İzmir’den Türk Turizmine Akademik Bakış

38. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Turizm Fakültesi katkılarıyla düzenlenen “Tanıtımda Yeni Yaklaşımlar” konulu panelde Türkiye Turizmi, tanıtım stratejileri ve İzmir Turizmi masaya yatırıldı.

İzmir’den Türk Turizmine Akademik Bakış

İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Demir’in ev sahipliğinde düzenlenen panele, İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. İbrahim Attila Acar, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Turan Gökçe, Orman Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Nihat Sami Çetin, Rektör Danışmanı Doç.Dr.Murat Soydan, Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Sabah Balta, İKÇÜ Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zafer Öter, Turizm İl Müdürlüğü Tanıtma Şubesi Turizm Araştırmacısı İlknur Bodur, İzmir Rehberler Odası Başkan Yardımcısı Serdar Çelenk, İzmir Kalkınma Ajansı Kurumsal İletişim Sorumlusu Nazlı Kayı, İKÇÜ Genel Sekreter Yard. SKS Daire Bşk.V.Nihat Sabuncular ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

Oturum Başkanı Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Demir, yaptığı akademik çalışmalarda tanıtımda dizi filmlerin önemli rolü olduğunu gördüğünü söyledi.

Prof.Dr. Demir, “ABD'deki çalışmalarımda gördüm ki tanıtımlar bakanlık düzeyinde temsil edilmiyor. Orada tanıtımı bir kurumun ya da kuruluşun yapması söz konusu değil. ABD'ye gidecek kişiler bu ülkeye gitme kararını seyrettikleri filmlerden yola çıkarak veriyorlar. Dizi filmlerin ülke tanıtımında çok önemli bir rolü var. Örneğin Paris'i tanıtan bir tanıtım göremiyoruz belki ama kişiler Paris'e gitmek istiyor, izledikleri filmlerden etkileniyorlar. Disneyland'ı filmlerde görüyoruz, filmler bir merak uyandırıyor. Tanıtım sadece bakanlığın sorumluluğunda bir konu değildir. Türk turizmi 90'lı yıllarda 3-4 milyonlu rakamlardan bugün 38 milyonlu rakamlara geldi. Burada hem bakanlığın hem de özel sektörün tanıtım stratejilerindeki başarısından söz edebiliriz”diye konuştu.

Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Attila Acar ise Akdeniz ülkelerinin turizmden aldıkları payın oldukça yüksek olduğuna dikkat çekerek aynı bölgede olmamıza rağmen Türkiye'nin aynı pastadan yeteri kadar faydalanamadığına dikkat çekti. Prof.Dr. Acar, “ Ortalama 700-800 dolar turist başı gelir elde ederken ülkesine göre bu rakam 1500 dolara kadar çıkabiliyor. Daha çok tanındıkça, turist sayısı arttıkça, turiste sunduğumuz destinasyonların değeri arttıkça ülkemiz turizmden çok daha fazla gelir edecektir” dedi.

İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da konuşmasında İzmir'in turizmde istediği yere gelemeyişinin nedenleri üzerinde durdu. Vali Yardımcısı Taşbaşı, “İzmir'de sezon çok kısa. Ama en önemlisi İzmir'i yönetenlerle yaşayanların, İzmir’in turizm kenti mi, yoksa ticaret kenti mi olduğunun ayrımını yapamaması. Bu bir ikilem yaratıyor. Bu ikilem yüzünden turizme yeteri kadar önem verilemedi. Bodrum'daki, Marmaris'teki yatak sayısı İzmir'den daha fazla. İzmir gerek yerel yöneticileri gerek sektör ve kamu yöneticileri bir araya gelip bir sinerji yaratamıyor. Turizm top yekün bir seferberliği gerektirir. Bir tarafı olmazsa olmuyor” diye konuştu.

Turizmde pazarlama ayağının oldukça önemli olduğunu belirten Taşbaşı, “Dünya tanıtımı bir pazarlama olarak görmeye başladı.

ABD gibi gelişmiş ülkelerde devlet tanıtım işine girmez. Tanıtım, sektörün bir araya geldiği turizm birlikleri vasıtasıyla ya da özel sektör tarafından bizzat yapılır. Az gelişmiş ülkelerde ise bakanlıklar tarafından yürütülür. Bu ülkelerin birçoğunda da turizm bakanlıkları eliyle yapılır. Umut ediyorum ki, turizm bakanlığı tamamen kaldırılır, bu işler özel sektöre devredilir. Türkiye’de özel sektör sadece kendi tesislerinin tanıtımını yapıyor. Türkiye turizmi tanıtımıyla ilgili bir şey yapmıyorlar” dedi.

Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Sabah Balta, dijital uygulamaların ön plana çıktığı bir süreç yaşandığını ifade etti.

Doç.Dr. Balta, “Bugün acımasız bir sahadayız. Tanıtım ön plana çıktığı için şirketler ve ülkeler tanıtım faaliyetlerini askeri bir harekât gibi düzenliyorlar. Rakiplerine nasıl taarruz edeceklerini, kendi mevzilerini nasıl koruyacaklarını öğrenmeye çalışıyoruz. Müşteri üzerinde kontrolü ele geçirme çabası görüyoruz. Bu yüzden tanıtım stratejimizin, rakiplerimizi takip ederek sürekliliğinin olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

İKÇÜ Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zafer Öter de Türkiye'nin tanıtımla ilgili yaşadığı problemlere değindi. Doç.Dr. Öter, “Yurtdışından baktığımızda Türkiye'nin yerini halen bilmediklerini görüyoruz. Ortadoğu’da mısınız, hangi alfabeyi kullanıyorsunuz gibi kafa karışıklığı yaşadıklarını gösteren cümlelerle karşı karşıya kalmaktayız. Demek ki hala bir algı eksikliği yaşanıyor. Bizi düşündükleri zaman oluşan net bir resim yok. Turist öncelikle güvenli bir ortam ister. Dostane ilişkiler görmek ister. Olumlu bir çevre düzeni ister. Daha sonra iklim, konforlu hizmetler, doğal ve kültürel miras bekler. Geçmiş yıllardaki tanıtım çalışmalarımıza baktığımızda doğal kültürel mirasa odaklı bir çalışma görüyoruz. Biz halk olarak ülkemizi yeterince tanımıyoruz. Bizi karışık bilgilerle tanıyan ziyaretçi grubuna gerçeği anlatan imgeleri sunamıyoruz. Uzun bir tarihi arka planı olan imgelerimizi yabancıların gözünde oturtamıyoruz” dedi.

İzmir Rehberler Odası Başkan Yardımcısı Serdar Çelenk ise yurt içi ve yurt dışı fuarlarda rehberlerle bakanlığın iç içe çalışması gerektiğini belirtirken; yazılı materyallerden ziyade dijital olguların tanıtımda aktif olarak kullanılmasına vurgu yaptı. Çelenk, ”Çok broşür basıyoruz. Artık kâğıt broşürler işlevsel değil. Bütün fuarlarda gördüğüm, ziyaretçiler bu broşürleri fuardan çıkarken çöpe atıyor. Bu anlamda günün koşullarını göz önüne alınarak; elektronik ortamda, değişik sosyal ağlar vasıtasıyla, elektronik mecralarda bence daha etkin bir tanıtım olur” diye konuştu.

İzmir Kalkınma Ajansı Kurumsal İletişim Sorumlusu Nazlı Kayı, Expo'yu kaybeden İzmir’in yaşadığı deneyimlerle önemli kazanımlar kazandığını ifade etti.

Kayı,” Sonuç ne olursa olsun İzmir kazandı. Çünkü ciddi bir Uluslararası tanıtım yapıldı. İzmir'e ciddi getirileri oldu. Bu anlamda bir kayıp değildi. Bu stratejide bazı aksaklıklar da oldu. Bir araya gelindi. Ortak bir dille süreç daha planlı bir şekilde yapılmaya başlandı. Şimdi ki süreçte İzmir'in bir web portalı oluşturulmaktadır. Bu portal İzmir'in tanıtımına çok ciddi katkı sunacak. Ayrıca hazırlanan İzmir Kentsel Pazarlama Stratejik Planı ile doğru analiz edilmiş, stratejisi oluşmuş, görsel kimliği oluşmuş ve uygulama sürecine geçilen bir İzmir var. İzmir iyi bir yerde yol alıyor ve daha iyi noktaya gelecektir.” dedi.

Konuşmaların ardından panelistlere, konuk protokol tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.
Kaynak: İHA