Ak Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Çelik Açıklaması

AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Çözüm süreci, bu memlekette barışı getirmek, kardeş kavgasını nihayete erdirmek AK Parti'nin iradesiyle olmuştur. Kim ne söylüyorsa bunun zıddına, yalan söylüyor" dedi.

Seçim çalışmaları kapsamında Ağrı'ya gelen Çelik, havalimanındaki VIP Salonu'nda Nihat Hatipoğlu ile bir süre görüştü.
Daha sonra, Nadiriye Camisi'ne giden Çelik, burada vatandaşları selamlayarak, bir süre sohbet etti.
AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi'ni de ziyaret ederek, partililerle bir araya gelen Çelik, Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mehmet Emin Ekmen'den çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Abide Mahallesi'nde bir düğün salonunda düzenlenen programa da katılan Çelik, burada yaptığı konuşmada, eski Türkiye'de "devletin milleti" diye bir kavram olduğunu anımsatarak, artık devletin, "vatandaşın hür, bağımsız ve başı dik şekilde yaşayabilmesi" için bulunduğunu vurguladı.
1946'ya kadar köylülerin Ankara'da Kızılay'a ve Ulus'a giremediğini, girmelerinin yasak olduğunu ifade eden Çelik, Aşık Veysel'in 1940'lı yıllarda Atatürk Bulvarı'na sokulmadığını söyledi.

Çok partili siyasi hayata geçildiğinde köylülerin oyunun kıymete bindiğini, köylülerin "Efe" olduğunu belirten Çelik, bunun yanında gayrimüslimlerin, Kürtlerin, Alevilerin ötekiler olmaya devam ettiğini vurguladı.
Çelik, şöyle konuştu:
"Türkiye partisi olabilen, bütün insanımızın hepsini kucaklayabilen Türkiye'de bir parti var o da AK Parti. Peki CHP, anamuhalefet partisi. O da sahillerde var, plajların partisidir, kumsallarda dolaşır, başka yok. MHP, Türkçülük üzerinden siyaset yapıyor ki etnik köken üzerinden siyaset yapmak, uzun ve kısa vadede memleketi felakete götürür. Biz ırkçılıktan Allah'a sığınırız. Biz ırkçılığın en büyük günah olduğuna iman edenlerdeniz. Biz ırkçılığı elimizin tersiyle itiyoruz."

-"Biz böcek değiliz"
Çelik, Allah'ın herkesi birey oyarak farklı yarattığını ifade ederek, "Biz Kürtçülüğü de ayaklarımızın altına alırız, Türkçülüğü de ayağımızın altına alırız. Biz Allah'ın huzuruna gittiğimiz zaman Cenab-ı Hak bizi ırk ırk hesaba çekmeyecek. Önce şu Türkler gelsin onların amel defterine bakalım, Türklerin hesabını görelim. Araplar sıraya geçsin onların arkasından da Kürtler gelsin. Ahmet gelsin, Fatma, Ayşe, Sibel gelsin kendi hesabını versin. Böcekler sınıflarına göre, türlerine göre sınıflandırılır. Önden bacaklılar, sürüngenler bilmem kanatlılar. Biz böcek değiliz" diye konuştu.

AK Parti'nin şu anki konumuna gelene kadar çok tuzaklar kurulduğunu anlatan Çelik, "Balyoz Eylem Planı'nın karara bağlandığı tarih, 15 Mart 2003, Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığında kurulan 59. hükümetin kurulduğu gündür, aynı gün. Arkasından Yakamoz, Sarıkız, Ayışığı gibi bir de romantik isimler kurmuşlardı darbe planlarına. Bunların her tuzak kurduklarında Allah kendilerini o tuzağa düşürdü" ifadelerini kullandı.
Söz konusu tuzakların hepsini geride bırakarak geldiklerini belirten Çelik, şunları söyledi:
"Geldik 17 Aralık. 17 Aralık'ı yapanlar, eğer bunu yapmasaydı Kemal Kılıçdaroğlu seçim meydanlarında ne söyleyecekti? Dikkat edin baştan sonadır bunu söylüyor. 17 Aralık'ı yapanlar CHP'nin değirmenine su taşıdılar. 17 Aralık, 25 Aralık, onun öncesinde gezi olayları bir başka tezgah. Bütün mesele, bu ülkeyi, bu ülkenin çocukları idare ediyor. Sizin içinizden çıkanlar idare ediyor. Bu, rahatsız ediyor."
Çelik, "Geldiler, dediler ki 'Deniz Baykal senden nefret ediyor'. Dedim ki 'Deniz Baykal beni severse bilin ki ben de bir yamukluk var.' Şunu unutmayın, siz namusluysanız, namussuzların sizi sevmemesi lazım. Siz vatanperverseniz, hainlerin sizi sevmemesi lazım. Siz dürüstseniz, sahtekarların sizi sevmemesi lazım. Siz iffet, ırz, namus ehliyseniz, ırz düşmanlarının sizi sevmemesi lazım" diye konuştu.


-Ağrı'ya yapılan yatırımlar
Ağrı'da elle tutulur yatırımların hepsinin AK Parti döneminde yapıldığını vurgulayan Çelik, kentte eskiden çatılı ev sayısının bile sınırlı olduğunu söyledi.

AK Parti hükümeti döneminde Ağrı'ya yapılan eğitim yatırımının 600 milyonun üzerinde olduğunu anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Kimi yakaladıysam, Ağrı'ya gelip okul yaptıracaksın dedik. Biz bu insanları teşvik ettik, geldiler buraya yatırım yaptılar. Üniversite öğrenci sayısı Ağrı'da 11 bin. Gelecek eğitim-öğretim yılında 15 bin. Siz bütün televizyonları Ağrı'ya tahsis etseniz, bir yıl propaganda yapsanız burada kalıcı 15 bin turist getiremezsiniz. Bu insanlar ekonomik olarak Ağrı'ya çok büyük katkı sağlıyor. Patnos'ta hastanemiz 150 yataklı, Doğubayazıt'ta 150 yataklı, Diyadin hastanemiz, Tutak, Eleşkirt... Sağlık hizmeti açısından birisi dese ki 39 hekim vardı Ağrı'da. Şimdi 160'a yakın."
Türkiye'deki sağlık hizmetinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını anlatan Çelik, eskiden "milli yakacağın, kokar yakıt tezeğin" olduğunu belirterek, kanunu değiştirerek valilik, il özel idaresi marifetiyle Ağrı'nın doğalğaz nimetinden istifade edeceğini belirtti.

Ağrı'da Hasan Arslan döneminde, 1,5 milyon metrekare kilit taşı çalışması yapıldığını, 11 park ve memleketin 50 seneye yetecek içme suyu sorununun çözüldüğünü, kentsel dönüşüm çalışmaları gerçekleştirildiğini, şehrin altyapısına yönelik her türlü çalışmaların yapıldığını vurgulayan Çelik, "Doğu'da, Güneydoğu'da AK Parti'ye oy vermek, Denizli'de, Kütahya'da oy vermek gibi değil. Muhtarlarımızın, sizin, hepimizin üstünde bir baskının da olduğunu ben biliyorum. Üç dönem Van milletvekilliği yaptım. Sandıklara sadece oyunuzu değil, yüreğini koydunuz" ifadelerini kullandı.

-"Eskiden Başbakanlar Ankara'da kuluçkaya otururdu"
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şu ana kadar 24 kez Ağrı'ya geldi. Eskiden Başbakanlar Ankara'da kuluçkaya otururdu, yumurtalar soğumasın diye kalkmazlardı. Bu memleket hakikaten şanslıdır. Eğer biz bu şansı tepersek, biz kendi kendimize en büyük kötülüğü yaparız" diye konuşan Çelik, "Van BDP'li belediyeye geçti. Van'a kara talih geldi. Ağrı'ya bu kötülüğü yapmayın. Kan, gözyaşından başka bir şey gelmez" ifadelerini kullandı.
Çözüm sürecine de değinin Çelik, şöyle devam etti:
"Ben 7 yaşında ilkokula gittikten sonra Türkçe öğrendim. Biz Kürt'üz ama Kürtçü değiliz. Biz Kürt'üz ama Kürt'ün Kürt olmayandan üstün bir tarafı yoktur. Dolasıyla ırk üstünlüğü taslayanlardan olmadık, değiliz. Bütün bunları yaptık. Şimdi BDP, PKK ne diyor biliyor musunuz? Bunlar kendiliğinden mi oldu? 'Biz bastırdık, can aldık, can verdik, vurduk, vurulduk, kan döktük, kanımız döküldü bunları taviz olarak kıymık kıymık koparırız' diyorlar mı? Diyorlar. 1990, 91, 92, 93, 94, 95'e kadar yılda ortalama 4 bin PKK'lı öldürülüyordu. Güvenlik güçleri, polis, vatandaş yıllık bin can diğer taraftan kayboluyordu. Eğer vurarak, kan dökerek, can alarak olsaydı 90'lı yıllarda bunları yaparlardı. Eğer Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider olmasaydı, eğer AK Parti gibi ırkçılığı neferinden silen bir iktidar olmasaydı, bu kadar değil on kat daha insan ölse bu memlekette hiçbir şey olmazdı."
"Çözüm süreci, bu memlekette barışı getirmek, kardeş kavgasını nihayete erdirmek AK Parti'nin iradesiyle olmuştur" diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kim ne söylüyorsa bunun zıddına, yalan söylüyor. Şu anda çözüm süreci var ya. Çatışma yok şu anda, şehit cenazeleri gelmiyor. İki de bir haber gönderiyor Kandil'den, 'bak vururuz ha'. Tamam vurduğun zaman, diğerleri mantar mı topluyor. Sen de vurulacaksın. PKK, Kürt çocuklarının kanı üzerinden ideolojik hesap yapıyor. Öbür taraftan MHP gibi partiler de şehit kanları üzerinden maalesef hesaplar yapıyorlar. Biz Kürt çocuklarının kanı üzerinden de Türk çocuklarının kanı üzerinden de siyasi ve ideolojik hesap yapanları lanetliyoruz. Sayın Başbakanımızın başkanlığında, dün dört saat boyunca bir araya geldik, 8-10 kişi bu meseleyi konuştuk. Eğer AK Parti'nin iradesi böyle olmasaydı, bugünlere gelmezdik. Herkes aklını başına alacak. Öyle ikide bir oradan tehdit, mehdit falan kimse bunu yemez. Dolayısıyla 'biz vurduk, bunu taviz olarak kopardık' iddiası doğru bir iddia değil. BDP'liler çözüm sürecine katkıda bulunmak istiyorlarsa, meclise gelin bakayım. Ne istiyorsunuz, ne istemiyorsunuz, buyurun yapalım ama makul olacak, mantıklı olacak."
Kaynak: AA