Almanya'da İki Müslüman'a Polis Şiddeti

Almanya'nın Aşağı Saksonya eyaletinde 2014 yılında farklı zamanlarda Faslı ve Afgan iki müslüman gencin polis şiddeti gördüğü belirlendi.

Norddeutscher Rundfunk (NDR) televizyonunun haberine göre, polis, 9 Mart 2014 tarihinde Hannover ana tren istasyonunda geçersiz pasaportla yakalanan 19 yaşındaki Afgan genci tren istasyonundaki karakola götürdü ve nezarethanede şiddet uyguladı.

NDR'ın elde ettiği bilgilere göre, polis memurlarından biri olay sonrasında arkadaşına cep telefonundan şu mesajı gönderdi:

"Onu vurup yere serdim. Afganlı. Seyahat yasağı var. Parmaklarımı burnuna soktum ve boğazını sıktım. Komikti. Ayaklarından kelepçeli halde karakolun içinde sürükledim. Çok güzeldi. Domuz gibi anırdı. Bu Allah'ın bir hediyesiydi."

İlk olaydan altı ay sonra da 19 yaşındaki Faslı bir Müslüman, 25 Eylül 2014 akşamı Bremen'den Hannover'e gelen trene biletsiz bindiği için tutuklandı. Çorabında az miktarda esrar bulunan genç nezarethaneye götürüldü. Müslüman genç burada küçük düşürücü söylemlere ve şiddete maruz kaldı.

Polis, gönderdiği cep telefonu mesajında gence hakaret edildiğini ve buzdolabındaki bayatlamış domuz etinin yedirildiğini yazdı. Polis memurunun çektiği ve arkadaşına gönderdiği fotoğraflar da NDR'nin haberinde yer aldı.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Harald Neymanns, yaptığı açıklamada, konunun hızlı bir şekilde açıklığa kavuşması için çalıştıklarını belirtti. Soruşturmanın Hannover Savcılığınca yürütüldüğünü açıklayan Neymanns, sağlıklı bilgilerin savcılıktan alınabileceğini ifade etti.

Aşağı Saksonya eyaleti Yeşiller Milletvekili Belit Onay ise AA muhabirine değerlendirmesinde, olayı "inanılmaz bir skandal" olarak nitelendirdi.

Polisin ırkçı motivasyonlar kullanarak şiddet uyguladığını vurgulayan Onay, "Bu çok net. Polis burada gençlerin Müslüman olmalarına vurgu yaparak şiddet uyguluyor. Yoksa niye domuz eti yedirsin? Bu Allah'ın bir hediyesi desin?" ifadesini kullandı.

Onay, bu durumun NSU cinayetleri sonrasında gerçekleştirilen reformların tamamen yetersiz kaldığını gösterdiğini ileri sürerek, "Her zaman Yeşiller olarak söyledik. Buradaki sorun bir iletişim sorunu ya da yapısal bir sorun değil. Bunun adı ırkçılık. Polisin içinde ırkçılık sorunu vardır. Bununla mücadele edilmediği sürece bu tip sorunlar değişmez" dedi.

Kaynak: AA