Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, Diyarbakır'da

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "1920-1930'larda gelişmişlik açısından Türkiye'nin ilk beş şehri arasında yer alan Diyarbakır, son yıllarda sadece kan, gözyaşı, terör, şiddet ve kara bulutlarla anılan bir şehir oluyor" dedi.

Eker, İstanbul Sanayi Odası ile Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasının ortak meclis toplantısının açılışında yaptığı konuşmada davetlileri, Türkçe ve Kürtçe selamladı.

Diyarbakır'ın tarihteki ekonomik önemine değinen ve son 1 yılda kentte çok sayıda heyeti ağırladıklarını dile getiren Eker, "Valilikten bu konu ile ilgili bilgi istedim. Geçen sene 550 heyet gelmiş Diyarbakır'a. Neredeyse her gün iki heyet gelmiş. Bu yıl 8 ayda yaklaşık 270 heyet gelmiş, yıl sonuna kadar bu yine 500'ü geçer. Diyarbakır'a bu ilginin artmasını anlamlı buluyorum" diye konuştu.

Diyarbakır'ın ruhunda barış olduğunu dile getiren Mehdi Eker, bölgedeki barış ortamının bin sene hiç bozulmadığına değindi. Son 70-80 yıl içerisinde barışın şifrelerinin unutulduğunu, notlarının kaybedildiğini aktaran Eker, şunları kaydetti:

"Yara büyüyor, içeride kapalı sızı veriyor ama dışarıdan çok fazla görünmüyor.1985'ten itibaren bu yara açık ve kanamalı bir hale geliyor. Akan kan Türkiye'nin kanı, kaybedilen güç 75 milyonun. Sönen ocaklar 75 milyonun. Anneler, babalar, eşler ağlıyor. Bu yara açık ve kanamalı bir hal aldığı sürece Türkiye'nin tamamı bundan zarar görüyor ama bu şehir bütün Türkiye'den fazla zarar görüyor. Şehrin sosyo ekonomik sosyo kültürel parametleri kötüye gidiyor. 1920-1930'larda gelişmişlik açısından Türkiye'nin ilk beş şehri arasında yer alan Diyarbakır, son yıllarda sadece kan, gözyaşı, terör, şiddet ve kara bulutlarla anılan bir şehir oluyor. Gazeteler, gazeteciler televizyoncular bile bundan başka haber veremez hale geliyor. Bütün hafızalarını neredeyse kaybediyorlar."

-Çözüm süreci

Eker, 2005 yılının haziran ayından bu yana hükümetin üyesi olduğunu ve kentin geçmişini çok iyi bildiğini söyledi.

2005 yılından itibaren Kürt meselesinin tanımı ve çözümü ile ilgili yeni bir döneme girildiğini vurgulayan Mehdi Eker, "Türkiye'de Kürt meselesini çözerken, bir Türk sorunun da yaratılmaması gerekiyordu. Buna da dikkat etmemiz gerekiyordu. 75 milyonun tamamını bir ve beraber görecek, onu birlikte kucaklayacak anlayışla davranmamız gerekiyordu. Bütün hareketlerimizi ona göre yapmamız lazım. O nedenle demokratikleşme ve sivilleşme yoluyla Kürt meselesini çözmek ve vatandaşla gönüllü birliktelik, aidiyet duygusunu güçlendirmemiz gerekiyordu ve biz bunu yapıyoruz" diye konuştu.

-Demokratikleşme paketi

Bakan Eker, şimdi yeni bir adımın arifesinde olduklarını ve demokratikleşme sürecinin devam ettiğini anlattı.

Türkiye olarak, tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar son 1 yıl içerisinde çözüme ve barışa yakın olduklarını kaydeden Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Buna inatla, inançla, kararlılıkla, umutla ve sabırla da sarılıyoruz. Devam edeceğiz, çünkü Türkiye'nin buna ihtiyacı var, bu bölgenin daha çok ihtiyacı var. Vatandaşın meşru demokratik talepleri dikkate alınıyor ve uygun zamanda yerine getiriliyor. Önümüzdeki hafta Başbakanımız, yeni demokratikleşme paketinin ayrıntılarını anlatacak. Bu, Türkiye'yi sivilleştirecek, demokratikleştirecek ve toplumun en geniş manada büyük bir kesiminin beklentilerini karşılayacak yeni paket olacak. Bu bölge 30 yıldır hasret kaldığı, arzu ettiği ama ulaşamadığı barış ortamını, lezzeti, huzuru tattı. Şimdi kim çözüm sürecini bir şekilde engelleyecek tavır içerisine girerse, inanın bu millet onu affetmeyecek. Kim olursa olsun. Bunu zora sokacak, bunu engelleyecek herhangi adım ve teşebbüsü de bu millet afetmez. Çünkü bu herkese zarar veriyor. Çatışma oluyor kepenk kapatıyor, bazen zorla kapatıyor. Bir zaman polis zorla kapattırıyordu onu da hatırlıyoruz. Sonra örgüt yapıyordu. Vatandaş bunu biliyor."

Kaynak: AA