'Batılı Feminist Yaklaşımların Uygulamaya Konulması İsteniyor'

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, erkekte "kılıç çekme" duygusu uyandıran yaklaşımlardan uzak durulması gerektiğini belirterek, "Ancak Batılı feminist yaklaşımların ülkemizde de uygulamaya konulması isteniyor" dedi.

Tarhan, 25 Kasım "Dünya Kadına Karşı Şiddeti Önleme Günü" dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, ülkede son dönemlerde artış gösteren kadına yönelik şiddeti bitirecek uygulamaların olduğunu anlattı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) girme sürecinde, kadının özgürleşme hareketinin çok hızlı bir şekilde geliştiğini belirten Tarhan, "Öyle ki, erkek alt kültürü kadının bu gelişimine hazır değildi. Kadının bu hızlı özgürleşme talebine karşı erkekte yanlış anlama ve algılamalar ortaya çıktı" ifadelerini kullandı.
Kadının özgürleşme hareketinin kadın-erkek savaşına dönüştürülmemesi gerektiğini vurgulayan Tarhan, şunları kaydetti:
"Erkekte 'kılıç çekme' duygusu uyandıran yaklaşımlardan uzak durulmalı ancak Batılı feminist yaklaşımların ülkemizde de uygulamaya konulması isteniyor. Kadınlara öğretilmek istenen 'Eşin sana bağırıyorsa sen de ona bağır, bir şey atıyorsa sen de at' gibi yaklaşımlar, şiddeti daha da artıracağı gibi öfke kontrolünü de zorlaştırır. Öfkeyle baş etme konusunda ailede öfke yönetimi eğitimleri verilmeli. Üniversitelerde 'Şiddeti Araştırma Merkezleri veya Enstitüleri' kurulmalı. Sürekli Eğitim Merkezleri'nde bu alanda sonuç alıcı eğitimler yapılmalı. Gelişmiş ülkelerde özellikle de ABD'de 'Kadın Sığınma ve Çocuk Rehabilitasyon Merkezleri'nin Psikiyatri Merkezleri'ne yakın olduğu gözlemlenir. Çünkü kriz anında hemen müdahale edebilmek çok önemlidir."
- "Şiddet mağdurlarının oluşturacağı dernekler teşvik edilmeli"
Tarhan, sorun çözme konusunda şiddetin aracı olarak kullanılmasının gelişmişlik seviyesiyle ilgili olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Geçmişinde şiddet öyküsü olan ve bu yüzden mahkemeye giden kişiler, risk grubundadır. Bu kişilere 'öfke kontrolü eğitimi' vermek gerekli. Mahkemeler de bu noktada 'öfke kontrolü eğitimi' alınmadığında belirli bir oranda hapis cezası verilmesi gibi yasal önlemler almalı. Ancak bu eğitimi alması halinde kişinin evine girmesine izin verilmesi de şiddetin azaltılmasında fayda sağlayacaktır."
Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesi olarak İstanbul Valiliği ile "Haydi Tut Elimi" ve "Mutlu Yuva Mutlu Yaşam" dernekleri olarak çeşitli çalışmalar yürüttüklerini bildiren Tarhan, mahkeme kararıyla kurumlarda koruma altına alınan çocukların bakımını üstlendiklerini, onların tedavilerine katkı sağlandığı gibi yasalara uygun, denetlenebilir, gönüllü annelik şeklinde de çocuklara bakım ve hizmet verdiklerini anlattı.
Aile içinde şiddet gören, travma yaşayan ve kuruma terk edilen çocukların şiddet potansiyeli risk grubunda yer aldığını belirten Tarhan, şu ifadeleri kullandı:
"Bunların bakımını üstlenen sosyal sorumluluk projelerini devletin fiili ve mali olarak desteklemesi gereklidir. Rehabilitasyon merkezlerinin açılması desteklenmeli ve her bakımdan teşvik edilmelidir. Gönüllüler ve özel sektör devletin yükünü ancak bu şekilde azaltabilecektir. Şiddet mağdurlarının oluşturacağı dernekler teşvik edilmelidir. Şiddet kurbanlarının tedavisinin yanı sıra toplumda farkındalık oluşturmak için çalışmalar yapılmalıdır. Toplumun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi birden bire ortaya çıkmayan şiddetin önlenmesinde fayda sağlar. Medyanın koruyucu ruh sağlığı programları yapması gereklidir. Bu konuda teşvik edilmesi, kurumlara kolaylıklar gösterilmesi, yararlı olacaktır. Kamu teşviklerinin sağlanması, bu programları artıracaktır. Toplumun bilgilendirilmesi açısından bu çalışmalar önemlidir."
Kaynak: AA