Bbp Genel Başkanı Destici Açıklaması

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Kahramanmaraş Adliyesi önünde Alperenlere polisin biber gazlı müdahalesine ilişkin, “Biz biliyoruz ki Muhsin Yazıcıoğlu için onlarında yürekleri yanıyor.

Onlarda bu hadisenin aydınlatılmasını istiyor. Onlara bu emri verenlerin ben aklını başına almasını bir daha bu hadisenin tekerrür etmemesini istiyorum” dedi.


İdam edilen ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun hayatını kaybeden babası Ahmet Necmi Fırtına'nın, Karşıyaka Mezarlığındaki cenaze törenine, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici de katıldı.

Destici, cenaze namazı sonrasında İHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.

Son günlerde yaşanan Diyarbakır-Bingöl karayolu göstericilerin kapatılması ve çözüm süreci hakkında açıklamada bulunan Destici, şunları aktardı:
“Güneydoğudaki son dönemlerdeki gelişmeler gerçekten kabul edilebilir değil. Yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyorum. Nasıl bir ülke ki çözüm süreci diye başlattılar. Biz o zaman da bizim bunun çözüm süreci olmadığını bir müzakere ve pazarlık süreci olduğunu, PKK’ya, Kandil’e, İmralı canisine bir takım sözler verildiğini çok açık yüreklilikle ifade ettik. Ne hazindir ki PKK’nın siyasi sözcülerinden bir tanesi de Başbakanla adeta kafa buluyor. Biz o zaman da demiştik bu süreç terörü çözmez PKK çekilmedi çekilmeyecek. Silah bırakmadı ve bırakmayacak. Bu konuda ne kadar haklı olduğumuzu görüyoruz. Önce meşrulaşacak daha sonra siyasallaşacak daha sonra devletleşecek. Bunu üç aşaması var demiştik. Meşrulaşma, siyasallaşma aşamasını geçtiler. Şuanda devletleşme doğru yani özerkliğe doğru birinci adım olarak gidiyorlar.”
“BÖLGE FİİLİ OLARAK ŞU ANDA ÖZERKLİĞİ YAŞIYOR”
Bölgede fiili olarak özerklik yaşadığını vurgulayan Destici, “Bingöl- Diyarbakır karayolu günlerdir kapalı ama buna maalesef kimse müdahale etmiyor. Sessiz kalıyor. Sadece o basına yansıyanları. Basına yansımayan pek çok hadisesi var. O bölgede yaşayan vatandaşlarımız tedirgin vaziyetteler. Bölge fiili olarak şuan da özerkliği yaşıyor. Türkiye’nin bir an önce adına çözüm süreci dediği süreçten vazgeçmesi lazım. Türkiye’yi yönetenlerin ve terörle mücadele için bizim kendilerine önermiş olduğumuz bir yılda terörün kökünü kazıyacak. Bunun içerisinde güvenlik, hukuki, ekonomik, sosyal tedbirler var. Bunu uyguladığı zaman Türkiye bu terör belasından edemi olarak kurtulur” diye konuştu.

“PKK’NIN 2-3 BİN MİLİTANI VARSA BUGÜN 10 BİN ÜZERİNDE MİLİTANI VAR”
Çözüm süreciyle birlikte PKK’nın tekrar güçlendiğini belirten Destici, şunları söyledi:
“Bırakın terörü bitirmeyi tam tersine azdırmış vaziyette. Pervasızlaştırmış ve hadsizleştirmiş vaziyette. Ailelerin çocukları kaçırılıyor, dağa çıkarılıyor. Çözüm süreci başladığında PKK’nın 2-3 bin militanı varsa bugün 10 bin üzerinde militanı var. Bunun 7-8 bin tanesi çözüm süreci dedikleri süreçten sonra oldu. Bunların yarısı da en az 14 ile 18 yaş arasında. Bunları yetiştiriyorlar şuanda. Yaralarını sardılar. Bu süreç onlara büyük bir nefes aldırdı. Güçlenmelerini sağladı. Türkiye’yi yönetenlerden bunlarla ilgili netice alacak hiç bir girişimleri ve planları olmadığı, sadece sözde olduğunu çok net bir şekilde görüyoruz. Türkiye’nin gerçek gündemi olan burayı gündemine alması lazım. Bununla ilgili artık ne yapılması gerekiyorsa yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
“BİZİM KAPIMIZ BÖLÜCÜLER HARİÇ HERKESE AÇIK, BİZ BU ANLAMDA İKTİDAR PARTİSİ İLE DE GÖRÜŞÜRÜZ”
MHP Genel Başkanı Bahçeli ile çatı adayı kapsamında olumlu görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirten Destici, şunları aktardı:
“Bugüne kadar bu konuyla ilgili önce Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ile görüştüm. Daha sonra Demokrat Parti bizi ziyaret etti. En son Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, çatı adayı kapsamında partimizi ziyaret etti. Kendileriyle olumlu görüşmeler yaptık. Bundan sonra görüşmelerimiz her 3 siyasi partiyle de dediğim gibi görüştüklerimizle görüşmeye devam edeceğiz. Bizim kapımız bölücüler hariç herkese açık. Biz bu anlamda iktidar partisi ile de görüşürüz. Diğer görüşmediğimiz Demokrat Sol Parti ve Cumhuriyet Halk Partisiyle de eğer böyle bir talep ve teklif gelirse onlarla da görüşmeye hazırız. Türkiye’nin bu süreci birlik ve beraberlik çerisinde, huzur içerisinde aşması ve tamamlaması gerektiğini, bir krize dönüşmeden çünkü Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı süreçleri hep krize dönüşmüştür. Krize dönüşmeden tamamlanmasını istiyoruz. Bu sürecin içerisinde olacağız. Bu sürecin yapıcı tarafında olacağız. Katkı sağlayan tarafında olacağız. Türkiye’nin huzurlu bir şekilde bu sericin tamamlanmasına Büyük Birlik Partisi olarak en yüksek düzeyde katkı sağlayacağımız ben düşünüyorum.”
“SEÇİLECEK CUMHURBAŞKANI, ÜLKEMİZİN MİLLİ MENFAATLERİ KONUSUNDA HASSAS OLMASI LAZIM”
Seçilecek Cumhurbaşkanının sadece Türkiye’nin değil Türk İslam devletlerinin de hassasiyetlerini yüreğinde hissetmesi gerektiğini belirten Destici, “Seçilecek Cumhurbaşkanı ile ilgili daha öncede söyledik. Belirli hassasiyetlerimiz var. Bunlardan bir tanesi kucaklayıcı olması lazım. Tarafsız bir cumhurbaşkanı hepimizin arzu ettiği çünkü parlamenter sistemlerde Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri anayasal çerçeveye uygun hareket edecek. Biz bir fikir hareketiyiz her şeyden önemlisi, siyasi bir duruşumuz var. Seçilecek Cumhurbaşkanı, ülkemizin milli menfaatleri konusunda hassas olması lazım. Milliyetçi, maneviyatçı, demokrat hatta sadece Türkiye’de değil, Türk İslam coğrafyasındaki bütün kesimlere de yakın oralarında hassasiyetlerini de yüreğinde hisseden bir Cumhurbaşkanı bizim istediğimiz ve özlediğimiz budur” dedi.

“BU EMRİ VERENLERİN BEN AKLINI BAŞINA ALMASINI BİR DAHA BU HADİSENİN TAKARRÜR ETMEMESİN İSTİYORUM”
Kahramanmaraş Adliyesi önünde Alperenlere, polisin biber gazlı müdahalesi hakkında açıklamada bulunan Destici, şunları söyledi:
“Bingöl-Diyarbakır karayolunda günlerce açamayanlar, polise kurşun sıkanlar, bombayı patlatıp binlerce insanımızı şehit edenlere gösterilen müsemma ya da hoşgörü maalesef alperenler beş dakika sadece bir oturma eylemi yaptılar. Ben daha sonra oradan ayrıldıktan sonra öğrendim. Buna polisin gerçekten sert bir şekilde müdahale etmesi ben tabi ki oradaki polis kardeşlerimizden ziyade onlara o emri o talimatı verenlerin aklını başına almasını istiyorum. Bizler devletin polisini kendimizden farklı görmüyoruz. Dönem dönem onun yerine kendimizi koymuş bir siyasi hareketiz. Bedel ödemiş bir siyasi hareketiz. Biz polisle karşı karşıya gelmeyeceğiz. Onlar da bizim kardeşlerimiz. Biz biliyoruz ki Muhsin Yazıcıoğlu için onların da yürekleri yanıyor. Onlar da bu hadisenin aydınlatılmasını istiyor. Onlara bu emri verenlerin ben aklını başına almasını bir daha bu hadisenin tekerrür etmemesini istiyorum.”
Kaynak: İHA