Yatağında Ölümü Bekleyecekti, Sağlığına Kavuştu

Konya’da akciğerlere kirli kanı veren ana damarındaki balonlaşma nedeniyle sürekli kan kusan 64 yaşındaki kadın, altı hastane gezildikten sonra götürüldüğü özel bir hastanede Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen yüksek riskli ameliyatın ardından sağlığına kavuştu.

Yatağında Ölümü Bekleyecekti, Sağlığına Kavuştu
"Dikiş tutmaz damar" denilen atar damarı özel yöntemle dikilen Fatma Demir'in ameliyattan sonra kolon kanseri olan eşini kaybettiği öğrenildi.
Kan tükürme şikayetiyle götürüldüğü altı hastanede iddiaya göre herhangi bir netice alınamayan Fatma Demir (64), son olarak yakınları tarafından Özel Medicana Konya Hastanesi’ne götürüldü. 7 yıl önce kalp ameliyatı olan ve kalp kapağında ciddi oranda genişleme ve yetmezlik bulunan Fatma Demir'in, yapılan muayenesinde akciğere kirli kanı veren ana damarında çok ciddi bir balonlaşmanın olduğu tespit edildi. Bunun üzerine Fatma Demir, Medicana Hastanesi Başhakemi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. C. Deniz Yorgancılar ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Özgür Mart’tan oluşan ekip tarafından ameliyata alındı. Yaklaşık 3,5 saat süren ameliyatın ardından Fatma Demir'in "Dikiş tutmaz damar" olarak tabir edilen balonlaşmış damarı dünyada sayılı, Türkiye’de ise ilk kez gerçekleştirilen ameliyatta özel dikiş tekniğiyle dikildi. Ameliyatın ardından kalbindeki sorunları onarılan Fatma Demir sağlığına kavuşurken, bir kaç gün içerisinde de geçici olarak tutulduğu solunum cihazından çıkarılacağı kaydedildi. Fatma Demir'i ziyaret eden çocukları ise, annelerinin sağlığına kavuştuğu gün kolon kanseri olan babalarını kaybettiklerini sevinç ile hüznü bir arada yaşadıklarını ifade etti.

"TIPTA ÇOK NADİR GÖRÜLEN RAHATSIZLIK"
Ameliyatı gerçekleştiren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Özgür Mart, Fatma Demir’in kendilerine ısrarla hayati tehdit eden kan tükürme şikayetiyle çeşitli hastaneleri gezmiş olarak geldiğini söyleyerek, “Tıpta çok nadir görülün bir rahatsızlığa maruz kaldığını öğrendik. Kalpten çıkan iki tane ana damar var. Birisi rutin ameliyatının yapılabildiği aorttur, diğer ana damar ise akciğere kirli kanı veren pulmoner arter de çok ciddi bir balonlaşma olduğunu tespit ettik. Bunun üzerine yüksek riskli de olsa hastamızı ameliyata almayı düşündük. Çünkü 7 sene önce hastamız bir kalp ameliyatı daha olmuş. Buna bağlı olarak o bölgenin çok yapışık olduğu malumdu. Aynı zamanda bir kapağında ciddi oranda genişleme ve yetmezlik mevcuttu. Ekibimiz 3,5 saatlik başarılı bir operasyonla hastamızın ameliyatını gerçekleştirdi. Hastamız şuan solunum cihazından ayrılmak üzere dediğimiz swap modundadır. Kendi nefes almasına sadece 3 ya da 4 nefes kalmış durumda” dedi.

“AMELİYAT TÜRKİYE’DE BİR İLKTİR”
Ameliyatın hemen ardından özel bir teknikle akciğerdeki basıncı ölçtüklerini de aktaran Op. Dr. Mart, “Çünkü o balonlaşma o akciğerlere inanılmaz basınç yükü veriyordu. Bu değerlerin 56’dan 26’ya yani normal insan seviyesine düştüğünü gördük. Yaptığımız ameliyat Türkiye’de bir ilktir. Bunu burada yapmaktan hastanemiz adına da kendi adımıza da mutluyuz. Ama en güzel mutluluk hastamızın ve yakınlarının çeşitli hastaneleri gezip artık yapacak bir şey yok denmiş olan bir hastayı, bu şekilde hem sevenlerine hem de ekranlar vasıtasıyla eşine dostuna gösterilebilmenin haklı gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.

Yapılan araştırmalarda bu ameliyatın Türkiye’de yapılmadığını gördüklerini vurgulayan Op. Dr. Martı, “Çünkü balonlaşan damarın özelliği dikiş tutmaz denilen damar olmasıdır. Ama kullandığımız değişik dikiş teknikleriyle hiçbir sorun yaşamadan hastamızı bugüne getirmiş buluyoruz" diye konuştu.

"HASTA YA YATAĞINDA ÖLECEK YA DA ELİNİZDEN GELENİ YAPACAKSINIZ"
Formunu kaybetmiş damarın artık içinde pıhtı biriktirdiğini ve yoğun bir şekilde akciğere pıhtı attığını aktaran Op. Dr. Mart, "Bunun da ani ölüm riski çok çok yüksektir. Öldürmese bile hasta her gün kan kusar kan öksürür. Zaten hasta yakını da hastasını çeşitli hastanelere bu sebeple götürmüş. Yapacak başka bir şey yok. Bu hastayı ya bırakacaksınız yatağında kendi başına ölecek, bunun adına ecel diyeceksiniz. Ya da elinizden geleni yapacaksanız hastayı kurtarmaya çalışacaksınız. İşte o kararı vermek zor, biz de o kararı doğru verdik ve doğru uyguladık. Sonuçta ortada” ifadelerini kullandı.

Medicana Hastanesi Başhekimi Göğüs Cerrahisi Op. Dr. C. Deniz Yorgancılar ise, “Çok zor bir vaka. Dünya’da sayılı Türkiye’de bir ilk. Halklı gururunu yaşıyoruz. Hastanemiz ve ekibimiz olarak Konya halkına hizmet için buradayız” dedi.

SAĞLIĞINA KAVUŞTUĞU GÜN EŞİNİ KAYBETTİ
Fatma Demir’in oğlu Bayram Demir (37), annesinin ameliyattan sonraki halinde yüzde yüzlük bir farklılık olduğunu belirterek, “Bir de biz buraya gelmeden önce altı tane hastaneden çevrildik diyebilirim. Hastanelerde net bir bilgi vermediler. Yoğun bakımdan bile taburcu olduk. Özgür hocam durumu bize net bir şekilde anlattı. Ameliyatın riskli olduğunu söyledi.

Bizi cesaretlendirdi” dedi.

Annesinin ameliyattan çıktıktan sonra kolon kanseri olan babaları İbrahim Demir’in (74) hayatını kaybettiğini aktaran Bayram Demir, “Annem 11 de ameliyata girdi 4,5’ta çıktı. Babamı da saat 9 gibi kaybettik. Bir yandan sevinç yaşarken bir yandan da üzüntü yaşadık” şeklinde konuştu.

Fatma Demir’in kızı Havva Esen (33) de, annesinin ameliyattan çıkmış olmasına rağmen geldiğinden daha iyi durumda olduğunu kaydederek, “Annem geldiğinde hayati fonksiyonları neredeyse bitmiş şekildeydi. Hocam sağ olsun yardımcı oldu, yüreklendirdi bizi. Şimdi daha iyi daha mutluyuz. İnşallah daha iyi olacak her şey” diye konuştu.

Kaynak: İHA