'Irak'taki Göç Dalgasının Arkasında Bir Demografik Olay Var'

SALİH BİLİCİ- Türk Kızılayı Genel Müdür Yardımcısı Mintez Şimşek, Irak'ta Musul ve Telafer'den kaçan 500 bin Türkmen'in, ülkenin en güneyindeki Kerbela ve Necef'e gönderilmesini eleştirerek, "Telafer'deki Türkmenlerin, Kerbela'da ve Necef'te ne işi var. Musul'un etrafında onlarca kamp yeri ve onlarca sığınacak yer varken bu insanlar neden evlerinden 800-900 kilometre uzakta hiç tanımadıkları bir kültürel ortama ve coğrafyaya gönderildiler. Bu işin arka planında çok büyük bir sosyal ve demografik olay var" dedi.

'Irak'taki Göç Dalgasının Arkasında Bir Demografik Olay Var'
Şimşek, Kızılay'ın Erbil'deki çalışma ofisinde Irak'taki insani durumu ve Türk Kızılayı'nın yardımlarını AA muhabirine anlattı. Çatışmaların başladığı 2014 Haziran'ından beri Türk Kızılayı'nın, Irak'ta insani yardım çalışmalarını sürdürdüğünü hatırlatan Şimşek, "Türk Kızılayı 10 ayı aşkın bir sürede Irak'a 147 tırla insani yardım malzemesi gönderdi. Ayni yardımların toplam tutarı 11 milyon Türk Lirası'nı aşmış durumdadır. Kızılay ekibi, Zaho'dan Süleymaniye'ye, Erbil'den Bağdat'a ve Hille'ye kadar hemen hemen muhacirlerin gittiği her vilayete ulaştı ve dertlerine derman olmaya çalıştı. Öncelikle güvenli gıda maddesiyle barınma ve giyim malzemesi dağıttık. Anne ve çocuk sağlığının korunması maksadıyla çocuk maması ve hijyen malzemesi dağıtımlarımız sürüyor. Tabii gıda yardımları da devam ediyor" diye konuştu.

- Kerkük'te sağlık merkezi kurulacak

Şimşek, muhacirlik süresinin uzamasıyla kadın ve çocuklarda ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıktığına işaret ederek, özellikle çocuk ölümlerinin arttığını kaydetti. Çocuklardaki ateşli hastalıkları önlemek için bazı incelemeler yaptıklarını anlatan Şimşek, bunun için Kerkük'te bir sağlık merkezi açmayı planladıklarını bildirdi. Şimşek, "Bu merkezde kadın hastalıkları, çocuk hastalıkları ve genel olmak üzere üç uzman doktor çalışacak. Bu üç doktorun haricinde bir de acil bölümümüz olacak. Bir laboratuvarla bunu destekleyeceğiz. Bunun için Kerkük'te birkaç yer baktık. İnşallah önümüzdeki aylar içinde Türkiye'deki kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli desteği alırsak projeyi başlatacağız" ifadelerini kullandı.

- Bin konteynerlik yardım

Türk Kızılayı Genel Müdür Yardımcısı Mintez Şimşek, Irak hükümetinin nakliye işini üstlenmemesi nedeniyle Bağdat yönetimine vermeyi taahhüt ettikleri 1000 adet konteyneri henüz bölgeye göndermediklerini dile getirerek, şunları söyledi:

"Türk Kızılayı olarak Irak hükümetine 1000 adet konteyner vermeyi vaat etmiştik. Bu konu genel başkanımız Ahmet Lütfi Akar'ın Bağdat ziyaretinde, Dışişleri Bakanı İbrahim el-Caferi ile görüşmesinde gündeme gelmişti. Bu konteynerlerin tanesi 10 bin dolardır. Toplamda yaklaşık 10 milyon dolarlık bir maliyet arz ediyor. Biz bunların tamamını hibe şeklinde ücretsiz vermeyi kabul ettik. Fakat onlara 'bunun transfer yani nakliye harcamalarını siz karşılayın' dedik. Ancak maalesef Bağdat'ta nakliyenin karşılanmasına yönelik bir çaba göremedik. Şimdi Türkiye'ye döndüğümüzde nakliye sorununa ilişkin de bir çalışma yapacağız. Türk millet hamiyetperverdir. Halkımız çevresindeki sorunlara duyarlıdır. İnşallah bununla ilgili mali kaynak bulursak konteynerlerin nakliyesi için de çalışma başlatacağız."

- "Telafer'deki Türkmenlerin, Kerbela'da ve Necef'te ne işi var"

Irak'taki iç göç dalgasına da değinen Şimşek, özellikle kuzeydeki Musullu ve Telaferli 500 bin Türkmen sığınmacının, evlerinden yüzlerce kilometre uzakta bulunan güneydeki Necef ve Kerbela'ya gönderilmesini eleştirdi. "Telafer'deki Türkmenlerin, Kerbela'da ve Necef'te ne işi var" diyen Şimşek, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Musul'un etrafında onlarca kamp yeri ve sığınacak yer varken bu insanlar neden evlerinden 800-900 kilometre uzakta hiç tanımadıkları bir kültürel ortama ve coğrafyaya gönderildiler. Bu insanların hiç tanımadıkları bir ortamda barınmaya çalışması başlı başına bir sorundur. Irak'ta her etnik grubun bir sahibi var. Elbetteki biz Türk Kızılayı olarak hiçbir etnik grubu, dini, ırkı ayırt etmiyoruz. Nitekim bu, bizim misyonumuza terstir. Ancak şunu da görüyoruz ki maalesef Türkmenlerin bir sahibi yok. Türkmenlerin Irak içinde bir nüfus hareketi var. Bu işin arka planında çok büyük bir sosyal ve demografik olay var. Elbetteki insani yardım önemli ancak başka birimlerin de bu sosyal ve demografik harekete dikkati çekmesi gerekiyor. İnsanların geçici olarak baktıkları bu durum, yavaş yavaş kalıcı olmaya başladı. İnsanlarda artık evlerine dönemeyecekleri endişesi var. Biz bunu çok ciddi manada gördük."

Kaynak: AA