Çanakkale 'Açık Hava Müzesi' Olacak

Dünya tarihinde, 20'nci yüzyılda en kanlı çarpışmaların yaşandığı, Türk askerinin "Çanakkale geçilmez" sözüyle destanlaştığı Gelibolu Yarımadası, açık hava müzesi niteliğiyle yeniden düzenlenerek bölge gelecek nesillere daha iyi koşullarda miras bırakılacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı Mehmet Gürkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale Kara Savaşları'nın 100'üncü yılı törenleri dolayısıyla tarihi alanda önemli düzenlemeler yaptıklarını ve bölgeyi törene hazır hale getirdiklerini söyledi.

Çalışmalarını yürütürken bazı sıkıntılarla karşılaştıklarını vurgulayan Gürkan, özellikle hafta sonlarında ziyaret için gelen grupların olumsuz etkiler bıraktığını anlattı.
Belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının "alana şu kadar ziyaretçi getireceğim" diye birbirleriyle yarıştığını dile getiren Gürkan, "Bu, milli ruhun yüceltilmesi anlamında gurur verici ama planlı olması gerekiyor. Bu ziyaretler bir, iki güne sığdırılarak tarihi alanımızın kimliğine zararlar verebiliyor. Bir anda 30 bin kişinin getirilmesi, aynı anda alana sokulması maalesef alanımızın tanınması, milli ruhun öğrenilmesi, milli kimliğin anlaşılması anlamında birtakım eksikliklere neden oluyor" diye konuştu.

Büyük gruplara aynı anda bölgeyle ilgili bilgilendirmenin yapılamadığını belirten Gürkan, ziyaretlerin planlı olması halinde konukların bölgenin özünü, ruhunu sindire sindire hissedebileceğini ifade etti.

Gürkan, sıkıntıların giderilmesi bakımından, 24-25 Nisan'daki 100'üncü yıl törenlerinin hemen ardından alanla ilgili planlama, projelendirme çalışmalarına başlayacakları bilgisini vererek, şöyle devam etti:
"Çalıştaylar yapacağız. Tarihi alanda şu an mevcut olan köyler var. Bir tane ilçe merkezi var. Bununla beraber şehitliklerimiz var. Bu yerleşim alanlarındaki insanların yaşantılarını dikkate almamız gerekiyor. Onların hayatlarını idame ettirebilmesi için sosyal, ekonomik durumlarını, kültürel yapılarını dikkate almamız gerekiyor. Bu alandaki, yerleşimlerdeki planlama çalışmalarını alanın kimliğine göre ön planda yapmak durumundayız. O nedenle bu tarihi alanda planlamaları, yönetici, ziyaretçi planlaması, fiziki uygulamaya yönelik planlamalar, peyzaj planlaması, bunların hepsini bir kimlik adı altında gerçekleştirmek durumundayız. Bununla ilgili şartnamelerimizi oluşturmak için ilk çalıştayımızı 29 Mart'ta gerçekleştirdik."
Bir sonraki aşamada, yerel idareciler, daha sonra ise plan sektöründeki tasarımcılarla çalıştaylar düzenleyeceklerini aktaran Gürkan, böylece bir yol haritası oluşacağını belirtti.

Ziyaretçilerin görüş, öneri ve eleştirilerini de not ettiklerini ifade eden Gürkan, "Buna göre bir planlama çalışması başlayacak. Bu planla beraber ulaşım, dolaşım, yeme içme yerleri, alandaki hediyelik eşya satış yerleri, zorunlu ihtiyaç noktaları, hepsi planlandı. Böyle kafamıza göre 'şuraya koyalım' diyerek değil, anlık kararlara göre hareket edilmeyen, uzun soluklu düşünülmüş bir plan çalışması yürütüyoruz" ifadesini kullandı.
- Teknolojik imkanları da kullanacaklar
Gürkan, plan çalışmalarına paralel olarak alandaki kültür varlıklarının korunması için de çalışmalar yapacaklarına değindi.
Koruma çalışmaları hakkında bilgi veren Gürkan, şöyle konuştu:
"Tarihi alan sınırları içinde 4 kalemiz var. Bu kalelerin projeleri var. Olanlar var, olmayanlar da var. Bunların hepsinin restorasyonuna yönelik çalışmaları başlatıyoruz. Diğer taraftan şehitliklerimizle ilgili özellikle mevcutların düzenlenmesi, buna ilave olarak bilinen ama bugüne kadar el atılmamış bazı şehitliklerimiz de var. Bu şehitliklerimizle ilgili de nelerin yapılabileceğinin planlanması, çalışmalarımızdan biri. Bunların hepsini bir bütüne yansıttığınızda şöyle bir sonuç çıkması gerekiyor; tarihi alan bir açık hava müzesine dönüşüyor mu, dönüşmüyor mu? O hedefe doğru yol alacağız. Tarihi alanı bir açık hava müzesi gibi planlayacağız, düzenleyeceğiz. Tüm restorasyon, uygulama, plan, proje hepsi tarihi alanın bir açık hava müzesi olmasına yönelik olacak. Gelen insanlar, gelen siyasetçilerin planlı bir şekilde dolaşmasıyla beraber bilgilendirmelerine yönelik teknolojik imkanları da kullanıp gelenleri ne kadar maksimum seviyede bilgilendirebilirsek o kadar başarılı oluruz. Bu başarı da bu tür planları, projeleri hazırlayarak, teknolojiyi kullanarak mümkün olacaktır. Burada tarihi alanlar şekillenmeyecek. Tarihi alanlar, olması gereken kimliği, sahip olduğu kimliği ifade edecek. Amacımız onları şekillendirmek değil, onların kimliklerini ifade edebilmesini sağlamaktır."
Mehmet Gürkan, çalışmalar tamamlanıp bir açık hava müzesi oluştuğunda ziyaretçilerin teknolojik imkanlarla planlı, programlı bir şekilde bölgeyi gezebileceğini, bu topraklarının öneminin farkına daha fazla varabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA