Kaymakamlık Hayali 'Kpss Usulsüzlüğüne''Takıldı
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu Serap Ataş Güçlü, 2010 yılı Kamu Personel Seçme Sınavı'ndaki (KPSS) usulsüzlükler nedeniyle kaymakam olamamanın burukluğunu yaşıyor.
Serap Ataş Güçlü (30), AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversiteden 2008 yılında mezun olduktan sonra kaymakamlık hayalini gerçekleştirmek amacıyla 2010 yılı KPSS'ye hazırlandığını söyledi.
Dershaneye gittiğini ve gece-gündüz demeden sınavı kazanmak için çalıştığını anlatan Güçlü, kaymakam adaylığı sınavına başvurmak için ön şartlarından biri olan KPSS P37 puan türünde en az 75 puan alması gerektiğini belirtti.
Güçlü, 2010 KPSS'de beklentisinin çok altında 73 puan aldığını ve bu duruma çok şaşırdığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Beklediğimin çok altında bir sonuç aldım. Zaten o aralarda da sınava şaibe karıştığı gibi olaylar çıktı ve bir an içime ümit doğdu. Hani sınav iptal olacak biz de tekrar sınava gireceğiz gibi ama sadece eğitim bilimleri sınavı iptal oldu. Bu da çok şaşırtıcı bir durum. Yani eğitim bilimlerine şaibe karışmışsa diğerlerine de karışmış gibi düşünce olması gerekiyordu. Bunu anlamayamadım. 2012'de de sınava girdim. O sınavda da iyi puan alamadım."
Sınavlarda usulsüzlük olduğu düşüncesiyle 2014'te KPSS'ye girmediğini belirten Güçlü, "İçimde, harcadığım zamanın boşa gittiği inancı oluştu. 2013 yılında evlendim, 1 yaşında kızım var. İş arayışı içerisindeyim fakat özel sektörde iş saatleri uygun olmuyor. İş saatleri kızım ve benim için zor olacağı için özel sektöre de adım atamıyorum. Kamu sektörü de zaten olmadı ve bu şekilde kaldım'' dedi.
- "Bu dünyanın öteki tarafı da var"
KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturmanın bir an önce sonuçlanmasını ve o dönemde mağdur olanların hakkının verilmesini isteyen Güçlü, "Her şey vicdan meselesidir. Bakıyorsunuz karı-koca 100 puan almış. Hani gece gündüz beraber mi çalışmışlar? Bunlar, her şeyi ortaya koyuyor zaten. Bu dünyanın öteki tarafı da var. Eğer hakkımızı geri verirlerse en azından içimiz biraz rahatlar. Evlendikten sonra kendim için diyemiyorum, en azından çocuğumun geleceği için bir umutla bekliyoruz'' diye konuştu.
Güçlü, KPSS'deki usulsüzlükten dolayı kaybolan emeği, zamanı ve hayatından gidenler için hakkını helal etmediğini söyledi.
Kaynak: AA
Dershaneye gittiğini ve gece-gündüz demeden sınavı kazanmak için çalıştığını anlatan Güçlü, kaymakam adaylığı sınavına başvurmak için ön şartlarından biri olan KPSS P37 puan türünde en az 75 puan alması gerektiğini belirtti.
Güçlü, 2010 KPSS'de beklentisinin çok altında 73 puan aldığını ve bu duruma çok şaşırdığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Beklediğimin çok altında bir sonuç aldım. Zaten o aralarda da sınava şaibe karıştığı gibi olaylar çıktı ve bir an içime ümit doğdu. Hani sınav iptal olacak biz de tekrar sınava gireceğiz gibi ama sadece eğitim bilimleri sınavı iptal oldu. Bu da çok şaşırtıcı bir durum. Yani eğitim bilimlerine şaibe karışmışsa diğerlerine de karışmış gibi düşünce olması gerekiyordu. Bunu anlamayamadım. 2012'de de sınava girdim. O sınavda da iyi puan alamadım."
Sınavlarda usulsüzlük olduğu düşüncesiyle 2014'te KPSS'ye girmediğini belirten Güçlü, "İçimde, harcadığım zamanın boşa gittiği inancı oluştu. 2013 yılında evlendim, 1 yaşında kızım var. İş arayışı içerisindeyim fakat özel sektörde iş saatleri uygun olmuyor. İş saatleri kızım ve benim için zor olacağı için özel sektöre de adım atamıyorum. Kamu sektörü de zaten olmadı ve bu şekilde kaldım'' dedi.
- "Bu dünyanın öteki tarafı da var"
KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturmanın bir an önce sonuçlanmasını ve o dönemde mağdur olanların hakkının verilmesini isteyen Güçlü, "Her şey vicdan meselesidir. Bakıyorsunuz karı-koca 100 puan almış. Hani gece gündüz beraber mi çalışmışlar? Bunlar, her şeyi ortaya koyuyor zaten. Bu dünyanın öteki tarafı da var. Eğer hakkımızı geri verirlerse en azından içimiz biraz rahatlar. Evlendikten sonra kendim için diyemiyorum, en azından çocuğumun geleceği için bir umutla bekliyoruz'' diye konuştu.
Güçlü, KPSS'deki usulsüzlükten dolayı kaybolan emeği, zamanı ve hayatından gidenler için hakkını helal etmediğini söyledi.