Samsun'da 'Çocuk Cinsel İstismarı Farkındalık Sempozyumu'

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Koray Karabekiroğlu, cinsel istismar vakalarının yarısının çocuğun kendi evinde gerçekleştiğini belirterek "Dışarıda, sokakta dolaşırken değil, en güvendikleri yerde. Genellikle tanıdık kişiler tarafından cinsel istismara uğruyorlar" dedi.

Samsun Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Toplantı Salonunda "Çocuk Cinsel İstismarı Farkındalık Sempozyumu" düzenlendi.

Sempozyumun oturum başkanlığını OMÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hatice Güz yaptı.

Doç. Dr. Karabekiroğlu, sempozyumda "Çocuk cinsel istismarını önleme, kovuşturma ve mahkeme sürecinde çocuğu ihmal, istismardan koruma, sağaltım ve rehabilitasyon" konulu sunum yaptı.

Dünyada her yıl 1,6 milyon çocuğun fiziksel, cinsel, duygusal istismar ya da ihmal kurbanı olduğunu bildiren Karabekiroğlu, binden fazla çocuğun bu nedenlerle öldüğünün tahmin edildiğini söyledi.

Bir yaşındaki çocuğun bile cinsel istismara uğrayabildiğine dikkati çeken Karabekiroğlu, araştırmalara göre cinsel istismara en fazla kız çocuklarının ve 14-17 yaş grubundakilerin maruz kaldığını dile getirdi.

Karabekiroğlu, cinsel istismara maruz kalan çocukların önemli kısmının bunu gizlediğini vurgulayarak bunun ortaya çıkarılmasında aile, okullarda rehber öğretmen, hastaneye farklı bir şikayetle getirilmesi durumunda ise sağlık ve adli çalışanlara önemli görevler düştüğünü kaydetti.

Vakalardan yola çıkarak daha kapalı toplum ve aile ortamında cinsel istismarın biraz daha fazla olabildiğini gözlemlediklerini bildiren Karabekiroğlu, şu bilgileri aktardı:

"Cinsel istismara uğrayan çocuklar bunu açıklamakta güçlük çekiyor. Yapılan araştırmalar on çocuktan birinin cinsel istismar öyküsü anlattığını gösteriyor. Cinsel istismara uğrayan çocuklar ruhsal sorunlar yaşıyor. Erkek çocuklarda saldırgan davranışlar gözlenirken kız çocuklarda kendine yönelmiş öfke davranışını çok sık görebiliyoruz. Bize gelen vakalara baktığımızda en çok dikkat çeken, cinsel istismar vakalarının yarısının evde, çocuğun kendi evinde gerçekleşmesi. Dışarıda, sokakta dolaşırken değil en güvendikleri yerde. Genellikle tanıdık kişiler tarafından cinsel istismara uğruyorlar. En temel inanç güven. Yakınlarından cinsel istismara uğrayan çocukların güven duygusu sarsılıyor. Çocuk yaşamın anlamını sorgulanmaya başlanıyor. Ruhsal anlamda bir yıkım yaşanıyor."

-"Hastaneye getirilen çocukları yıkamayın, tırnaklarını kesmeyin"

OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Güzel ise "Cinsel istismarlı çocuklarda tıbbi muayene ve biyolojik delillerin toplanması" konusunda bilgiler verdi.

Pek çok cinsel istismar vakasının, acile çeşitli rahatsızlıklar öne sürülerek getirilen çocukların muayenesinde ortaya çıkarıldığını belirten Güzel, bunun için "Çocuk İstismarı ve İhmali İzleme ve Önleme Komisyonu" oluşturduklarını söyledi.

Cinsel istismara uğramış çocuğu tespit, yaklaşım ve muayene konularında bilgiler aktaran Güzel, "Bize getirilen cinsel istismar vakalarında özellikle acil servis çalışanlarının çok dikkatli olması gerekir çünkü farkında olmadan suç delillerini karartabilirler. Hastaneye cinsel istismar şüphesi ile getirilen çocuk kesinlikle yıkanmamalı, kendine zarar veriyor diye tırnakları kesilmemeli. Bu delilleri karartır" uyarısında bulundu.

Doç. Dr. Ahmet Güzel, internet üzerinden istismara da dikkati çekerek çocukların özellikle cinsel içerikli video oyunlarından korunmasının önem taşıdığını dile getirdi.

Prof. Dr. Güz de "çocuk gelin" konusunun cinsel istismar olarak ele alınması gerektiğini kaydetti.

Kaynak: AA