Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali Başladı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Şimdi Türkiye'de millet nasıl düşünüyorsa devleti yönetenler de aynı şekilde düşünüyor. Millet nasıl yaşıyorsa devleti yönetenler de aynı şekilde yaşıyor. Millet hangi türküyü söylüyorsa devleti yönetenler de aynı türküyü söylüyor. Millet neye üzülüyor ve neye ağlıyorsa devleti yönetenler de aynı şeye gülüyor ve ağlıyor. Milletle devlet bütünleşmeye başladı" dedi.

Bu yıl 16'ncısı düzenlenen Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali'nin açılışında konuşan Kurtulmuş, festivalin kökleşerek devam etmesini, hem Zeytinburnu'na hem Türkiye'ye hizmet etmesini hem de Merkezefendi Tıbbi Araştırmalar Merkezi'nde yapılan çalışmaların hayırlı olmasını temenni etti.

Kurtulmuş, ülkeler için kültürün, kültürel varlıkların, bu varlıklara sahip çıkmanın ve tarihin önemine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Türkiye, Allah'a çok şükür neresine giderseniz gidin her tarafında tarihi ve kültürel zenginliklerin olduğu bir ülkedir. Merkezefendi'nin şahsıyla birlikte bugüne kadara getirilmiş olan geleneksel tıbbi bilgilerin ortaya çıkarılması bizim kültürel yanımızın ortaya sunulmasıdır. Bizim gibi iddia sahibi ülkeleri yükselten sadece zenginlikleri değildir. Bizim ülkelerin gelişebilmesi için, ne kadar çok köklerine ulaşabilirse, o kadar çok yükselmesi, gelişmesi, ileri gitmesi mümkündür. Türkiye'nin istikbali köklerindedir. Çok şükür bunun için muhtaç olduğumuz her şey kültürümüzün derinliklerinde vardır. Toplumsal yapı, aile dokusu, tıp, sanat, estetik, mimari ve toplumsal hayat için ne gerekiyorsa, tarihin geçmişine baktığınız zaman bunları bulmanız mümkündür."

Türkiye'de bir dönem kültürel varlıkların, tarihin farkında olunmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarih yeni gelmedi önümüze. Uzun yıllar sonra, belki 150 yıl sonra Türkiye silkindi. Ve önceden kötü ve kerih gördüğü ve öyle gösterilen ne varsa onların değerli olduğunu anlamaya başladı. Merkezefendi, Galata Mevlevihanesi, İstanbul surları... Bunların ne kadar dökük vaziyette olduklarını biliyoruz. Binalar nihayetinde fiziken harap olabilir. Binaları ayağa kaldıracak husus, o binalarda kullandığınız çimento, demir değildir. Binaları ayağa kaldıracak husus, o binalara ruh verecek anlayıştır, maneviyattır, bilinçtir. Tarihimize ait ne varsa kötü gösterildi. Tekke, zaviye, türbeler, imarethaneler, kaleler ve surlar kötü gösterildi. Oralardan gelen sanat hep ihmal edildi. Çok şükür, bu millet yeniden ayağa kalktı ve ilk yaptığı şey kökleriyle karşılaşmak ve köklerinin farkına varmak oldu. Gençlerimiz için bir gelecek kuracaksak, bu köklerin farkında olarak, bu köklerin üzerinde güçlü bir istikbali kuracağız. Buna sahip olursanız yeniden geleceği inşa edebilirsiniz. Geçmişinden ilham alamayan milletler geleceği inşa edemezler. Bu festival sadece geleneksel bir festival değil, her birimiz için geçmiş kültürümüzle bağ kurduğumuz önemli bir göstergedir."

- Millet ile devleti yönetenler arasındaki gönül bağı

Kurtulmuş, bir milletin ileriye gidebilmesinin şartının, devleti yönetenler ile millet arasındaki gönül bağı olduğunu söyledi.

Eğer bir ülkede devleti yönetenler ile millet başka tellerden çalıyorsa o ülkede devlet-millet kaynaşması ve kalkınma olmayacağını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bu memlekette bırakın Merkezefendi'ye, Eyüp Sultan'a hürmet etmeyi, bırakın Türkiye'nin bütün manevi büyüklerine saygı duymayı, bütün bunların üstünü örtmeye çalışan ve yıllarca bunlardan uzaklaşmayı marifet sayan bir devlet anlayışı vardı. Ve devlet sürekli milletten uzaklaşıyor, millet hangi telden çalıyorsa, devleti yönetenler başka telden çalıyorlardı. Rahmetli Özal, cumhurbaşkanı olduğunda cuma namazına gidip gitmeyeceği yazıldı, konuşuldu, tartışıldı. Allah'a çok şükür bugün bu devirler geride kaldı. Bu memlekette nalbanthane, samanlık ve ahır olarak kullanılan camiler oldu. Milattan önceden bahsetmiyorum. Tek parti zamanından bahsediyorum. Bu ülkenin insanlarına 'Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı'dan başka yoktur tapacak' diye bir şeyi ezan diye zorla dinlettirdiler. Şimdi Türkiye'de millet nasıl düşünüyorsa devleti yönetenler de aynı şekilde düşünüyor. Millet nasıl yaşıyorsa devleti yönetenler de aynı şekilde yaşıyor. Millet hangi türküyü söylüyorsa devleti yönetenler de aynı türküyü söylüyor. Millet neye üzülüyor ve neye ağlıyorsa devleti yönetenler de aynı şeye gülüyor ve ağlıyor. Milletle devlet bütünleşmeye başladı. Milletin inançlarına saygı duyan bir yönetim ortaya çıktı. Bu ikisi olduğu sürece bu ülke asla geri kalmayacaktır."

Kurtulmuş, geçmişte kendilerine ne öğretildiyse bunu gelecek nesillere de aktaracaklarını ve el ele, gönül gönüle daha güçlü bir Türkiye inşa edeceklerini dile getirdi.

Türkiye'yi dünyanın yıldız ve lider ülkelerinden biri yapacaklarını vurgulayan Kurtulmuş, atılan hiçbir adımın ve yapılan hiçbir işin tesadüfi olmadığını anlattı.

Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da 16 yıl önce çıktıkları yolda yürümeye devam ettiklerini söyledi.

Türkiye'nin ilk tıbbi bitkiler bahçesinin Zeytinburnu'nda kurulduğunu anımsatan Aydın, "2005'te ülkemize hizmet vermeye başladı. Birçok bilimsel çalışmalar yapıldı burada. Birçok televizyonda bitkisel ilaç reklamı yapılıyor ama bunlar bilimin süzgecinden geçmiyor. Türkiye'de tıbbi bitkiler konusunda araştırmalar yapılsın istedik ve bunun için çalışmaları sürdürdük, burayı kurduk" ifadelerini kullandı.

Konuşmalardan sonra Aydın, Kurtulmuş'a çiçek takdim etti.

Ardından protokol üyeleri ile Kurtulmuş, sahneden festival açılışına katılan vatandaşlara mesir macunu fırlattı.

Kaynak: AA