Casa Garibaldi, İstanbul'un Sosyal Hayatına Geri Dönüyor

Restorasyonu devam eden ve uzun yıllar İstanbul'daki İtalyanların toplanma noktası olan İtalyan İşçi Yardımlaşma Cemiyeti'nin tarihi binası Casa Garibaldi, bodrum ve çatı dışında 3 tarihi yüksek tavanlı kat ile bin metrekarelik kültür sanat mekanı olarak İstanbul'un kent hayatına kazandırılacak.

Casa Garibaldi, İstanbul'un Sosyal Hayatına Geri Dönüyor
İstanbul'da 1863'te kurulan İtalyan İşçi Yardımlaşma Cemiyeti'nin aldığı arsada yapımına 1884'te başlanan Casa Garibaldi, 1885'te tamamlandı. Kapsamlı bir restorasyonla Ocak 1910'da bugünkü haline getirilen bina, 100 küsur yıldır el değmeden varlığını korudu.

İtalyan ulusal kahramanı Giuseppe Garibaldi'nin hatıralarını da barındıran Casa Garibaldi, İtalya Devleti ile Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nin (TÜRSAB) 2012'de yaptığı protokolle İstanbul'un kent hayatına kazandırılmasına karar verilerek, restorasyona alındı.

Restorasyon çalışmalarını yürüten sanat tarihçisi Dr. Sedat Bornovalı, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, binanın mimari, sanatsal ve tarihi özelliği bulunduğuna değinerek, şu bilgileri paylaştı:

"Beyoğlu'nda değişikliğe uğramadan kalmış az sayıda binadan bir tanesi olan Casa Garibaldi, 1885'ten itibaren İstanbul'daki İtalyanların toplanma merkezi olmuş ve çeşitli sosyal faaliyetler için kullanılmış. Bazı başka derneklere, cemaatlere de kiraya verilerek çekim alanı haline gelen bina, hiçbir zaman başka bir işlev üstlenmemiş. Binanın iç bölümlemesi değişmemiş. İşlevleri aynı kaldığı için de el değmemiş sayabiliyoruz. Ayrıca bina, İtalyan ulusal kahramanı Giuseppe Garibaldi'nin hatıralarını içinde barındırıyor. Dernek, 1863'te kurulduğunda Garibaldi, buranın ilk başkanıymış. Bina, Garibaldi'yi İstanbul'da yaşatan bina olma özelliği taşıyor."

Bornovalı, taşıdığı özellikler dolayısıyla referans bina niteliğinde ve birinci grup tarihi eser olarak tescil edilen binanın giriş katında büfe, birinci katta halka açık, kulüp gibi işleyen dernek üyelerinin kullandığı bir bölümle kütüphane bulunduğunu ve ikinci kattaki genel kurul salonunda dernek üyelerinin katıldığı toplantılar, danslı çaylar, konserler, tiyatro gösterimleri yapıldığını dile getirdi.

- "Arkeoloji Müzeleri'nin çalışmaları bitmek üzere"

Sosyal merkez şeklinde yaşatılan binanın, İtalya Devleti ve TÜRSAB'ın desteğiyle, Türk-İtalyan merkezi olarak iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi kapsamında restorasyona alındığını belirten Bornovalı, restorasyon kapsamında yapılanları şöyle anlattı:

"Çalışmalar Mart 2012'den itibaren başladı. Binanın bazı eksikleri giderildi, kullanılmayan kenar köşe değerlendirildi. Gereksiz yığma toprakları temizleyerek bodrum katını da çeşitli işlevler için kullanmak mümkün olacak. Arkaya bir asansör ekleniyor. Bodrum ve çatı dışında 5 düzey üzerinde 3 tarihi yüksek tavanlı kat olmak üzere toplam bin metrekarelik bir kültür-sanat mekanı kazanacak kentimiz. Casa Garibaldi, restorasyonu bittiği zaman İstanbul'un kültür-sanat, turizm hayatına katkıda bulunan bir yer olacak. Çeşitli sosyal faaliyetler, sanat faaliyetleri burada yapılacak. Ana temada mutlaka İtalyan kültürü ve sanatı olacak, ancak boş kaldığı zamanlarda diğer ülkelere de birçok imkan sunacak. Bu yıl bitmeden tamamlamayı planlıyoruz."

Bornovalı, binanın bodrumundaki dolgu toprak zemini temizlerken 12-13. yüzyıla kadar ulaşan sırlı kaplar ile insan kemiği ve kafatası kalıntısı parçalarına rastladıklarını ifade ederek, çok sayıda mezarın çıkarıldığı alanın Arkeoloji Müzeleri'ne ait bir kazı alanı haline geldiğini ve çalışmaların bitmek üzere olduğunu belirtti.

- "Binayı bir eğitim, araştırma, inceleme mekanı yapmaya da çalıştık"

Dr. Sedat Bornovalı, tarihi binanın restorasyon aşamasında birçok etkinliğe ev sahipliği yaptığına değinerek, "Binayı bir eğitim, araştırma, inceleme mekanı yapmaya da çalıştık. İstanbul Rehberler Odası'nın yüzlerce üyesi, burada bir araya geldi. İtalyan tarihini, İstanbul'daki İtalyanların tarihini, 19. yüzyıl mimarlığını, Beyoğlu'nu ve benzeri unsurları tanıtmaya çalıştık" dedi.

Heykel, kitap koleksiyonu, tablo ve Garibaldi'nin el yazması mektuplarını barındıran binayı "bir tür kalıcı sergi" şeklinde tanımlayan Bornovalı, restorasyonda şantiye aşamasına geçildiğinde tarihi eserleri binada muhafaza imkanı olmadığı için eserlerin İtalya Başkonsolosluğu himayesinde geçici galeriye taşındığını söyledi.

Bornovalı, binanın sanatsız kalmaması için bir grup İtalyan ve Türk sanatçının eserlerinden oluşan, 17. yüzyılda mekan resimleri yapan İtalyan ressam Giovanni Paolo Pannini'nin sergileme tekniğiyle sunulan "Giovanni Paolo Pannini'nin İzinde" sergisini yaptıklarını hatırlatarak, "Sergiyi gezemedikleri için bize şikayette bulunanlar oldu. Burası zaten kocaman bir sanat eseri. Beyoğlu'ndan gelip geçenler, İstanbul ve İtalyan halkı bu sanat eserinden çok faydalanamadı. Biz de onu hatırlatmak üzere böyle bir sergi yaptık" diye konuştu.

Kaynak: AA