Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Osmanlıca çıkışı

Liselerde okutulması planlanan Osmanlıca dersi için gösterilen eleştirilere tepki gösterilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsteseler de istemeseler de bu ülkede Osmanlıca da öğrenilecek ve öğretilecek" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Osmanlıca çıkışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Osmanlıca çıkışı
YURTTAŞLIK DİYE YAPAY DİN OLUŞTURDULAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan laiklik bahanesiyle dine saldırının meşru görüldüğünün de altını çizerek şunları söyledi;

'Din sanki devlete tehdit gibi bir algı yarattılar. Biz bunun son bulması için uğraşıyoruz. Kendi elleriyle kendi dinlerini inşa etttiler. Yurttaşlık anlayışıyla yapay bir din oluşturmak istiyorlar. Din ve devlet işlerini ayırarak dine yapılan her saldırıyı meşru gösterdiler. Bu yapay dine inanmak işlerine geliyor.'

DİN HEP TERAKKİYE MANİ OLARAK ANLATILMIŞTIR

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

Batı'da Hıristiyanlıktan boşalan yere yurttaşlık koydular, Türkiye'de de aynı şey yapılmaya çalışılıyor. 40 yıldır siyasetle iştigal eden biri olarak beni ilgilendiren vazifem pratik alandır. Dine ait meselelerin tüm meselelerin özgürce konuşulabilmeli. Tüm kesimleri de cesaretlendirmek benim görevim.

Tanziamattan beri meseleler özgürce ele alınamadı. Din konusu objektif, mahalle baskısından uzak bir şekilde konuşulamamıştır. 200 yıldır dindarlar horlanmaya, tahkir edilmeye mazur kalmışlardır. Filmlerde, romanlarda, karikatürlerde dindarlıkla cehalet eş tutulmuştur. Din ve dindarlık yoksulluğun nedeni olarak görülmüştür. Din hep terakkiye mani olarak anlatılmıştır.

DİNE SİSTEMİ BİR TAARUZ GERÇEKLEŞTİRMİŞLERDİR

İslamafobia, faşizme eşit olan bu sorun Türkiye ve İslam coğrafyasında bizzat içeride, siyasiler, yazarlar bunu körüklemiştir. Dine sistemli bir taarruz gerçeklemiştirler ki İslam'ı savunacak alimler kendilerini savunmaktan bir türlü ofansif pozisyona geçememişlerdir. Bazı zihniyet mensupları akıl ve bilimden başka bir şey tanımamış vahye saldırmışlardır.

DİNDARLARA CEVAP HAKKI VERİLMEMİŞTİR

Oku diye emredilen bir dinin mensubuyken sanki bunun karşısındaymış gibi gösterilmiş. Yüce kitabımızda hep akledilmekten bahseder. Böyle bir dinin mensubuyken vahyi bi kenera atıp sadece akıl ve bilime yöneltilmek istenmesi manidardır. Kur'an yasaklanmış, Camiler ahır olarak kullanılmış, ezan yasaklanmış, sakal bırakanlar, başörtüsü takanlar hakir görülmüş. Yazı, karikatür, film ve romanlarda din ve dindarlar hor görülmüş. Dindarlara cevap hakkı bile verilmemiş. Dini savunan siyasetçiler dinci yaftası yapıştırılmış. Sözüm ona alimler desteklenmiş sırtları sıvazlamışlardır. Dini özünden kopartmaya çalışanlar, ekranlar yoluyla imkanlarına imkanlar katmışlardır. Bunun yanında hasbi bir şekilde yazanlar, mücadele edenler en ağır eziyetlere maruz kalmıştır.

DİNDAR NESİL DEDİĞİMİZ İÇİN SALDIRIYA MARUZ KALDIK

Ben de bu yüzden saldırılara uğradım ve uğramaya da devam ediyor. Biz bu millete cesaret aşılıyoruz. Biz 200 yıldır sorulamayan soruları sorduğumuz için içerden ve dışardan saldırıya uğruyoruz. Eğitim sisteminde Kur'an ve Siyer derslerini koyduk diye saldırıya uğradık. Dindar nesil dediğimiz için saldırıya maruz kaldık.

AMERİKA'YI MÜSLÜMANLAR KEŞFETTİ DEDİK DİYE SALDIRDILAR

Amerika kıtasını Müslümanlar keşfetti dedik diye saldırdılar. Önce Türkiye'de sonrasında tüm mazlum milletlerin hakkını savunduğumuz için bizden rahatsız oluyor ve bizi hedef yapıyorlar. Darbeyle iş başına gelmiş bir şahıs İnterpol'e talimat veriyor. İslam Alimler Birliği Başkanı Yusuf El Kardavi hakkında kırmızı bülten çıkartıyor. İlim siyasetin emrinde olmaz. Siyaset ilmin emrinde olur. Bunlar dünyanın iyiye gitmediğini gösterir. Diyanet İşleri Başkanlığımız burada alınan kararları İslam dünyasıyla paylaşması lazım. İslam dünyasında bir birlik yok. Türkiye bunun öncülüğünü yapabilir.

İSLAM ÜLKELERİ BİZDEN TARAF DEYİNCE BOZULDULAR

Dünya ekonomi sistemine sağlam eleştiriler getirdik diye bizden rahatsız oluyorlar. Petrolü, elması sömürdüğünüz için bizden rahatsız oldular. İslam ülkelerine hitaben 27 tanesi bizden deyince bozuldular. İslam ülkelerinde gerekli zekat verilmediği için bu kadar fakirlik var dedik. Yine bizden rahatsız oldular.

ONLAR BİZİM SUSMAMIZI İSTİYORLAR


Nasıl doğru sorular sorduğumuz içn bize karşı çıkıyorlar. 200 yıldır konuşulmayan soruları soruyoruz. Onlar bizim susmamızı istiyorlar biz ısrarla Filistin diyoruz. Mısır'da demokrasi, Suriye diyoruz. BM'ye diyoruz ki, dünya beşten büyüktür. İşlerine gelir mi? Gelmez. Saltanatı bırakmak istemezler.

SAHTE DİN ADAMLARIYLA ÜZERİMİZE GELECEKLER

1.5 milyar Müslüman dünyayı temsil eden bir ülke yok. Böyle bir şey olabilir mi? Bunlar 1. Dünya Savaşı'nın şartlarıydı. Gerek içerideki taşeronlarıyla, uluslararası medyayla üzerimize gelecekler. Besleyip büyüttükleri sahte din adamlarıyla üzerimize gelecekler. İhanet şebekeleriyle üzerimize gelecekler. Sadece Lawrencler'le değil. Hasan Sabbah'larla, Müseylemetül Kezzab'larla üzerimize gelecekler. Ama biz yılmayacağız.

BU MÜCADE 200 YILDIR ESİRGENEN HAKLARIN MÜCADELESİDİR

Dinin sahibine de mahcup olmayacağız. Bu mücadele 200 yıldır esirgenen hakların mücadelesidir. Din sanki devlete tehdit gibi bir algı yarattılar. Biz bunun son bulması için uğraşıyoruz. Kendi elleriyle kendi dinlerini inşa etttiler. Yurttaşlık anlayışıyla yapay bir din oluşturmak istiyorlar. Din ve devlet işlerini ayırarak dine yapılan her saldırıyı meşru gösterdiler. Bu yapay dine inanmak işlerine geliyor.

OSMANLICA'YI GENÇLERİN ÖĞRENMESİNİ İSTEMİYORLAR

Alevi-Sünni, Müslüman, Hırıstiyan olması gerekmez. Bizim mücadelemiz tüm insanlık içindir. Biz can için mücadele edeceğiz. 200 yıldır yaşanan baskılara rağmen Türkiye'nin alimleri, münevverleri ayaktadır. Osmanlıca'nın bu ülkenin evlatlarının öğrenmesinden ürkenler var. Diyor ki, mezar taşlarını mı okutacağız diyor. Kendi neslinin mezar taşlarını okuyamamasından daha büyük bir ayıp olabilir mi? Bizim şah damarımız kesildi. Bir neslin bundan uzaklaştırılması sıradan bir şey değildir. Süleymaniye'deki eserleri okuyamayan bir millet neye yarar? Çok zengin birinin iflası nasıl zor bir şeyse, bu kadar zengin bir ilmin iflası daha kötü bir şeydir. Bunlar istese de istemese de bu ülkede Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecektir.

ÇÖKEN MEDENİYETİ AYAĞA KALDIRACAK OLAN SİZLERSİNİZ

Türkiye'deki alimler Batı'yı ve Doğu'yu da biliyor. Tüm insanlığa ışık tutan yine de sizler olacaksınız. Ümmetin ve tüm mazlumların yüzü size çevrilmiş durumda. Çöken bir medeniyeti ayağa kaldıracak olanlar da sizlerseniz. Ben bir Müslüman oalrak şunu çok iyi biliyorum: Bu dinin bir sahibi var. Onu koruyacak. Bize düşen de bu emanetin hakkını vermek. Doğru soruları sorabilirsek akacak kanı durduracağız. Bize dikilen kıyafeti atıp kendimiz olabilirsek o zaman işler çözülür. İçinden geçtiğimiz bu süreçte böyle bir şuranın umut olacağına inanıyorum. Şimdiden gayretleriniz için teşekkür ediyorum.'