Rüzgar Santrali Bozcaada'nın Oksijenini Harcamadı

Çanakkale'nin Bozcaada ilçesinde, 2000 yılında kurulan 10,2 megavatlık Bozcaada Rüzgar Enerji Santrali'nin (BORES), aynı enerjiyi üretecek bir kömür santraline göre, 1 milyon 400 bin ağaca eş değer oksijen tasarrufu sağladığı bildirildi.

Kule yüksekliği 44 metrelik 17 tribüne sahip, kurulu gücü 10,2 megavat olan santralde yıllık 33 milyon kilovat/saat elektrik üretilerek halkın kullanımına sunulurken, fazla enerji de deniz altından geçirilen kablolar aracılığıyla ulusal şebekeye naklediliyor.

BORES İşletme Müdürü Kerim Kılavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rüzgar santrallerinin dünyanın en temiz enerji üreten kaynakları olduğunu söyledi.

Santralin Bozcaada'da kurulmasındaki asıl amacın da adanın doğal yapısına ve kaynaklarına zarar vermeden, doğayı kirletmeden enerji üretmek olduğunu vurgulayan Kılavuz, santral ile ilçe halkının elektriksiz kalmadığını belirtti.

Kılavuz, bu sistemlerin Avrupa'da çok yaygın kullanıldığını, yapıldığı yıllarda da Türkiye'deki örneklerinden ikisinin Çeşme'de bulunduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Santralin kurulması aşamasında yer olarak, Bozcaada'nın tarım ve hayvancılığa elverişsiz, en ücra köşesi seçilmişti. Adanın, sakin ortamın korunması amacıyla da dünyanın en sessiz çalışan türbin modeli tercih edildi. Proje hazırlanırken, estetik hususlar göz önüne alınarak kafes kuleler yerine konik silindir kuleler kullanıldı. Ayrıca bu kuleler yurt dışından getirilmeyip kendi ülkemizde üretilmiştir."

Bozcaada'nın oldukça iyi rüzgara sahip bir noktada yer aldığına dikkati çeken Kılavuz, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz Bozcaadalılar balık tutmaya falan giderken 'Rüzgar ne zaman duracak?' diye beklerdik. Ama santral adaya kurulduğundan bu yana hep rüzgar olsun istiyoruz. Bozcaada'nın rüzgarı o günlere kadar hep esmiş ve kullanılamamıştı. Santral kuruldu ve rüzgar elektriğe dönüştü. Bu da insanlık açısından yararlı bir kaynak oldu. Çünkü artık elektriksiz hemen hemen hiçbir şey yapılamıyor. Elektriksiz yaşam düşünülemiyor. Elektrik kesildiğinde yokluğunu hemen hissedebiliyoruz. Ülkemizde de elektriğe ihtiyacımız var. Devamlı nüfus artıyor, yeni fabrikalar kuruluyor, elektrik ihtiyacı büyüyor."

- "Doğaya zarar vermiyor, havada kirlilik yaratmıyor"

Kılavuz,  BORES'in diğer santrallerle kıyasladığında yıllık verimliliğinin de fazla olduğunu, üretimde yüzde 40'ları geçtikleri zamanlar olduğunu anlatan Kılavuz, şunları kaydetti:

"Elektrik üretirken bir yakıt tüketmek gerekiyor. Doğal gaz olabilir, kömür olabilir, petrol olabilir. Ama bir rüzgar santralinde böyle bir yakıt tüketimine ihtiyaç yok. Bizde yakıt tüketimi sıfır. Bu haliyle doğaya da zarar vermiyor, havada bir kirlilik yaratmıyor. Rüzgar santrali bu anlamda doğayı koruyan bir yapıyı barındırdığı için tüm dünya insanlığı için çok önemli bir rol üstleniyor. Santralimiz rüzgar olup çalıştığı zaman, Bozcaada elektrik enerjisini santralden alıyor. Fazla üretilen enerji ise deniz altından geçirilen kablolarla ulusal şebekeye aktarılıyor."

Kılavuz, rüzgar santrali sayesinde adada enerji üretimi konusunda herhangi bir çevre kirliliği oluşmadığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:

"Adaya kömürle çalışan 10 megavatlık bir termik santral kursaydık, çalıştırdığımız sürece sürekli havadaki oksijeni yakıp havaya karbondioksit verecektik. Ağaçlar da karbondioksiti oksijene çevirmek için mücadele verecekti. Ama rüzgar santralinde yakıt olmadığı için oksijen sarfiyatı yok. Rüzgar enerji santrali, aynı enerjiyi üretecek olan bir kömür santralına göre, türbin başına 82 bin ağaca eş değer oksijen tasarrufu sağlamaktadır. Bu da 17 türbinden hesaplanır ise adaya 1 milyon 400 bin ağaçlık bir orman oluşturuldu diyebiliriz."

Kaynak: AA