O ajandan bomba itiraflar

3 İngiliz kız Türkiye'ye gelip IŞİD'e katıldı. İngilizler kendi elleriyle teröre gönderdikleri kızlar için Türkiye'yi suçladı. Gerçek ise kızları IŞİD'e teslim eden İngiliz ajanı Muhammed el Raşit'in yakalanmasıyla ortaya çıktı. TAKVİM, örgütün içinden İngiltere'ye bilgi aktaran el Raşit'in hikayesine ulaştı

O ajandan bomba itiraflar
O ajandan bomba itiraflar
IŞİD'e katılmak için İngiltere'deki evlerinden ayrılan 15 yaşındaki Shamima Begum, 15 yaşındaki Amira Abaze ve 16 yaşındaki Kadiza Sultana'nın 17 Şubat'ta uçakla İstanbul'a gelip 18 Şubat'ta Şanlıurfa otobüsüne bindiklerinin ortaya çıkmasıyla İngiltere, Türkiye'yi suçlamıştı. Dünyanın dikkatini çeken olaya ilişkin geniş çaplı yürütülen soruşturmada 3 İngiliz kızın İstanbul'da otobüse binerkenki görüntüleri mercek altına alındı. Yapılan incelemede İstanbul'dan yola çıkan otobüse sadece 3 İngiliz kızın değil, kendileri gibi İngiliz olan 8 kişinin daha bindiği saptandı. İncelemelerde 11 İngiliz ile otobüse binen ve onlara rehberlik eden 12'nci kişi belirlendi. İstihbarat birimleri, İngilizler'e rehberlik eden kişinin yakın takibe alınan Muhammed el Raşit olduğunu netleştirdi. Ancak özel eğitimli el Raşit takip edildiğini anlayınca, ajanın kaçma ihtimali değerlendirilerek yakalanması kararlaştırıldı. Ankara'nın da onay vermesiyle Şanlıurfa'da 28 Şubat günü yapılan operasyon ile Muhammed el Raşit, kent merkezindeki Topçu Meydanı'nda yakalandı ve Şanlıurfa Kapalı Cezaevi'nde tek kişilik hücrede konuldu. 2009'da Suriye'nin Lazkiye şehrinde bulunan Teşrin Üniversitesi'nden diş hekimi olarak mezun olan ve Suriye Ordusu'ndan kaçıp IŞİD'e katıldıktan sonra Kanada ve İngiltere için ajanlık yapan el Raşit'in hikayesine ise TAKVİM ulaştı. İşte bir İngiliz ajanın kendi ağzından filmleri aratmayan hikayesi:

SURİYE ORDUSU'NDAN KAÇTIM

Askerden kaçarak Dara kentine gittim. Bu sırada ailemin rejim karşıtı olduğunun öğrenildiğini ve infaz edileceğimi duydum. Dara kentini kontrolünde tutan ve savaşta yaralanan Özgür Suriye Ordusu askerlerinin tedavisine yardım ediyordum. Bu sırada Dara kenti rejimin eline geçince sınırı geçerek Ürdün'e gittim.


KANADA'YA İLTİCA ETTİM

Ürdün'ün başkenti Amman'da bulunan Fransa, Kanada ve ABD elçiliklerine iltica başvurusunda bulundum. Fransa elçiliğinden beni çağırarak Suriye'deki durum ve oradaki yabancı savaşçılara ilişkin sorular sordular ama iltica konusunda geri dönüş yapmadılar. ABD ise hiç aramadı. Kanada elçiliğinden de arayıp bana benzer bilgileri sordular. O dönem kamplarda kalıyordum ve o sırada
ailemin yaşadığı Rakka'nın IŞİD kontrolüne geçtiğini duyunca Suriye'ye gittim. Rakka'ya gidince Amman'daki Kanada elçiliği görevlilerini telefonla arayarak Suriye'ye geldiğimi söyledim. Rakka'da savaşta yaralananların tedavisine yardım ediyordum. Yaralıları hem tedavi ediyor, hem de son durum ve yabancı savaşçılara ilişkin bilgiler alıyordum. 2014 yılı içinde savaş yoğunlaştı ve çalıştığım hastane IŞİD'in kontrolüne geçti. İltica başvurumu 3 ayda bir yenilemem gerektiği için Ürdün'e gidiyordum ve bu sırada yaşadıklarımı ve edindiğim bilgileri Kanada elçiliğindeki kişilere aktarıyordum. Suriye'de olduğum zamanlarda ise bilgileri internet yoluyla ulaştırıyordum.

IŞİD'İN İNGİLİZ KOMUTANI İLE DOST OLDUM

Rakka'daki hastanede çalıştığım sırada İngiliz asıllı IŞİD'in üst düzey komutanlarından Ebu Kaka ile tanıştım. Örgüt içerisinde Ebu Kaka olarak bilinen İngiliz komutan ile samimiyetimiz arttı. Bana örgüt ve eylemlere ilişkin bilgiler veriyordu. Ebu Kaka benden IŞİD'e katılmak için irtibata geçen kişileri Türkiye içerisinde karşılayıp bildirecekleri bölgeye getirmem konusunda yardım istedi. Ben de şeriat isteyen bir örgüt olduğuna inandığım için ve korktuğum için ve elde edeceğim bilgileri Kanada'ya rahatça aktaracağım için bu teklifi kabul ettim. Sonra bu teklifi ve son bilgileri ismini Matt olarak bildiğin Amman'daki Kanada elçiliği görevlisine internet üzerinden ilettim. Büyükelçilik'te Matt aracılığıyla iri yapılı, kırmızı tenli, Klod isimli üst düzey yöneticiyle irtibat kurdum. Matt, benim gönderdiğim bilgileri bu şahsa veriyordu.

TÜM BİLGİLERİ KANADALI MATT'E VERDİM

Matt bana Ürdün veya Suriye'ye gitmeden sadece Türkiye'de kalarak IŞİD'e katılacak yabancı savaşçıların bilgilerini ve fotoğraflarını kendilerine iletmemi istedi. Türkiye'ye geldim Ebu Kaka bana savaşçı olarak gelecek kişilerin isimlerini bildiriyordu ben de istenilen noktaya ulaştırıyordum. İstanbul Havaalanı'nda karşıladığım yabancı savaşçıların kimliklerini bilet kestirme bahanesiyle aldıktan sonra fotoğraflarını çekerek internet üzerinden Kanada elçiliğindeki görevlilere gönderiyordum.

25 KİŞİYİ IŞİD'E GÖTÜRDÜM

En son 3 İngiliz kız ve onların haricinde 8 kişi IŞİD'e savaşçı olarak katılmak için İstanbul'a geldi. Bu kişilere Gaziantep otobüsüne biletlerini aldım. Şu ana kadar hatırladığım kadarıyla 25 kişiyi İstanbul'da karşılayıp Gaziantep'e getirdim. IŞİD'de Hudut Komutanı olan Ebu Haris veya Ebu Bekir bana bu kişileri nereye bırakacağımı söylüyordu. Bu kişileri Gaziantep Otogarı'nda indikten sonra taksiyle kent merkezinde Ebu Haris veya Ebu Bekir'in bildirdiği yerde, başka kişilere teslim ediyordum. Onlar nereden ve nasıl Suriye'ye götürüyordu bilmiyordum.

PARA TRANSFERLERİNİ YAPIYORDUM

IŞİD içindeki yabancılara bulundukları ülkelerden para gelirdi. Ebu Kaka, Ebu Mansur, Ebu Haris bana paranın gönderileceği yeri ve zamanı söylerdi. Western Union üzerinden bana gelen parayı Şanlıurfa'da kuyumculuk yapan Suriyelilere götürürdüm. Onlar da Suriye'de temasta oldukları kuyumculara aynı meblağda parayı ismi belirtilen kişilere verirlerdi. Kardeşim Muayyed de bu transferlere yardım ederdi. Ama hem kuyumcular hem kardeşim bu parayı benim akrabalarıma gönderdiği para olarak bilirdi.

İSYAN EDİYORUZ

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 3 İngiliz kızı IŞİD'e götüren kişinin İngiliz ajanı çıkması üzerine açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu "Burada iki yönlü istihbaratta çalışan insanlar da var. En son üç İngiliz'in Suriye'ye geçişine yardım eden kişi Suriye vatandaşı, ama koalisyon içindeki bir ülkenin istihbaratında çalışıyor. Bu kadar karmaşık bir durum var. Sürekli Türkiye'yi eleştiriyorlar. Biz buna isyan ediyoruz. Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. 12 bin 519 kişiye Türkiye'ye giriş yasağı koyduk. Yakalayıp da sınır dışı ettiğimiz kişi sayısı bin 154'e çıktı" dedi.

KİŞİ BAŞI 1500 DOLAR ALDI

Çantasında bilgisayar ile yakalanan Muhammed Al Raşit'ın yapılan üst aramasında kendi adına kesilmiş 12 otobüs bileti, farklı kişilere ait kimlik belgeleri, kendisinin ve bir İngiliz'e ait pasaport, İngiltere'den farklı kişiler tarafından adına gönderilmiş paraların yazılı olduğu banka dekontları, uçak bagaj fişleri ile çok sayıda doküman ele geçirildi. Bilgisayarda yapılan aramada ise aralarında 3 İngiliz kızın da bulunduğu onlarca İngiliz'e ait pasaport ve kimlik bilgileri ile fotoğraflar bulundu. Bilgisayar incelemesinde Muhammed Al Raşit'in Avrupa'dan gelen ve IŞİD'e katılan kişilerin Türkiye'ye gelişinden sınırı geçene kadar olan süreci ve kimliklerini fotoğraf ve görüntüleyerek Kanada'ya gönderdiği de belirlendi. Banka dekontlarının incelemesinde ise Muhammed Al Raşit'in sınırı geçirdiği kişilerden 800 ile 1500 dolar aldığı ortaya çıktı.

İNGİLİZ BASINI SUSTU

3 İngiliz kızın IŞİD'e kaçmasından sonra bütün İngiliz gazeteleri her gün manşetlerine bu kızları taşıyarak Türkiye'yi suçladı. Kendi yetkililerinin hatalarından bahsetmeyen Kraliçe'nin medyası, üç kızın İngiltere adına çalışan bir ajan tarafından kaçırılmasını ise hiç gündeme getirmedi.

ELİF'TEN HABER YOK

Almanya'nın Münih kentinde oturan 16 yaşındaki Elif, 3 hafta önce kayıplara karıştı. Genç kızın İstanbul'a geldikten sonra izinin kaybolduğu ortaya çıktı. Elif'i aramak için İstanbul'a gelen baba Atilla Ö., "Kızım IŞİD'e karşı sempati duymaya başlamıştı. Suriye'ye kaçırılmış olabilir" dedi.

ONLAR DA MI İNGİLİZ AJANI!

İngiliz istihbaratı tarafından IŞİD'e gönderilen 3 kızın da ajan olabileceği iddia ediliyor.