Cumhurbaşkanı Erdoğan toplu açılış törenine katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Karabük'te toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
MİLLETE DEĞİL NOTERE GİDİYORLAR
'Ben halkımdan oy isterken Ankara'da yatmayacağım il il dolaşacağım dedim. Milletimiz sağ olsun yüzde oy verdi. Bu millet çok çile çekti. Başörtülüsün okula giremezsin dediler, İkna odalarına aldılar giremezsin dediler. Aynı acıyı yaşamış bir baba olarak ben bu milletimin acısını yaşamayacağım de kim yaşayacak. Kim anlayacak. Şimdi herkes rahatça okuyabiliyor, çalışabiliyor özgür Türkiye işte budur. Birileri meseleyi yanlış anlamış. Ben proje üretin, millete gidin diyorum onlar notere gidiyor.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
- Öncelikle Cumhurbaşkanlığı için vermiş olduğunuz için teşekkür ediyorum. Yapılan yatırımların açılışını bugün burada yapıyoruz.
- 12 yıllık hizmet sürecinde sadece Karabük'ümüze yaptığımız toplam yatırım 4 katrilyon liradır. Bu yatırımların şehrimize ülkemize kazandırılmasında emeği geçen kurumların ve diğer sektör kuruluşlarına, mimarından mühendisine işçisine kadar herkesi tebrik ederim.
- 24 Nisan'da Çanakkale Kara Savaşlarının 100. yıl dönümünü dünya liderleriyle anacağız. Çanakkale'nin kahramanları arasında Karabüklü kardeşlerimin büyük dedeleri var. Çanakkale'de en büyük savaşların yaşandığı yerde Karabüklüler de vardı. Kerevizdere'de düşman karşısında savaşan askerlerimiz bine kadar şehit verdi. Bu alayın çoğunluğunu Karabük'ten Karabük'ün ilçelerinden bu bölgeden gelenlerden oluşuyordu.
Yatırım bedeli toplam 599 trilyon TL'yi bulan tesis ve fabrikaların açılışını yapacağız.
BARIŞ ZİRVESİ İÇİN TARİH VERDİ
23 Nisan'da barış zirvesi adı altında İstanbul'da büyük bir zirve yapacağız.
Bugün özgürce yaşıyorsak, özgürlüğünden vazgeçmeyen atalarımız sayesindedir.
Kendilerini aydın sayan birileri işgale razıyken, atalarımız yedi düvele meydan okudu.
Dün olduğu gibi bugün de milletine sırtını dönenler, treni raydan çıkarmaya çalışanlar var.
EL İNSAF, ELİNİZE DİLİNİZE DURSUN
- Benzer kaynaklardan beslenen iki yapı Türkiye'nin son 12 yıldır kazandığı varlığa sesleniyor. Kimi molotofla saldırıyla yapıyor, kimisi de sinsice devletin içine sızarak yapmaya çalışıyor. Amaç aynı yeniden Türkiye'yi çatışma ortamına sokarak kazançlarını kesmek istiyor. Bunların peşine de muhalefet takılıyor aynı şeyleri söylemeye başlıyorlar. Yabancı gazetelere sayfa sayfa ilan veriyorlar. Neymiş Türkiye'de özgürlük yokmuş. El insaf! Elinize dilinize dursun!
PENSİLVANYA'DAKİ BÖYLE KAÇTI
Şimdi onlar kaçıyorlar. Dosyalar açıklandıkça bakıyorsunuz, imamları ile beraber kaçıyorlar. Madem suçunuz yok, niye kaçıyorsunuz? Niye? Çünkü Pensilvanya'daki 1999'da öyle kaçtı. Davet ettim, gelmedi. Siyasete sonuna kadar saygımız var ama ihanete asla tahammülümüz yok.
BEN MİLLETİMİN YANINDAYIM
Benim için tarafsız davranmıyor diyorlar. Ben bir partinin tarafı olduğumu söylemiyorum ben milletimin tarafındayım. Çözüm sürecini başlatan ve bu aşamaya getiren bu kardeşiniz. Demokratik açılım birinci kademeydi, ikinci kademe milli birlik ve kardeşlikti. Üçüncü kademe ise çözüm süreciydi.
Diyorlar ki tarafsız davranmıyor. Ben milletimin tarafında olduğumu ifade ediyorum.
Ben Çözüm Süreci'nin yanındayım, arkasındayım, hepsinden öte içindeyim. Bunun dışında olmam mümkün değil. Şimdi de diyorum ki elinde silah olanlar, eğer Çözüm Süreci konusunda samimiyseler, IRA gibi onlar da silahlarını betona gömsünler.
HİMMET TOPLAYIP TÜRKİYE ALEYHİNE KULLANDILAR
Tüm bunların karşısında gövdemle durmazsam milletimle olan ahdimi yerine getirmemiş olurum. Ben milletimle beraberim ama bunların kimle beraber olduğunu iyi bilirim. Devlet içindeki paralel yapılanmayla da aynı mücadele içindeyim. Ülkemizde himmet olarak toplanan parayla dış ülkelerde Türkiye karşıtı yayınları yapanları elbette milletime ifşa edeceğim. Türlü yollarla darbe planı yapanlara karşı bu can bu tende kaldıkça mücadele edeceğim.
BU MİLLETE ÇOK ÇEKTİRDİLER
Birileri meseleyi yanlış anlamış. Ben proje üretin millete gidin diyorum onlar notere gidiyor.
Paralel yapılanmayla en büyük mücadeleyi yürütüyorum. Sıkıntı görürsem müdahale ederim.
Uygulanan politikaların hepsinde de 12 yıldır emeği olan bir Başbakan olarak bundan sonra da Hükümetimizin attığı bütün bu adımlarda yanlarında olacağım, olmaya devam edeceğim. Bu, asla bir partiden yana olmak değildir. Hükümet, devleti yönetir, devleti temsil eder. Ben de madem ki şu anda Cumhurbaşkanıyım, onların yanında olmaktan başka benim daha keyif verici, önemli görevim olamaz. Buralarda bir eksiklik, bir aksaklık, sapma gördüğüm zaman, gerekli uyarıyı arkadaşlarıma yaparım. Bu da hakkım ve vazifem.