Ameliyatsız Vücut Şekillendirmede Yeni Yöntem

Hiçbir cerrahi işlem olmadan Aquafilling yöntemiyle hayalinizdeki vücuda dakikalar içinde sahip olmanın mümkün olduğunu söyleyen Op. Dr. Ayfer Özdemir, ameliyatsız meme büyütme, popo büyütme, bacak kalınlaştırma işlemlerinde başarıyla kullanıldığını ve hasta memnuniyeti çok yüksek olduğunu vurguladı.

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi uzmanı Op. Dr. Ayfer Özdemir; “Aquafilling uygulamalarının 5-8 sene kalıcılığı olduğu için ameliyattan korkan kişiler için büyük avantajlar taşımaktadır. İşlem lokal anestezi altında, sadece göğüs, kalça veya bacak bölgesinin uyuşturulması ile yapılmaktadır. Genel olarak meme gelişmesi bozuklukları, asimetriler, küçüklük, popo bölgesinde küçüklük, çarpık bacak düzeltilmesinde ve ayrıca daha önce geçirilmiş ameliyattan kalan çöküntülerin düzeltilmesinde kullanılır. 2004 yılından bu yana kullanılan bu dolgu maddesi ile ilgili olarak yapılan çalışmalar, güvenilir olduğunu kanıtlamıştır. Aquafilling’in herhangi bir karsinojenik, teratojenik etki veya vücuda uyumsuzluk özelliği saptanmamıştır. Aquafilling kesinlikle minimal invazif işlemdir. Skar dokusu oluşmaz ve tedavi sırasında en az travmaya neden olur. Aquafilling ile kalça şekillendirme, meme şekillendirme, bacak kalınlaştırma, çarpık bacak düzeltilmesi için yapılan işlemler lokal anestezi altında 30-60 dakika kadar sürmektedir. Önce lokal anestezi uygulanır. Sonrasında tek bir noktadan incenir kanül ya da ığneyle uygulama yapılır ve istenilen dolgunluk ve şekil verilir. Uygulama sonrasında sıkı bir sütyen takılması ve 1 hafta kadar ağır sportif aktivitelerden uzak durması önerilir.” Dedi.

Op. Dr. Ayfer Özdemir Aquafilling avantajlarını ise şu şekilde sıraladı; “Hasta için minimal travmaya yol açan cerrahi olmayan işlemdir. Ameliyat sonrasında iyileşme 1-2 gün gibi kısa sürede gerçekleşir. Nihai estetik sonuç işlemden sonraki 7. günde görülür (tüm postoperatif reaksiyonlar kaybolduğunda). Enjeksiyon bölgesinden jel göçünün gerçekleşmemesi. Enjeksiyon alanında herhangi bir enflamasyon veya alerjik reaksiyon belirtisinin bulunmaması. Enjeksiyon bölgelerinde infiltrasyonların bulunmayışı. İmplantın parçalara ayrılmaması. Yumuşak dokularla doğal kıvamda olması. Etkilenen yumuşak dokulara doğal görüntü sağlaması. Beş ila sekiz yıla uzayan uzun süreli etki. Yeniden enjeksiyon yapabilme olasılığı. Uygulama meme dokusu altına yapılmaktadır, hastanın meme başı ve süt bezleri ile ilgili herhangi bir değişiklik söz konusu olmamaktadır. Dolayısıyla hamileliğe, süt vermeye engel teşkil etmez” ifadelerini yer verdi.