Sadece Bir Öğrencinin Tercihi Oldu

Süleyman Demirel Üniversitesi’nin (SDÜ) dört yıllık lisans eğitimi veren Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi, 2013 yerleştirme sonuçlarında yine istenileni veremedi.

ÖSYM’nin merkezi yerleştirme ile öğrenci alan lisans programları tablosuna göre, 26 kontenjanın ayrıldığı MF-2 puanına göre öğrenci alan bölümü sadece bir aday tercih etti.

ON AYLIK KARŞILIKSIZ BURS
1984'den bu yana öğretime devam eden bölüm son yıllarda tercih edilmemesiyle gündeme gelmiş, bölümün ilk iki yıllık süreçte öğretiminin merkez kampüste yapılması kararlaştırılmıştı. Geçen aylarda bölümün tercih edilirliğini artırmak için burs kampanyası düzenlendi.

Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Osman Çetinkaya, fakülteyi tercih eden tüm öğrencilere 10 ay boyunca 200 lira burs sağlanacağını açıklamıştı. Kendilerinin heyecanlı öğrencileri sektöre kazandırmak istediklerini ifade eden Prof.Dr. Çetinkaya, şöyle konuştu: "Kampanya ile ekonomik gücü olmayan öğrencilerimize maddi destek sağlamayı düşünüyoruz. Burs, tamamen karşılıksızdır. Maddi gücü olmayan öğrencilerimize can suyu sağlıyoruz. Su ürünleri sektörü Türkiye'nin en hızlı büyüyen tarım sektörüdür. Sektörün de bu öğrencilere ihtiyacı var."

EN KÖTÜ POLİTİKA, POLİTİKASIZLIKTAN İYİ
Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Eski Müdürü Sedat Karakoyun’a göre, burs verip öğrenciyi üniversiteye çekmek talihsiz bir durum. Konu ile ilgili açıklamada bulunan Karakoyun, şunları söyledi: "Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın politika üretememesinin de Su Ürünleri Mühendisliğinin tercih edilmemesinde önemli bir etken. Türkiye bugün su ürünleri yetişmesine imkan tanıyan alanları bakımından tarım alanlarına neredeyse yakın orman alanlarından daha fazla alana sahip, Türkiye’de denize sınırı olan 27 il var. Yani Türkiye’de her üç şehirden birinin denize kıyısı var. Bu potansiyele rağmen kaldı ki iç su kaynakları bakımından zengin bir ülkeyiz. İki milyon hektara yaklaşan göl ve baraj gölleriyle önemli bir potansiyele sahiptir. Peki bu duruma nasıl gelindi? Bunun birkaç bileşeni var. Bunlardan biri 35 yıldır hizmet verdiğim Tarım Bakanlığı’nın politikasızlığıdır. Oysa en kötü politika politikasızlıktan iyidir. Tarım Bakanlığı Su ürünleri ile ilgili iş ve işlemleri ziraat mühendisleri ve veteriner hekimlere yaptırmaktadır. Dolayısıyla ziraat mühendisi ve veteriner hekimlere göre Tarım Bakanlığı’na her yıl yok denecek sayıda su ürünleri mühendisi alınıyor."
Eğirdir Su Ürünleri Mühendisliği Dekanının burs açıklamasını talihsizlik olarak nitelendiren Karakoyun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle bir şey yok. Siz promosyonla üniversiteye öğrenci çekemezsiniz. Bu çok yanlış bir politika. Bunun sınırı yok. Bir başka fakülte çıkacak 500 lira vereceğim derse ne olacak. Kaldı ki verilen para önemli bir miktar değil. Yani 10 ay üzerinden 4 yılda 8 bin liraya tekabül eden bir para. Öğrenci o parayı mezun olduktan sonra iki ay içinde kazanma derdinde. Kendine özgüveni olan 'Ben mezun olduğumda kendi çiftliğimi kurabileyim ','Kendi ürünümü pazarlayayım ',hatta 'Holding olayım' diyen bir öğrenci yetiştirilemiyor ne yazık ki. YÖK’ün bu fakültelerle ilgili sayıyı mutlaka sınırlaması lazım. Göller bölgesinde siz bu işten vazgeçemezsiniz. Eğridir Göller Bölgesi’nin tam merkezindedir. Bir Göller Bölgesi de GAP’la oluşmuştur. Başta Atatürk Barajı ve etraftaki baraj gölleriyle. Dolayısıyla bu promosyonla olacak iş değildir."

BUNUNLA ÖĞRENCİYİ ÇEKEMEZSİNİZ
Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün bir proje üzerinde çalıştığını ifade eden Karakoyun, şunları söyledi: "İç sularımızda balık yetiştiriciliğini araştırdık. Araştırmadan elde edilen iddialı sonuçların Türkiye’de uygulamaya geçmesiyle birlikte bugün barajlarımızda sadece 60 bin ton alabalık yetişmektedir. Biz 100 bin ton üzerinde alabalık üretimiyle AB ülkeleri arasında birinci sıraya yerleştik. Demek ki potansiyeli harekete geçirmek, yeni türler yeni yetiştiricilik modelleriyle Türkiye’yi tanıştırmak lazım. Yapılan araştırmaların ülkeye uyumlu olması lazım. Uygulama alanı büyük olması lazım. Ekonomiye de doğrudan yansıması lazım. Araştırma önceliklerin de bunlara göz önünde bulundurulursa Türkiye bu potansiyeli çok çabuk harekete geçirir ve istihdamı rahat sağlar. Su ürünleri de öğrenci sıkıntısı çekmez. Öyle ‘Sana 200 lira vereceğim, gel burada oku’. Bunlar kötü şeyler aslında. Bununla öğrenciyi çekemezsiniz. Talihsiz bir açıklamadır. Belki de tercih edilmemesinin sebebi budur."
Kaynak: İHA