Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye el öptürme tepkisi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erzurum İl Kongresi'nde konuştu.

Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye el öptürme tepkisi
Davutoğlu'ndan Bahçeli'ye el öptürme tepkisi
Kazım Karabekir Spor Salonu'nda düzenlenen "AK Parti Erzurum 5. Olağan İl Kongresi"nde yaptığı konuşmasına Davutoğlu, "Vatanımızın kilidi, kale şehrimiz Erzurum'a ve yiğit dadaşlara selam olsun. Selam olsun, yar şehri, bar şehri, kar şehri, ar şehri, namus şehri Erzurum'a, selam olsun. Selam olsun Abdurrahman Gazi'ye, İbrahim Hakkı'ya, Alvarlı Efe'ye, Solakzade Efendi, Ömer Nasuhi Bilmen'e, Hoca Salih Efendi'ye, bütün maneviyat öncülerine selam olsun" sözleriyle başladı.

"Milli irade amirdir ve hakimdir' diyen Erzurum Kongresi mebuslarına selam olsun" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Alvarlı Efe Hazretleri buyuruyor ki Erzurum'un kilidi mülki İslam'ı, Mevla'ya emanet olsun Erzurum, Erzurum derbendi ehli İslam'ın, Mevla'ya emanet olsun Erzurum. Erzurum, Mevla'ya emanet vatan da Erzurum'a. Vatanın kilidi, Erzurum'a emanet. Biz de ebediyete kadar sizinleyiz. Genç dadaşlar, genç bacılar, Erzurum başka bir heyecan verdi, hepinize teşekkür borçluyuz. Hepinizi bağrıma basıyorum, alınlarınızdan öpüyorum."

Davutoğlu, kongre planlamasını yaparken ilk il kongresinin Erzurum'da yapılmasını istediğini ifade ederek, "Talimatım şu oldu; ilk il kongresini, millet istiklalimizin ve istikbalinin gür sesle haykırıldığı Erzurum'da yapacağız, vatanımızın kalesi Erzurum'da" diye konuştu.

"Erzurum, vatanımızın, istikbalimizin teminatıdır"


Partililerin, "Başbakan Ahmet, vatan sana emanet" şeklinde sloganlar atması üzerine, Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilin ki emanete son nefesimize kadar sahip çıkacağız ama dava da size emanet. Hak davamıza sahip çıkacak mısınız? Kim ne derse desin, Nene Hatunların davasını savunmaya devam edecek misiniz? İşte bu sesi, haykırışı duymaya geldik. Çünkü bundan bir kaç sene önce gelip, Erzurum'a gelip konuşma yaptığımda, Erzurum'a 'kale şehir' demiştim. Kale zor durumda kalınacak yer demek, kale demek o kale düşmezse vatan düşmez demek. Erzurum, duruşuyla, ben buradayım deyişiyle, vatanımızın, istikbalimizin teminatıdır. Her zaman, biz, 'madem ki Erzurum vardır, vatan sağlam ellere emanettir' diye düşünüyoruz. Biraz önce, tarihi Erzurum Kongre binasını ziyaret ederken, Nene Hatun'un torunuyla kucaklaştım, Raif Hoca'nın torunuyla kucaklaştık. Ah o güzel Erzurum, istilayla karşı karşıya kaldığında bütün bedeniyle, elinde silahı bittiğinde, elindeki en sıradan aletiyle direnen o yüce Erzurum. Erzurum direnmiştir, teslim olmamıştır. Nene Hatun sadece bir neslin değil, asırların timsalidir. Bacılarım, kardeşlerim, o güzel yürekli, gönlü geniş kardeşlerimiz, sizler bize Nene Hatun'un emanetisiniz ama yeni nesiller de size Nene Hatun'un emaneti. Onlara sahip çıkacaksınız."

"Milli iradenin teminatı, savunucusu AK Parti kadrolarıdır"

Erzurum'un, vatanın sıkıntıya düştüğü zamanlarda sığınılacak direniş şehri olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Erzurum Kongresi'nde, 1919 yılında İzmir işgal altına düşüp, müstevliler Anadolu topraklarına girdiğinde, gür ses Erzurum'dan yükseldi ve dedi ki 'Milli sınırlar içinde vatan parçalanamaz, bütündür.' O, bize Raif Hoca Efendi'den emanettir. Yine Erzurum Kongresi'nde, ilk defa milli irade kavramı kullanıldı. 'Amir olan, hakim olan, milli iradedir' dedi. Biz de diyoruz ki şimdi, Erzurum Kongresi'nden yükselen o sese cevap olarak diyoruz ki Aziz Erzurum Kongresi mebusları, bugün de milli iradenin teminatı, savunucusu, öncüsü AK Parti kadrolarıdır. O günkü kongreyle, bugünkü AK Parti Erzurum İl Kongresi arasında böyle manevi bir bağ var. Bu manevi bağı, hiç unutmamalıyız. Bizi yaşatacak olan bu manevi bağdır. Bizim davamızı aziz ve hakim kılacak olan bu manevi bağdır. 2002 yılında, Erzurum yine milli irade sesi verdi ve dedi ki milli iradenin yeni temsilcisi AK Parti kadrolarıdır. Tarihte az görülen başarıyla, 7 milletvekilinin 7'sini de AK Parti'ye emanet verdi."

"Tasalanmayın, bu ülkenin geleceği parlaktır"

Partililerin, "Tasalanma Yiğidim" adlı şiiri birlikte okuması üzerine, Davutoğlu, "Şimdi Aziz gençler, böyle bir gençlik varken, böyle dadaş topluluğu varken, biz tasalanır mıyız, millet tasalanır mı? Siz tasalanmayın, bu ülkenin geleceği parlaktır" ifadesini kullandı.

Genel Başkan Davutoğlu, kongrenin yapıldığı salonun küçük olduğuna da işaret ederek, "Şunu fark ettim, Erzurumlulara, dadaşlara bu salon gerçekten çok küçük geliyor. Gelirken, Sayın eski Sağlık Bakanımız Recep Akdağ ve İçişleri Bakanımızla konuşmuştuk. İnşallah en kısa zamanda, en az 10 bin kişilik bir kapalı spor salonu yapacağız. Erzurum'da bu coşku varken, bu aşk varken, Erzurum'da bu dava yüreği varken, Erzurum her şeyi hakkediyor, Allah'ın izniyle" dedi.

Erzurumlularla istişare ve halleşme yapmaya geldiğini dile getiren Davutoğlu, "Milli irade dönemi, Erzurum Kongresi ile bu topraklarda başlamıştı ve 2002 AK Parti zaferiyle, Erzurum, emaneti AK Parti'ye vermişti ve hep öyle kaldı. Erzurum'da her zaman yüzde 70'e varan oyla desteğinizi hissettik. İlk kongremizde, 62. Hükümetin Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı olarak bazı hususları paylaşmaya geldim. Erzurum'a, 'Ayağa kalk Erzurum' demeye geldim" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, "12 yılda olağanüstü hizmetlere imza atmış AK Parti kadrolarına karşı, geçen sene ve bu yıl milli iradeyi tahrip edecek darbe girişimlerini" anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlardan birincisi Gezi provokasyonu. Tam Türkiye gücünün zirvesindeyken IMF'ye borcumuzu ödemişken, üçüncü köprü ve üçüncü havalimanı hayata geçirilirken İstanbul sokaklarını, Ankara sokaklarını tam bir vandallıkla işgal etmeye kalktılar. Bunu yapanlar 'ağaç sevdasıyla yaptıklarını' iddia ettiler, buna geleceğim. Her bir ağaç için biz emekler veririz, onun için yapılması gereken her şeyi yaparız. Biraz sonra, bu çağrıyı yapanlar, ayrıca bazı sorular soracağım ama AK Parti kadroları bu provokasyonlara karşı dimdik durdu, Erzurum'a geldi, Kayseri, Trabzon, Van bütün Türkiye'ye gitti ve bu komployu bozdu."

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasında öne çıkan bazı başlıklar şöyle:

"Bir de gençlik yıllarını hatırladı bir slogan sarf etti Bahçeli, 'Yufka yürekliler ile çetin yollar aşılmaz' diye. 70'li yılların bir sloganı bu. Sayın Bahçeli, yufka yürekliler ile çetin yollar aşılmaz ama katı yüreklilerle gönüller kazanılmaz. Gönlünü bu vatanın evlatlarının bir kısmına kapatmış olanlar, gönülleriyle kimseyi kazanamazlar. Bizim yüreğimizin ne anlama geldiğini gidin bir sabah vakti Kerkük'e indiğimizde kucaklaştığımız Türkmenlere sorun. Yüreğimizi, eğer cesaretimizi ölçecekseniz, gidin bunu bombalar altında kucaklaştığımız Gazzelilere sorun."

"(Bahçeli'nin Tunceli ziyareti) Biz de Tunceli'ye gittik. Ne yaptık? Halkımızla kucaklaştık, Sünni, Alevi ayrımı yapmadan, herkesi bağrımıza bastık. Hak Muhammed Ali diyerek cem evinde misafir edildik. Sonra, Tunceli AK Parti merkez ilçe kongresini yaptık, herkesle kucaklaştık. Peki Bahçeli ne yaptı? 'Ankara'da söylediklerimi söyleyeceğim' inadıyla geldi, Tunceli'de valiliğin önünde kendisiyle birlikte gelen kendi partililerine hitap etti. Şimdi, Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum, güzel bir başlangıç yaptınız, devam edin, Hakkari'de de bekliyoruz sizi, Van'da da bekliyoruz, Bitlis'te de, Bingöl'de de bekliyoruz. Vatanın her bir köşesinde bekliyoruz."

''Devlet Bahçeli'nin yanıldığı husus şu; o devleti koruyacağım diye devleti kullanarak, halka zulmeden tek parti dönemine sahip çıkıyor. Beni hayretler içinde bırakıyor. Nasıl tek parti dönemine sahip çıkabilir bir Milliyetçi Hareket Partisi lideri ve bunu milliyetçilik adına nasıl yapabilir?''

''Nasıl Kılıçdaroğlu, HDP'den, vaktinde BDP'den izin alarak Hakkari'ye gitmişti ama bir tek bayrak dalgalandıramamıştı, şimdi de Sayın Bahçeli CHP'den izin alarak Tunceli'ye gitti ama al bayrağı hakkıyla dalgalandıramadı. Biz ise ondan önceki hafta Tunceli'deydik. Al bayrağı da, AK Parti bayrağını da dalgalandırdık, dalgalandırmaya devam edeceğiz.''

"28 Şubat'ta üniversite kapısında bekleyen bu aziz kardeşlerimiz gibi başörtülü kızlarımıza zulüm edilmiştir. Bunu birileri devlet adına yaptı diye buna sessiz mi kalacağız Sayın Bahçeli. Siz sessiz kalabilirsiniz, siz başörtülü bir milletvekili Meclis'e girdi diye, dışarı dışarı diye tempo tutmalara sessiz kalabilirsiniz ama biz sessiz kalmadık, kalmayacağız. Başı örtülü, başı açık bütün vatandaşlarımıza eşit vatandaşlık hakkı verdik, vermeye devam edeceğiz. Bundan sonra eski Türkiye anlayışı bitmiştir. Eski Türkiye anlayışına sahip çıkanlar Sayın Bahçeli gibi tarihin çöplüğünde yerlerini alırlar ama milletin kalbinde yer edinemezler"

"Gezi olaylarında yayalaştırma dolayısıyla kesilen değil, yerinden alınıp başka yere dikilen ağaçlar için bütün dünyayı ayağa kaldırmaya çalışanlar, şimdi Yalova'da asırlık çınarları, 180 çınarı kesen Yalova Belediye Başkanı karşısında sessiz kaldılar. Kılıçdaroğlu'ndan bir ses duydunuz mu, Yalova'da ağaç kesen Belediye Başkanına karşı? Yok."

Davutoğlu, "'Tunceli'de yaptığım konuşma sonrasında bir muhalefet lideri, Sayın Bahçeli bizi ihanetle suçladı. İhanet sözünü Ankara'da ağızlara almak kolay. Dedik ki hadi gidin Tunceli'ye ve söylediklerinizi orada söyleyin. Sözümüzü dinledi, gitti. Bu güzel bir işaret. Demek ki Ankara dışına çıkmaya karar verdiler. Sözümüzü ve tavsiyemizi dinledikleri için teşekkür ediyorum ama ne yaptı? Gitti Tunceli'de valiliğin önünde konuştu. Bir tek Tunceliliyle kucaklaştı mı? 'Esnafı ziyaret edeceğim' dedi, edebildi mi? 'Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi? Peki bu nasıl vatanın birliğini ve beraberliğini savunmak?'' dedi.

Davutoğlu, AK Parti'ye zarar vermek için Gezi Parkı odaklı olayların ardından, 17 ve 25 Aralık komplolarının organize edildiğini belirterek, "Hem de bu sefer çok samimi vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin dini duygularını istismar ederek onların getirdikleri birikim üzerinde yükselen bir topluluk, ona her türlü imkanı sağlayan, Türkiye'de yasakları ve zulmü bitiren bir iktidara karşı birçok komplo faaliyeti içine girdi" ifadesini kullandı.

Haklarında bedduaların edildiğini, en ağır hakaretlerin yapıldığını, yurtiçinden ve yurtdışından yürütülen faaliyetlerle Türkiye'nin kuşatma altına alınmaya çalışıldığını vurgulayan Davutoğlu, 30 Mart seçimlerinde Türkiye'nin bir türbülansa girmesinin istendiğini ancak milletin basiretinin büyük olduğunu söyledi.

"Milletimizin derin irfanını teslim almak mümkün mü?" diyen Davutoğlu, 30 Mart'ta milletin gereken cevabı verdiğini kaydetti.

Davutoğlu, bu sefer de "çatı aday" kavramıyla bütün partilerin AK Parti karşısında birleştiğini belirterek, "Anlayamadıkları şu; Erzurum Kongresi'ni doğru dürüst okumadıkları, milli irade kavramını anlamadıkları için fark edemedikleri şu; bu millet çatıya bakmaz, temele bakar temele. Temeli iman mı, irfan mı, bilgelik mi ona bakar. Bizim temelimizde Aziziye, Mecidiye tabyaları var, Nene Hatun var, bizim temelimizde Erzurum Kongresi'nin yiğitleri var. Biz o temelden hareket ettik" değerlendirmesinde bulundu.

Erzurumlu'nun milli iradeye bir kez daha en güçlü şekilde sahip çıkmaya hazır olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Ayağa kalkın ey Erzurum... Kudüs, Mekke, Saraybosna, Semerkand, Kerkük, Halep için ayağa kalkın" dedi.

Salondakilerin "Türkiye seninle gurur duyuyor" sözlerine karşılık Davutoğlu, "Bugün bize aşk, şevk, mücadele azmi verdiniz. Allah sizden razı olsun" ifadesini kullandı.

"Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi?"

Davutoğlu, Türkiye'nin her yerinden milli irade sesi vermeye devam edeceklerini belirterek, Türkiye'nin her köşesine ziyaretlerde bulunduğunu hatırlattı.

Tunceli'de yaptığı konuşma sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini ihanetle suçladığına işaret ederek şöyle konuştu:

"İhanet sözünü Ankara'da ağızlara almak kolay. Dedik ki 'hadi gidin Tunceli'ye ve söylediklerinizi orada söyleyin'. Gitti, sözümüzü dinledi gitti. Bir kere bu güzel bir işaret. Demek ki Ankara dışına çıkmaya karar verdiler. Sözümüzü ve tavsiyemizi dinledikleri için teşekkür ediyorum ama ne yaptı, gitti Tunceli Valliği'nin önünde konuştu. Bir tek Tunceliliyle kucaklaştı mı? 'Esnafı ziyaret edeceğim' dedi, edebildi mi? 'Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi? Peki, bu nasıl vatanın birliğini ve beraberliğini savunmak? Bakınız biz AK Parti kadroları olarak Türkiye'nin her yerinde varız ve al bayrağı AK Parti bayrağıyla birlikte dalgalandırıyoruz. Biz de Tunceli'ye gittik. Türk-Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Kim yaparsa, kim yaparsa..."

"Şimdi Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dersimlilerin de milli istiklalin parçası olduklarına, vatan savunmasına katıldıklarına dikkati çekti. Tunceli ziyaretine de değinen Davutoğlu, Sunni, Alevi ayrımı yapmadan halkla kucaklaştıklarını anımsattı.

Devlet Bahçeli'nin ise "Ankara'da söylediklerini söyleyeceğim inadıyla geldiğini, Tunceli'de valiliğin önünde kendisiyle gelen MHP'lilere hitap ettiğini" kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum: Güzel bir başlangıç yaptınız, devam edin. Hakkari'de de, Van'da da, Bitlis'te de, Bingöl'de de bekliyoruz, vatanın her bir köşesinde bekliyoruz. Kongreler ve seçim vesilesiyle Erzurum Kongresi'nde söylendiği gibi 'milli sınırlar içinde vatan parçalanmaz bir bütündür' düsturuyla Türkiye'nin he yerine gideceğim ve her yerde bu soruyu soracağım. Sayın Bahçeli'ye 'gel' diyeceğim. Neden biliyor musunuz? Aslında bu kadar bu meselede üzerine gitmeyebilirdim ama Sayın Bahçeli'nin şunu öğrenmesi lazım; Ankara'da oturarak, gece gündüz bu dava için çalışan AK Parti kadrolarına kimse ihanet isnat edemez.

Gençlik yıllarını hatırladı, bir slogan sarf etti Bahçeli; 'Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz' diye. 1970'li yılların sloganı bu. Sayın Bahçeli, yufka yürekliler ile çetin yollar aşılmaz ama katı yüreklilerle gönüller kazanılmaz. Gönlünü bu vatanın evlatlarının bir kısmına kapatmış olanlar, gönülleriyle kimseyi kazanamazlar. Bizim yüreğimizin ne anlama geldiğini gidin bir sabah vakti Kerkük'e indiğimizde kucaklaştığımız Türkmenlere sorun. Eğer cesaretimizi ölçecekseniz gidin bunu bombalar altında kucaklaştığımız Gazzelilere sorun. İsrail uçakları bombalarken suikast istihbaratlarına rağmen Gazze'ye giden biziz. Birçok suikast ihbarına rağmen bir sabah Kerkük'e gidip Türkmenlerle kucaklaşan biziz, Erbil'e gidip Kürtlerle Araplarla Türkmenlerle kucaklaşan biziz. Myanmar'a gidip 1. Dünya Savaşı'nda şehit düşen ecdadın huzurunda divana duran ve orada Arakanlı kardeşlerimize sahip çıkan biziz."

"Devlet el öptürmez. Devlet diz çöktürmez"


Davutoğlu, Bahçeli'nin "devlet el öpmez" dediğini hatırlatarak, "İşte onun kafasındaki devlet anlayışı bu. Biz ise şunu diyoruz; devlet el öptürmez. Devlet diz çöktürmez. Devlet milletin huzurunda gerekirse diz çöker, ders alır ama millete diz çöktürmez" diye konuştu.

Devlet Bahçeli'ye seslenen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herhalde devlet diye kendisini kastediyor çünkü nasıl sıra sıra vatandaşlara el öptürdüğünü biliyoruz ama ben buradan değerli AK Parti kadroları, AK Parti Genel Başkanı olarak talimat mahiyetinde söylüyorum ve bütün devlet erkanına ve bütün bürokrasiye de Başbakan olarak talimat olarak söylüyorum; hiçbir AK Parti neferi ve hiçbir devlet memuru vatandaşa el öptürmeyecek ama gerekirse Tunceli'de olduğu gibi 80 yaşındaki bir Alevi dedenin, bugün de yolda beni karşılayan hacı baba, o da 90 yaşında, kalabalığın arasından gelerek beni kucaklayan ve gözyaşlarıyla dua eden o hacı dedenin, hacı babanın elini ben öperim, onurla öperim, devlet olarak öperim. İşte aramızdaki zihniyet farkı bu. O devlet diye zihninde bir şey tasavvur ediyor. Nasıl bir şey tasavvur ediyor biliyor musunuz? Yukarıda hakim olan, talimat veren, ferman veren ve Ankara'da oturup Türkiye'ye çeki düzen vermeye çalışan bir devlet anlayışı. İşte Erzurum Kongresi'yle yıkılan anlayış budur. Bu kongrelerle ve AK Parti anlayışıyla yıkılan anlayış budur. Artık millet amirdir, devlet memurdur."
Kaynak: AA