkiye genelinde termometrelerin 39-40 dereceyi gösterdiği günlerde terleme ameliyatı için başvuran hasta sayısında kış aylarına göre 2-3 kat artış olduğunu söyledi.

AA muhabirine terleme ameliyatları hakkında bilgi veren Hacıibrahimoğlu, sağlıklı bir durum olan terlemenin, bazı insanların belli bölgelerinde normalin üzerinde görüldüğünü söyledi.

Prof. Dr. Hacıibrahimoğlu, normal olmayan bu aşırı ve bölgesel terlemenin, koltuk altı, yüz, el ile ayaklarda oluştuğunu ifade ederek, bu tip insanların yaz kış her zaman terlediğini ancak sıcak havalarda bunun daha da yoğunlaştığını kaydetti.

Hava sıcaklıklarının giderek arttığı yaz günlerinde terleme ameliyatı için başvuran hasta sayısının kış aylarına göre iki üç kat arttığına dikkati çeken Hacıibrahimoğlu, "Normal terlemenin ötesinde gerçekleşen bu aşırı ve bölgesel terleme bir hastalık. Maalesef bu aşırı terlemenin nedeni bilinmiyor. Omurganın her iki yanından başlayıp, bel bölgesine kadar inen bir sinir zinciri var. Aşırı terleme durumlarında onun belirli bölgelerinde normalden daha fazla aktivasyon görülüyor. Toplumun yaklaşık yüzde birinde aşırı terleme sorunu var" diye konuştu.

Hacıibrahimoğlu, aşırı terlemeden daha çok genç kadınların rahatsız olduğunu, erkeklerin bu sorunu çok umursamadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Kadınlar için terleme çok ciddi bir sorun oluşturuyor. Eli terleyen bir kadın tokalaşamıyor. Koltuk altı terleyenler için de sorun farklı değil. Aşırı terleme bakteri oluşumuna, bu da kokuya neden oluyor. Kadınlar, doğru dürüst kıyafet giyemiyor, kıyafetlerinde büyük ter lekeleri oluşuyor. Koltuk altı terlemeleri için gelenlere hemen ameliyatı tavsiye etmiyoruz. Son seçenek olarak ameliyatı sunuyoruz. Genelde koltuk altına botoks uygulaması yapıyoruz, yüze yapılan botoks koltuk altında da terlemeyi önlüyor. Botoks, bir çeşit toksin ve o bölgedeki sinirleri geçici felce uğratıyor. Onun için de belirli aralıklarla yinelemek durumdasınız. Ancak bir süre sonra yine ameliyat gerekebilir. Yüz, el ve ayak terlemesinde ise direkt cerrahi öneriyoruz. Tüm terleme ameliyatlarının giriş noktası koltuk altıdır. Her iki koltuk altından endoskopik cerrahi dediğimiz kapalı cerrahi yapıyoruz. Yarım santimlik küçük bir delikten içeri giriyoruz. Televizyona bağlı olan optik kamere sistemi içeriyi olduğu gibi gösteriyor. Omurganın her iki yanından başlayıp bel bölgesine kadar inen sinir zincirinin bir seviyesi koltuk altına, bir seviyesi el, bir başka seviyesi de ayağa sinyal gönderiyor. Biz bu seviyeleri biliyoruz. Ona göre aşırı terleyen bölgelere müdahale ediyoruz. Ameliyatlar önce sağ sonra sol koltuk altında yapılıyor ve yarım saat sürüyor."

- Terleme ameliyatlarının başarı oranı yüksek

Prof. Dr. Hacıibrahimoğlu, hastaların genellikle sabah ameliyat olup, akşam taburcu edildiğini, bazı durumlarda ise bir gün hastanede kaldığını söyledi.

Ameliyat edilen bölgelerin artık terlemediğini ya da çok hafif nemlendiğini anlatan Hacıibrahimoğlu, eskisi gibi normalin üzerinde bir terlemenin görülmediğini ancak bazı durumlarda yan etkilerin oluştuğunu ifade etti.

Hacıibrahimoğlu, kimi vakalarda ameliyat edilen bölgeye karşılık terin vücudun başka yerinden atıldığını vurgulayarak, "Örneğin hastanın koltuk altı yerine belinde terleme görülür. Bu en çok bir kaç hafta sürer. Sonra normale döner. Ama on binde bir ameliyatta bu normale dönmez ve aşırı terleme başka bölgelere kayar. Onun için ameliyat yaptığımız yere titanyumdan klips koyuyoruz. Bu klips, iki hafta içinde terleyen bölgedeki sinirleri öldürüyor. Eğer yan etkiler devam eder ve hastanın ameliyat edilen bölgesindeki terleme vücudun başka bir yerinin aşırı terlemesine yol açarsa o klipsi alıp, sinirlerin ölümünü engelliyoruz" ifadelerini kullandı.

Hacıibrahimoğlu, terleme ameliyatı olan hastaların adeta yeniden hayata döndüğünü, daha sosyalleştiğini belirterek, "Öyle genç kızlar geliyor ki, 'Elim aşırı terlediği için nişanlımın elini tutamıyorum', ya da 'öyle kokuyorum ki, insanların yanında kendimi iyi hissetmiyorum' diyor. Mesela bir mimar geldi, 'elimin terlemesi nedeniyle artık çizim yapamıyorum. Çizdiğim her şey ıslanıyor mahvoluyor' dedi. İşte bu hastalar için ameliyat bir kurtuluş oluyor" şeklinde konuştu.

Ameliyatların başarı oranlarına da değinen Hacıibrahimoğlu, koltuk altında başarı oranının yüzde 99, ellerde yüzde 95, ayaklarda ise yüzde 60 olduğunu belirtti.

Hacıibrahimoğlu, terleme sonucunda vücutta ortaya çıkan kötü kokunun, baharatlı yiyeceklerden ve insanların kişisel temizliğine özen göstermemesinden kaynaklandığına vurgu yaparak, aşırı kilolu olanların daha çok terlediği şeklindeki algının da yanlış olduğunu söyledi.

Terleme ameliyatlarında yaş sınırı olmadığını, yine de ergenliğin geçmesini beklediklerini dile getiren Hacıibrahimoğlu, "Şeker, tansiyon, kalp gibi kronik hastalığı olanlarda ise önce terlemenin bu rahatsızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespit ediyoruz. Terleme bu hastalıklardan kaynaklanmıyorsa ameliyat ediyoruz" dedi.

Hacıibrahimoğlu, ameliyat olmadan aşırı terleme sorunun çözülemeyeceğine dikkati çekerek, reklamları yapılan kozmetik ürünlerin soruna çare olmadığını ifade etti.

Kaynak: AA