Tıkanmak Üzere Olan Bağırsağa Robotik Operasyon

Kalın bağırsağının çıkışında 6 cm polip tespit edilen 72 yaşındaki Dinçer Demetgül, yapılan robotik cerrahi ile bağırsağında bulunan polipiden kurtuldu.

72 yaşındaki Dinçer Demetgül, halsizlik ve kabızlık şikayetleri ile hastaneye başvurdu. Yapılan tetkiklerde kalın bağırsağın çıkışına yakın bir bölgede büyük boyutlarda (6 cm) polip tespit edildi. Aynı zamanda kalp hastası olan Dinçer Demetgül’e acil ameliyat kararı verildi.

Bir süre daha ameliyat edilmediği taktirde polipin bağırsağı tamamen tıkacağı belirtilirken, hastanın dev polipi robotik cerrahi ile birkaç küçük kesiden çıkarıldı.

İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akbulut, hastanın ameliyat sonrası ağrısının neredeyse hiç olmadığını kaydederek, ‘‘Hasta, ameliyattan çıktıktan sonra, yoğun bakımda ne zaman ameliyat olacağını sordu. Postoperatif ağrısı o kadar azalmıştı. Sorunsuz bir ameliyat sonrası dönem geçirdi, bağırsak hareketleri yaşına ve ameliyatın büyüklüğüne göre erken normale döndü. Küçük bir ameliyat izi olduğu için bu da ağrı ve diğer problemleri en aza indiriyor” dedi.

“KAPALI AMELİYATLAR, AÇIK CERRAHİNİN YERİNİ ALDI”

Prof. Dr. Gökhan Akbulut, bu hastanın polipinin kötü huylu olmadığını belirterek, kalın bağırsağın kanserlerinde de robotik cerrahinin büyük avantaj sağladığının altını çizerek, ‘‘Kapalı ameliyatlar, açık cerrahinin yerini aldı diyebiliriz. Robotik cerrahide aynı anda bir kişi dört enstrümanı kontrol edebiliyor, bunların içinde kamera da var. Ayrıca çok derin alanlara rahatlıkla girebiliyorsunuz ve normal insan el bileğine göre çok daha fazla açılanmalar yapabiliyorsunuz. Yani laparoskopi ve açık cerrahiye göre teknik bir üstünlüğünüz var. Ayrıca, 10 kat büyütülmüş ve üç boyutlu bir görüntü ortamında en ince disseksiyonları yapabiliyorsunuz. Bu özellikle derinde ve karmaşık anatomiye sahip yerlerin cerrahisinde tartışılmaz bir üstünlük sağlıyor. Kapalı olarak yapılabilecek her vaka robotik cerrahi ile ameliyat edilebilir. Derin ve anatominin karmaşık olduğu ve ince disseksiyon gerektiren bölgeler robotik cerrahi için daha uygundur.’’

İzmir Tepecik Hastanesi’nde robotik cerrahi imkanının olmasının bölgede yaşayan vatandaşlar için önemli bir imkan olduğunu ifade eden Akbulut, ‘‘Tepecik Hastanesi Sağlık Bakanlığı’na bağlı 800 hastane içinde iş yükü ve büyüklüğü açısından ilk 10 hastanenin içindedir. Robotik cerrahiye sahip 9 hastaneden biridir. Eğitim veren bir hastane olması ve Ege Bölgesinin en önemli referans hastanelerinden biri olması sebebiyle, gelişen teknolojiyi takip etmesi büyük önem taşımaktadır. Kuzey bölgesinde Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi EAH ile ortak olarak bu robotu kullanacağız. Üroloji, Genel Cerrahi, Çocuk Cerrahisi, Kalp Damar Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi ve kadın Hastalıkları ameliyatları gerçekleştirilecektir. Özellikle kapalı yapılabilen ve derinde çalışılması gereken ameliyat tiplerinde bütün branşlarda bu ameliyatların gerçekleştirilmesini planlıyoruz. Şu ana kadar yirmi civarında ameliyat yaptık, ancak talep giderek artıyor, sayının hızla artacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

KALIN BAĞIRSAK KANSERİNE DİKKAT

Prof. Dr. Gökhan Akbulut, koleraktal kanserin kalın bağırsağa ait bir hastalık olduğunu belirterek, ‘‘Kanserler içinde ülkemizde ve dünyada üçüncü en sık görülen kanser tipidir. Kalın bağırsağın salgı yapan hücrelerinden oluşan kanseri en sık görülmektedir. Günümüzde eskiye oranla daha sık rastlanması risk faktörlerinin artması ile ilgili olabilir. Posası az diyet (fast- food) beslenmenin kabızlığı arttırdığı ve kanserojen maddelere bağırsağın daha fazla maruz kaldığını söyleyebiliriz. Ayrıca gelişen sağlık ve beslenme olanakları sebebiyle bundan kırk yıl öncesine göre (52 yıl ortalama yaşıyorduk), daha uzun yaşıyoruz (74 yıl yaşıyoruz). Yaşla birlikte kanser hastalıklarının görülme olasılığı artıyor. Bütün bu istatistiklere, gelişen tanı koyma olanaklarını da eklemeliyiz. Çünkü eskiden ölümlerin sebeplerini bu kadar ayrıntılı bilmiyorduk” ifadelerini kullandı.

Prof. Akbulut, hastalığın en önemli belirtisinin kansızlık olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: ‘‘Bu gizli kanama dediğimiz orta ve ileri yaşta hastalarımızda bizi endişelendiren bir durumdur. Hasta tarafından fark edilmez. Gözle görülmeyecek miktarlarda kanamalar olur. Bu da hastanın halsiz, iştahsız olmasına neden olur. Genel durumunda bozulmaya sebebiyet verir. Bunun dışında aktif kanama, kilo kaybı, büyük abdest şeklinin değişmesi, dışkılama alışkanlıklarının değişmesi (kabız olma vs) sayılabilir. Ailede kalın bağırsak kanseri olan kişiler daha erken yaşlarda, normal kişilerde 40’lı yaşlarından itibaren düzenli olarak kalın bağırsak kanseri için genel cerrahi veya aile hekimlerine kontrole gelmelidirler.”
Kaynak: İHA