Başbakan Davutoğlu Açıklaması (2)
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "AK Parti dönemi, gençlerin özgüvenini tekrar kazanmaya başladığı dönem oldu. İddialı olmak, bir şey yapmak, süper lige oynamak, azla yetinmemek, bunlar bizim dönemde ufku açılan hususlar" dedi.
Davutoğlu, Number One FM'de canlı yayında, "Gençler Soruyor Ahmet Davutoğlu Cevaplıyor" programına katıldı.
Her zaman gençlerle birlikte olduğunu, akademik hayata dönmeyi planladığını belirten Davutoğlu, bu gerçekleşmiş olsa şu anda gençlerle amfide ders yapıyor olacağını anlattı.
"Benim ile öğrencilerim arasındaki ilişkiler hiçbir zaman başlayan ve biten ilişkiler olmadı" diyen Davutoğlu, dünyanın her yerinde kendisinden ders almış öğrencilerle karşılaştığını, bir kısmıyla hala spor yaptığını, futbol oynadığını, evliliklerine aracılık ettiklerinin çocuklarını da bildiğini ve böylece öğrencileri üzerinden yeni nesli de daha yakından tanıdığını söyledi.
Davutoğlu, "Eğitim hayatında akademisyenliği tercih etmemin sebebi, bir gencin, toprağa atılan tohum gibi büyümesini, serpilmesini, zihnen büyümesini hep büyük bir taktir ve varoluşsal bir ilgiyle takip ettim" diye konuştu.
Anne-baba, hoca-talebe, doktor-hasta ilişkisinin varoluşsal olduğunu ifade eden Davutoğlu, akademik hayata dönse de dönmese de her zaman gençlerin dünyasıyla ilgisini koparmamaya özen gösterdiğini dile getirdi.
-"Bir gencin itaatkar olması beklenmez"-
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaşların psikolojisine göre uygun davranmak gerekir. Bir gencin itaatkar olması beklenmez. Biz de gençlik dönemlerinden geçtik. Bir gencin bir adaletsizlik gördüğünde buna sesini yükseltmesinden daha doğal bir şey yok. Meşruiyet zemini içinde her zaman sesiniz yüksek olsun. Gençlerin sesini kısmak ya da itaatkar tavır beklemek yerine gençlere özgür düşünceyi öğretebilmemiz lazım. Ama özgür düşünce aynı zamanda dışarıdakilere karşı özgürleşme değil kendisine karşı özgürleşip, kendisini de kontrol edebilecek bir özgürlük anlayışına gelebilmesi önemli. O zaman bizim yapmamız gereken, gençlerin önünü açmak. Gençlere sınır koymak, onları tanımlamak yerine gençlerin kendi serüvenlerini yaşamasını sağlamak lazım. Kendi serüvenini özgün olarak yaşayan birisi hata yapsa bile daha sonra o hatasını hem düzeltir hem de ondan bir tecrübe edinir ama başkasının aklıyla davrananlar doğru da yapsalar kendileri olamazlar. Burada süreklilik içinde gençlerin bu özgürlük ve özgünlük arayışını teşvik etmek lazım. Hafif maceraperest olmak her gencin hakkı. Yeter ki bu, bir şekilde kendi iç dünyalarını da bozmayacak şekilde yürütülsün. O zaman bizim ön açmamız, ufuk açmamız lazım."
En çok önem verdiği hususun özgüven, olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Gençlere özgüven kazandırmak lazım. Bizim neslin, 1968'li yıllardan sonra 1970'li yıllarda genç olanların özgüveni çok yüksekti. Sanki bütün dünyayı değiştirebileceğimizi, sağ-sol ideolojiler içinde bunu hissettik. Ancak 1980'li yıllardan daha sonraki dönemlerde gençliğin özgüveni sarsıldı. 12 Eylül, 28 Şubat'ta gençliğin ne olması gerektiği öğretildiği dönemlerde gençler kendi özgüvenlerini kaybetmeye başladılar."
-"81 ile üniversite açtık"-
AK Parti döneminin, gençlerin özgüvenini tekrar kazanmaya başladığı dönem olduğunu dile getiren Davutoğlu, "İddialı olmak, bir şey yapmak, süper lige oynamak, azla yetinmemek, bunlar bizim dönemde ufku açılan hususlar" ifadesini kullandı.
28 Şubat döneminde hocalık yaparken ıstırap çektiğini, gençlerin "bir an önce dışarıda bir yere nasıl kapak atarım" psikolojisi içinde olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Çünkü istihdam imkanı yok, ekonomik problemler var, baskı var. Halbuki şimdi Başbakan olarak benim gençlere verebileceğim en önemli şey bu özgünlük ve özgüven psikolojisini onlara yansıtacak şartları sağlamak" diye konuştu.
Şu anda Türk gencinin Avrupa'ya gitmeyi bir ideal olarak çok görmediğini çünkü Avrupa'daki iş imkanlarının Türkiye'den daha olmadığını bildiren Davutoğlu, bunu, AK Parti iktidarlarının, ekonomiyi büyüten potansiyeliyle sağladığını kaydetti.
2008 krizinde kötü bir ekonomik performans sergilenseydi, gençlerin kendilerini yurt dışına atma çabası içinde olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, "Gençler yurtdışına gitseler bile Türkiye'de iş olmadığı için değil daha iddialı hedefler içinde gitmeli ve Türkiye'ye döneceği psikolojisi içinde olmalı. Bunun için ne yapmamız lazım? Mesela 81 ile üniversite açtık. 76 üniversite vardı biz 107 üniversite daha açtık. Şu anda 193 üniversite var" değerlendirmesini yaptı.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Her zaman gençlerle birlikte olduğunu, akademik hayata dönmeyi planladığını belirten Davutoğlu, bu gerçekleşmiş olsa şu anda gençlerle amfide ders yapıyor olacağını anlattı.
"Benim ile öğrencilerim arasındaki ilişkiler hiçbir zaman başlayan ve biten ilişkiler olmadı" diyen Davutoğlu, dünyanın her yerinde kendisinden ders almış öğrencilerle karşılaştığını, bir kısmıyla hala spor yaptığını, futbol oynadığını, evliliklerine aracılık ettiklerinin çocuklarını da bildiğini ve böylece öğrencileri üzerinden yeni nesli de daha yakından tanıdığını söyledi.
Davutoğlu, "Eğitim hayatında akademisyenliği tercih etmemin sebebi, bir gencin, toprağa atılan tohum gibi büyümesini, serpilmesini, zihnen büyümesini hep büyük bir taktir ve varoluşsal bir ilgiyle takip ettim" diye konuştu.
Anne-baba, hoca-talebe, doktor-hasta ilişkisinin varoluşsal olduğunu ifade eden Davutoğlu, akademik hayata dönse de dönmese de her zaman gençlerin dünyasıyla ilgisini koparmamaya özen gösterdiğini dile getirdi.
-"Bir gencin itaatkar olması beklenmez"-
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaşların psikolojisine göre uygun davranmak gerekir. Bir gencin itaatkar olması beklenmez. Biz de gençlik dönemlerinden geçtik. Bir gencin bir adaletsizlik gördüğünde buna sesini yükseltmesinden daha doğal bir şey yok. Meşruiyet zemini içinde her zaman sesiniz yüksek olsun. Gençlerin sesini kısmak ya da itaatkar tavır beklemek yerine gençlere özgür düşünceyi öğretebilmemiz lazım. Ama özgür düşünce aynı zamanda dışarıdakilere karşı özgürleşme değil kendisine karşı özgürleşip, kendisini de kontrol edebilecek bir özgürlük anlayışına gelebilmesi önemli. O zaman bizim yapmamız gereken, gençlerin önünü açmak. Gençlere sınır koymak, onları tanımlamak yerine gençlerin kendi serüvenlerini yaşamasını sağlamak lazım. Kendi serüvenini özgün olarak yaşayan birisi hata yapsa bile daha sonra o hatasını hem düzeltir hem de ondan bir tecrübe edinir ama başkasının aklıyla davrananlar doğru da yapsalar kendileri olamazlar. Burada süreklilik içinde gençlerin bu özgürlük ve özgünlük arayışını teşvik etmek lazım. Hafif maceraperest olmak her gencin hakkı. Yeter ki bu, bir şekilde kendi iç dünyalarını da bozmayacak şekilde yürütülsün. O zaman bizim ön açmamız, ufuk açmamız lazım."
En çok önem verdiği hususun özgüven, olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Gençlere özgüven kazandırmak lazım. Bizim neslin, 1968'li yıllardan sonra 1970'li yıllarda genç olanların özgüveni çok yüksekti. Sanki bütün dünyayı değiştirebileceğimizi, sağ-sol ideolojiler içinde bunu hissettik. Ancak 1980'li yıllardan daha sonraki dönemlerde gençliğin özgüveni sarsıldı. 12 Eylül, 28 Şubat'ta gençliğin ne olması gerektiği öğretildiği dönemlerde gençler kendi özgüvenlerini kaybetmeye başladılar."
-"81 ile üniversite açtık"-
AK Parti döneminin, gençlerin özgüvenini tekrar kazanmaya başladığı dönem olduğunu dile getiren Davutoğlu, "İddialı olmak, bir şey yapmak, süper lige oynamak, azla yetinmemek, bunlar bizim dönemde ufku açılan hususlar" ifadesini kullandı.
28 Şubat döneminde hocalık yaparken ıstırap çektiğini, gençlerin "bir an önce dışarıda bir yere nasıl kapak atarım" psikolojisi içinde olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Çünkü istihdam imkanı yok, ekonomik problemler var, baskı var. Halbuki şimdi Başbakan olarak benim gençlere verebileceğim en önemli şey bu özgünlük ve özgüven psikolojisini onlara yansıtacak şartları sağlamak" diye konuştu.
Şu anda Türk gencinin Avrupa'ya gitmeyi bir ideal olarak çok görmediğini çünkü Avrupa'daki iş imkanlarının Türkiye'den daha olmadığını bildiren Davutoğlu, bunu, AK Parti iktidarlarının, ekonomiyi büyüten potansiyeliyle sağladığını kaydetti.
2008 krizinde kötü bir ekonomik performans sergilenseydi, gençlerin kendilerini yurt dışına atma çabası içinde olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, "Gençler yurtdışına gitseler bile Türkiye'de iş olmadığı için değil daha iddialı hedefler içinde gitmeli ve Türkiye'ye döneceği psikolojisi içinde olmalı. Bunun için ne yapmamız lazım? Mesela 81 ile üniversite açtık. 76 üniversite vardı biz 107 üniversite daha açtık. Şu anda 193 üniversite var" değerlendirmesini yaptı.
(Sürecek)