Tıbbi Sülük Üretimi İçin Temeller Atıldı
ISPARTA - MURAT YOLCU - Yaşadıkları ortamların tahrip edilmesi, beslendikleri yaban hayvanlarının azalışı nedeni ile nesli tükenme tehlikesi yaşayan tıbbi sülük yetiştiriciliğinin temel ilkelerinin belirlenmesi amacıyla başlatılan çalışmada ilk kokonlar elde edildi.
Eğirdir ilçesindeki Su Ürünleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü'nde görevli su ürünleri yüksek mühendisi Mustafa Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada tatlı su sülüklerinin dünyada yaklaşık 700 türle temsil edilen bir su canlısı gurubu olduğunu söyledi.
Bu grubun bir üyesi olan tıbbi sülüklerin, insanın dolaşım sistemine enjekte ettiği enzimlerin vücutta onarıcı ve uyarıcı etkide bulunduğunu ifade eden Ceylan, tıbbi sülüklerin plastik cerrahi, kardiyoloji, nöroloji, ortopedi gibi alanlarda destekleyici tedavi aracı olarak kullanıldığını vurguladı.
Türkiye'nin dünyadaki tıbbi sülük ihtiyacının yaklaşık üçte ikisini karşılayacak büyüklükte bir sülük varlığına sahip olduğuna dikkati çeken Ceylan, buna rağmen kilogramı ortalama bin dolara ihraç edilen sülüklerin varlığının, yaşadıkları ortamların tahrip edilmesi, beslendikleri yaban hayvanlarının azalışı nedeni ile tehlike altına girdiğini kaydetti.
Bu azalmanın önüne geçmek amacıyla ülkemizde tıbbi sülük yetiştiriciliğine acilen geçilmesi gerektiğini vurgulayan Ceylan, şöyle konuştu:
"Doğadaki sülük stokları gittikçe azalıyor. Bu nedenle de sülük stoklarının rahatlatılması anlamında sülük yetiştiriciliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu noktada, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na başvurup sülük yetiştiriciliği yapmak isteyenlere yönelik temel ilkelerin belirlenmesi amacını güden çalışmalarımız devam etmektedir. Kurumumuz nezdinde yürütülen çalışmalar ile sülük yetiştiriciliği yapmak isteyen müteşebbislere kılavuzluk yapılacak. Bunu göz önüne alarak Su Ürünleri İstasyonu Müdürlüğü'nde tıbbı sülüklerin yaşam ortamlarının belirlenmesi, beslenme materyallerinin çeşitlendirilmesi, üremelerinin hangi ortamda maksimum seviyede gerçekleştrileceğinin tespitine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalarımız neticesinde laboratuvar ortamında sülüklerin, kokon adı verilen üreme materyellerini elde ettik. Çalışmaların devamında yavru sülüklerin, kokonlardan çıkışını gözlemleyeceğiz."
Bu çalışma ile tıbbi sülük yetiştiriciliğin bilimsel veriler ışığında gerçekleştirileceğini anlatan Ceylan şunları kaydetti:
"Sülüklerin hijyenik şartlarda yetiştirilmeleri oldukça önem arz etmektedir. Çünkü yetiştiricilikten çıkan sülükler, çeşitli sağlık kuruluşlarında hastalara tatbik ediliyor. Bu noktada mikrobiyal buluşma riski de söz konusu olduğundan üretim modeli, bilimsel anlamda hijyenik modellere uygun bir standarda oturması gerekiyor. Çalışmamız bu anlamda önem kazanıyor. Çalışma ile ayrıca yetiştiricilik adı altında doğadaki sülüğün, bilinçsiz bir şekilde toplanmasının öne geçilerek tıbbi sülük yetiştiriciliğin belli bir standartta kavuşmasını hedefliyoruz. Çalışmalarımız, sülük yetiştiriciliği yapanlara klavuzluk etmiş olacak."
-"Tıbbı sülük üretim sürecini 12 aya yaymak istiyoruz"
Doğadaki tıbbi sülüklerin üremesinin biyolojileri gereği belli bir zaman kısıtlaması içerisinde gerçekleştiğini belirten Ceylan, "Sülüklerin üreme süreci çeşitli şartlara bağlı olarak belli periyot halinde gerçekleşmektedir. Ancak bu tıbbi sülüklerin yoğun olarak avlanmalarının önüne geçmek için doğadaki 3 veya 4 aylık bir üretim modelini çalışmalarımız neticesinde 12 aylık bir üretim sürecine yaymak istiyoruz" dedi.
Kaynak: AA
Bu grubun bir üyesi olan tıbbi sülüklerin, insanın dolaşım sistemine enjekte ettiği enzimlerin vücutta onarıcı ve uyarıcı etkide bulunduğunu ifade eden Ceylan, tıbbi sülüklerin plastik cerrahi, kardiyoloji, nöroloji, ortopedi gibi alanlarda destekleyici tedavi aracı olarak kullanıldığını vurguladı.
Türkiye'nin dünyadaki tıbbi sülük ihtiyacının yaklaşık üçte ikisini karşılayacak büyüklükte bir sülük varlığına sahip olduğuna dikkati çeken Ceylan, buna rağmen kilogramı ortalama bin dolara ihraç edilen sülüklerin varlığının, yaşadıkları ortamların tahrip edilmesi, beslendikleri yaban hayvanlarının azalışı nedeni ile tehlike altına girdiğini kaydetti.
Bu azalmanın önüne geçmek amacıyla ülkemizde tıbbi sülük yetiştiriciliğine acilen geçilmesi gerektiğini vurgulayan Ceylan, şöyle konuştu:
"Doğadaki sülük stokları gittikçe azalıyor. Bu nedenle de sülük stoklarının rahatlatılması anlamında sülük yetiştiriciliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu noktada, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na başvurup sülük yetiştiriciliği yapmak isteyenlere yönelik temel ilkelerin belirlenmesi amacını güden çalışmalarımız devam etmektedir. Kurumumuz nezdinde yürütülen çalışmalar ile sülük yetiştiriciliği yapmak isteyen müteşebbislere kılavuzluk yapılacak. Bunu göz önüne alarak Su Ürünleri İstasyonu Müdürlüğü'nde tıbbı sülüklerin yaşam ortamlarının belirlenmesi, beslenme materyallerinin çeşitlendirilmesi, üremelerinin hangi ortamda maksimum seviyede gerçekleştrileceğinin tespitine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalarımız neticesinde laboratuvar ortamında sülüklerin, kokon adı verilen üreme materyellerini elde ettik. Çalışmaların devamında yavru sülüklerin, kokonlardan çıkışını gözlemleyeceğiz."
Bu çalışma ile tıbbi sülük yetiştiriciliğin bilimsel veriler ışığında gerçekleştirileceğini anlatan Ceylan şunları kaydetti:
"Sülüklerin hijyenik şartlarda yetiştirilmeleri oldukça önem arz etmektedir. Çünkü yetiştiricilikten çıkan sülükler, çeşitli sağlık kuruluşlarında hastalara tatbik ediliyor. Bu noktada mikrobiyal buluşma riski de söz konusu olduğundan üretim modeli, bilimsel anlamda hijyenik modellere uygun bir standarda oturması gerekiyor. Çalışmamız bu anlamda önem kazanıyor. Çalışma ile ayrıca yetiştiricilik adı altında doğadaki sülüğün, bilinçsiz bir şekilde toplanmasının öne geçilerek tıbbi sülük yetiştiriciliğin belli bir standartta kavuşmasını hedefliyoruz. Çalışmalarımız, sülük yetiştiriciliği yapanlara klavuzluk etmiş olacak."
-"Tıbbı sülük üretim sürecini 12 aya yaymak istiyoruz"
Doğadaki tıbbi sülüklerin üremesinin biyolojileri gereği belli bir zaman kısıtlaması içerisinde gerçekleştiğini belirten Ceylan, "Sülüklerin üreme süreci çeşitli şartlara bağlı olarak belli periyot halinde gerçekleşmektedir. Ancak bu tıbbi sülüklerin yoğun olarak avlanmalarının önüne geçmek için doğadaki 3 veya 4 aylık bir üretim modelini çalışmalarımız neticesinde 12 aylık bir üretim sürecine yaymak istiyoruz" dedi.