Beyin Kanamalarının Nedenleri

Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. Ali Kemal Ulaş, kafa içi-beyin kanamaları, nedenleri ve belirtileri ile ilgili bilgi verdi.

Beyin Kanamalarının Nedenleri
Baş ağrısı, bulantı, kusma, kuvvet kaybı, felç, konuşma bozukluğu, görme bozukluğu, denge bozukluğu, bilinç kaybı gibi belirtilerin beyin kanamasının habercisi olabileceğinin altını çizen Ulaş, “Kafa içi-beyin kanaması farklı birçok hastalık nedeni ile kafatası içindeki damarların yırtılarak, kanın damar dışına çıkıp, beyin dokusu içine, arasına veya beyin zarları ile kafa kemiği arasına yayılarak çeşitli patolojilere ve hatta ölüme kadar yol açmasıdır. Kanama olgusu çağrışımla akla önce travmayı getirmektedir. Klasik birçok yayın kafa içi kanamaları incelerken travma ve travma dışı nedenleri ayrı ayrı ele almaktadır” dedi.

Beyin kanamalarının belirtileri hakkında bilgi veren Ulaş, “Her türlü beyin kanaması, kanamanın yerine göre hastada çeşitli belirtilere yol açmaktadır. Sıklıkla devam eden baş ağrısı, bulantı, kusma, kuvvet kaybı ve felç, konuşma bozukluğu, görme bozukluğu, denge bozukluğu, hatta bilinç kaybı en belirgin belirtilerdir. Bu nedenle yukarıda saydığımız belirtiler veya travma yaşayan kişiler, hipertansiyon, diyabet hastasıysa, sigara kullanıyorsa ya da yaşlı ise derhal hastaneye başvurarak gerekli olan tetkikleri yaptırmalıdır. Kafa içi kanamalar nasıl sınıflandırılır? Bunlar, epidural kanama yani kafatası ile beyin zarı arası olan, subdural kanama yani beynin kalın zarı ile beyin dokusu üzerindeki örümcek zar arası, Subaraknoid kanama yani beyin boşlukları arası ve İntraserebral kanama yani beyin dokusu içine olandır. Kanama nedenleri ise, travma, anevrizma, arteriovenöz malformasyon (AVAA) ile Ateroksleroz ve hipertansiyon’dur. Travma, tüm kafa içi kanama türlerine yol açabilirken kafatasında kırık olsun veya olmasın beyin katmanlarındaki yırtılma sonucu veya beyin dokusunun ani yer değiştirmesi sonucu damarların gerilerek yırtılması ile de kanamalar oluşturmaktadır. Anevrizma, kural olarak bir anevrizma, damar duvarındaki zayıflık sonucu damarın genişleyerek kan basıncının etkisi ile zayıf yerden yırtılarak kanamaya yol açmaktadır. Anevrizmalar, konjenital (doğuştan) olabildiği gibi sonradan da oluşabilmektedir. AVAA, konjenital hastalıkta da bütün anomalilerde olduğu gibi nedenini bilemediğimiz bir mekanizma ile normal olan damar yapısı bozularak bir damar yumağı oluşur. Böylelikle kanama, AVM’nin damar duvarında yüksek kan basıncına dayanamayan bir bölgenin yırtılması sonucu ortaya çıkar. Ateroskleroz ve hipertansiyon ise, kanama nedeni olarak vurgulanması gereken diğer bir neden ateroskleroz yani damar duvarında kolesterol ve fibrin birikimi ile damar çapının azalması ve hipertansiyondur. Yaşla ilerleyen bu dejeneratif olgu sürecinde ateroskleroz bir damar duvarını bazen o kadar yıpratır ki; içindeki yüksek kan basıncına dayanamayan damar yırtılır. Hipertansiyon, travma dışındaki tüm kanama nedenleri içinde olayı başlatan ana faktördür. Ayrıca nadir de olsa beyin tümörleri, kanama-pıhtılaşma hastalıkları, antikoagülan ilaç kullanımı ve vaskülit denilen damar hastalığı sonrasında da kanamalar oluşabilir. Tanı ve tedavi yöntemleri ise günümüzde teknolojik gelişmeler sayesinde bu hastalıklar kolaylıkla tanınabilmektedir. Bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans (MR), dijital anjiografi gibi teknolojik gelişmeler, bu hastalıklarda tanıyı kolaylaştırmaktadır. Bilinmelidir ki, bu tür hastalıkları önlemenin bir başka yolu da koruyucu hekimlik hizmetleriyle hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, obezite, sigara, alkolizm gibi düzeltilebilir risk faktörlerinin önüne geçilmesidir” diye konuştu.

Kaynak: İHA