Sigaranın Pasif İçicilere Zararı

Bitlis Devlet Hastanesi Sigara Polikliniği’nde görev yapan Dr. Can Aydın, pasif içiciliğin insan sağlığı üzerindeki zararlarını anlattı.

Sigaranın Pasif İçicilere Zararı
Pasif içicilerin maruz kaldığı sigara dumanına çevresel tütün dumanı denildiğini ifade eden Dr. Aydın, çevresel tütün dumanının ise iki ana bileşenden oluştuğunu kaydetti.

Dr. Can Aydın, “Yanan bir sigaranın ucundan çıkan ve pasif içicilerin en çok maruz kaldıkları duman ve sigara içenin nefesiyle ortaya çıkan duman, pasif içicilikte 4 binden fazla kimyasal solunmuş olur. Bunların çoğu kansere sebep olmaktadır. Sigaradan çıkan dumanın üçte ikisi içen kişi tarafından solunmamaktadır. Bu duman ortamdaki havaya karışmaktadır. Pasif içicilik herkesi tehdit eden bir düşmandır. Ama özellikle anne karnındaki bebekler, bebekler ve çocuklar risk altındadırlar. Bebekler dünyaya geldikten sonra akciğerler ve beyin gibi bazı organlar gelişimine devam ederler. Sigara dumanı bu gelişime büyük zarar verir. Ülkemizdeki çocukların yüzde 55’i maalesef pasif içiciliğe ailesi tarafından maruz bırakılmaktadır. Bu durumda gelecekte sağlıklı bireyler yetişme şansını azaltmaktadır. Günde 10 adet sigara içilen bir evdeki çocuğun, hiç içilmeyen bir evdeki çocuğa göre solunum yolu rahatsızlığı yaşama riski 2 kat daha fazladır. Bu da pasif içiciliğin ne kadar etkili ve önemli olduğunu gösterir” diye konuştu.

Gebelik dönemindeki aktif ya da pasif içiciliğin, anne karnındaki bebek ve yeni doğan için ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını anlatan Dr. Aydın, “Düşük riski, erken doğum, ölü doğuma neden olabiliyor. Yeni doğanda düşük doğum ağırlığı, büyüme kısıtlılığı, akciğerde gelişme bozukluğu gibi sorunlar gelişiyor. Doğum öncesi pasif sigara içiciliği anne karnında bebeğin bağışıklık sistemini de etkiliyor ve doğum sonrası bebeklik döneminden başlayan solunum yolu enfeksiyonlarının oluşmasını kolaylaştırıyor. Hava yolu iltihabına ve hava yolu hastalıklarının gelişimine yol açabiliyor. Pasif içicilerin akciğer kanserine ya da kalp hastalığına yakalanma riski yüzde 20 daha fazladır. Pasif içiciliğin sebep olduğu başlıca hastalıklar, kulak burun boğaz enfeksiyonları, akciğer kanseri, bronşit, zatürree, kalp krizi ve solunum yolu enfeksiyonlarıdır” dedi.

Pasif içici olan bebeklerin ani bebek ölümüyle karşılaşma riskinin daha fazla olduğuna değinen Aydın, “Annenin hamilelik döneminde sigara dumanına maruz kalmasının bebekte kronik hastalıklara yol açar. Bebek sahibi olmak isteyenlerin mutlaka pasif içici ortamdan uzak durmaları gerekmektedir. Pasif içicilik alerji, astım hastalıklarını tetikleyebilir. Sağlıklı bireylerde göz, burun ve boğaz rahatsızlıklarına, baş ağrılarına, baş dönmesine, öksürüğe ve hırıltıya sebep olabilir. Çocuklar yetişkinlere göre daha hızlı bir metabolizmaya sahip olduklarında dumandan çok daha fazla etkilenirler. Pasif içici bebeklerin ve çocukların kronik solunum yolları hastalıklarına, akciğer hastalıklarına, orta kulak iltihabına, besin alerjilerine ve ani ölümlere yakalanma riski yüksektir. Birçok araştırma pencere açmanın, başka bir odada içmenin ya da oda parfümü kullanmanın pasif içiciliği önlemediğini kanıtlamıştır. Havalandırma ortamdaki dumanı azaltabilir ama asla temizleyemez. Dumanın az olması oluşturduğu zararı azaltmaz. Araç içinde sigara içmek evde içmekten 20 kat fazla zararlıdır. Araçlarda ortamın küçük olması ve pencere açık olsa da dumanın rüzgarla içeri girmesi pasif içicileri ciddi şekilde zehirler” diye konuştu.

Dr. Can Aydın, Türkiye’de milyonlarca evde bebekler ve çocukların düzenli olarak pasif içici olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA