İstanbul'da Erguvan Zamanı

Baharın müjdecisi ve İstanbul'un rengi erguvanlar, boğazın iki yakasında zarif dallarıyla şehre ayrı bir güzellik kattı. İstanbul'un doğasında kendiliğinden yetişen erguvan ağaçları, mayıs ortalarına kadar boğazı süsleyecek.

Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya olarak bilinen erguvan ağaçları, Türkiye'de Ege ve Marmara bölgelerinde yoğun olarak görülüyor. Sert havaları sevmediği için yüksek kesimlerde genelde bulunmayan erguvan, İstanbul'da özellikle korularda insan elinin değmemesi nedeniyle korunabiliyor. Bu nedenle korularda erguvanlar bir başka güzel görünüyor.
Osmanlı kültüründe de çok önemli yeri olan erguvan adına 14-19. yüzyıllar arasında şenlikler düzenlendi, ''erguvan cemiyeti'', ''erguvan faslı'', ''erguvan bayramı'' gibi isimlerle anıldı. Osmanlı döneminde sayılarının azalması üzerine, padişah fermanıyla boğaza, erguvan ağacı dikilmesi emredildi.
Osmanlı'da erguvanın güçlü dalları baston yapımında kullanılırken, mor, lila ve pembe arası çok özgün bir renge sahip erguvan çiçeklerinin eski İstanbul mutfağında salatalara renk ve lezzet kattığı da biliniyor.
- Boğazda erguvan turu
Sadece İstanbulluları değil, kente gelen yabancı turistleri de heyecanlandıran erguvan ağaçlarını en güzel boğazda Eminönü, Üsküdar ve Beşiktaş'tan yapılan tekne turlarıyla seyretmek mümkün.
Avrupa yakasında Beşiktaş Yahya Efendi Dergahı üzerinden başlayan ve Yeniköy'e kadar devam eden erguvanlar yoğun olarak Rumeli Hisarı'nın sağında ve solunda görülebiliyor. Anadolu yakasında ise Paşalimanı'nda başlayan erguvan ağaçları, Beykoz'a kadar uzanıyor.
Erguvanlar karadan ise Fethi Paşa Korusu, Kanlıca civarı ve Beykoz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri, Özgürlük ve Fenerbahçe parkları, Avrupa yakasında Rumelihisarı, Yıldız Korusu, Emirgan Korusu, Eyüp yamaçlarında görülebiliyor. Erguvanlar, fotoğraf tutkunları için de İstanbul'da farklı bir çekim alanı oluşturuyor.
- Şairlerin ilham kaynağı
Rengi ve estetiği nedeniyle İstanbul'un iki yakasında adeta bir tablo görünümünde olan erguvan ağaçları, şairlere de ilham kaynağı oluyor. Ziya Osman Saba, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Süheyl Ünver'in eserlerinde erguvan ağaçlarına rastlanıyor.
Ziya Osman Saba, ''Düşünceli yürürken bir yol dönemecinde, çıkacak önümüze beyaz dallarla bahar / Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu, erguvanlı bir bahçe mor salkımlı bir duvar'' dizeleriyle erguvanı eserinde dile getiriyor.
Aşiyan Mezarlığı'nda birbirlerinin ayak ucunda yatan İstanbul aşığı edebiyat ustaları Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kabirlerinin etrafında da erguvan ağaçları bulunuyor. Yahya Kemal yakın dostu Ahmet Hamdi Tanpınar'a ithaf ettiği bir şiirinde ''Beklemem fecrini leylaklar açan nisanın / Özlemem vaktini dağ dağ kızaran erguvanın'' mısralarıyla erguvanı kaleme aldığı görülüyor.
- Tarihte erguvan
Erguvan, dinler arasında da farklı şekillerde yorumlanıyor. Erguvan Hristiyanlıkta ''Yahuda'' ağacı olarak biliniyor. Efsaneye göre; Hz. İsa'ya ihanet eden Yahuda, yaptığından çok pişman olur ve kendini bir erguvan ağacına asar. Yahuda'nın utancı nedeniyle yüzü kızarır ve aslında beyaz olan erguvanın çiçekleri mor rengini alır.
Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde kullanılan bir renk olan erguvan moru, doğal yollarla üretilen en zor renk olduğu için, zenginlik ve güç belirtisi anlamına da geliyor. Bizans döneminde imparator dışında hiç kimsenin mor pelerin takmadığı biliniyor.
Erguvan, tasavvuf inancında da önemli bir ağaç olarak biliniyor.
Kaynak: AA