'51. Ulusal Nöroloji Kongresi' Başladı

ANTALYA - Türk Nöroloji Derneği (TND) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, nörolojik hastalıkların dünyada yaşlanan nüfusla yaygınlığı giderek artan, kişilerin yaşam kalitelerini çok önemli ölçülerde etkileyen hastalık grubu olduğunu belirterek, "Ayrıca nörolojik hastalıklardan ölüm, tüm dünyadaki ölümlerin yüzde 12'sini oluşturmaktadır ve bu ölümlerin büyük kısmı önlenebilir durumdadır" dedi.

TND tarafından bu yıl 51'incisi düzenlenen "Ulusal Nöroloji Kongresi", yurt içinden ve dışından bin 500 sağlık çalışanının katılımıyla Maritim Pine Beach Otel'de başladı.

Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Öztürk, kongrenin bu yılki ana temasının nöroloji pratiği içinde nadir görülen ancak büyük çoğunluğu genetik olmakla, son yıllarda tedavi seçeneklerinin de giderek arttığı, "nöromüsküler hastalıklar" (kas ve sinir ucu hastalıkları) olarak belirlendiğini ifade etti.

Öztürk, bu hastalıkların panel ve oturumlarla kapsamlı şekilde ele alınacağı kongrede, çocukluktan başlayarak yaşam boyu süren nöroloji hastalıklarında tanı konulduktan sonra tedavi ve takip süreçlerine de geniş çapta yer verileceğini kaydetti.

Kongrede, beyin damar hastalıkları, Multipl Skleroz, hareket ve yürüme-denge bozuklukları, nörolojik yoğun bakım, baş ağrısı, epilepsi, nöroimmünoloji, çocuk nörolojisi, nöropatik ağrı gibi konularda dünyadaki son gelişmelerin de anlatılacağı dile getiren Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Nöromüsküler hastalıkların genel nörolojik sorunları içinde önemli oranlarda ortaya çıkması ve ülkemizde nöromüsküler hastalıkların tanınması, önlenmesi, tedavi ve takipleri başlıca kongre konusunu oluşturmaktadır. Nörolojik hastalıklar dünyada yaşlanan nüfusla yaygınlığı giderek artan, kişilerin yaşam kalitelerini çok önemli ölçülerde etkilemenin yanı sıra, toplumsal sağlığı ve verimliliği de en fazla etkileyen hastalık grubudur. Ayrıca nörolojik hastalıklardan ölüm, tüm dünyadaki ölümlerin yüzde 12'sini oluşturmaktadır ve bu ölümlerin büyük kısmı önlenebilir durumdadır."

- "Dünyada bir yılda 17 milyon kişi inme geçiriyor"

Prof. Dr. Öztürk, ilerleyen yaşla beyin damar hastalıklarının, sistemik sorunlarla ortaya çıkan nöropatiler ve dejeneratif hastalıklarla artış gösterdiğini anlatarak, "Beyin damar hastalıkları dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini en fazla etkileyen ve ölüm nedeni olarak da ikinci sırada yer alan hastalık grubudur. Dünyada bir yılda 17 milyon kişi inme geçirmekte ve 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir yani her 40 saniyede bir kişi inme geçirmektedir. Son açıklanan TÜİK raporlarına göre Türkiye'de beyin damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısı tüm kazalar dikkate alındığında dahi kazalar nedeniyle hayatını kaybedenlerin yaklaşık iki katı kadardır" şeklinde konuştu.

Toplum sağlığı açısından günümüz koşullarında salgın hastalıklara yaklaşımda olduğu gibi hastaların yanı sıra, sağlıklı ve risk altındaki toplumu da korumaya yönelik güçlü stratejilerin önemine işaret eden Öztürk, "İnme hastalarının risk faktörlerini azaltacak yaşam tarzı değişiklikleri konusunda aydınlatılmaları ve bu konuda toplumun bütün organlarının uygun ortamı hazırlaması ve sürdürmesinin ilaç tedavileri kadar etkili olduğu kanıtlanmıştır" dedi.

Bu anlamdaki stratejilerin bütün olarak ele alınması gerektiğini aktaran Öztürk, şunları kaydetti:

"İnme beyin damar hastalıklarının ani olarak ortaya çıkan ve çok hızlı tedavi gerektiren bir durumdur. İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir ki biz bunu 'zaman beyindir' şeklinde ifade ederiz. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. İnme belirtilerinin toplum tarafından tanınması, hastaların tedavi olanaklarına vakit kaybetmeden ulaşmasında en önemli faktördür. İnme tedavisi günümüzde uygulanabilmektedir. Ancak bu tedavi imkanlarının daha yaygın olarak uygulanabilmesi için inme konusunda özelleşmiş ünitelerin sayısı ve olanakları artırılmalı, yeterli insan gücü sağlanabilmesi için eğitimler sürdürülmelidir. İnme sonrası da hastaların uygun ve yeterli rehabilitasyon tedavisi alabilmesi ve inme tekrarından korunması için önlemler ve altyapı olanaklarının iyileştirilmesi ve  sürdürülmesi için ülke çapında etkin program ve projeler yürütülmelidir."

Kaynak: AA