Yaylada Köylülerin Ramazan Mesaisi

AĞRI - FATMA GÜVEN - Her yıl yaz aylarında Ağrı'nın Sinek Yaylası'nda konaklayan yaylacılar, yılın en sıcak dönemine denk gelen ramazan ayını zor koşullarda geçiriyor.

Hayvanlarından daha iyi verim alabilmek için yılın 7 ayını yaylada geçiren köyüler, yaptıkları süt, peynir, yoğurt ve tereyağlarını kentte satarak geçimlerini sağlıyor.

Çocukluğundan beri yaylaya çıktığını belirten ve Türkçe bilmeyen Keje Koçyiğit,AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl yaz aylarında yaylaya çıktıklarını ancak bu yıl yayla dönemlerinin ramazan ayına denk gelmesiyle çalışma şartlarının zorlaştığını söyledi.

Eşi ve 5 çocuğuyla yaylaya geldiğini ifade eden Koçyiğit, "Her yıl bahar aylarında buraya gelip yılın 7 ayını burada geçiriyoruz. Hayvanlarımızı bu yaylanın verimli arazilerinde otlatarak geçim kaynağımız olan yağ, süt, peynir gibi ürünleri elde ediyoruz" dedi.

Her gün saat 05.00'te uyanıp koyunları otlatmaya gönderdikten sonra yaylanın diğer işlerini yapmak için işe koyulduklarını anlatan Koçyiğit, ramazan ayında yaylada yaşamanın zorluğuna rağmen ailecek oruç tutuklarını dile getirdi.

Yaylada, 70 yıl önce taşlardan yapılmış bir barakada yaşadıklarını belirten Koçyiğit, şöyle devam etti:

"Biz de 40 yıldır buraya gelip yaylacılık yapıyoruz. Buradaki yaylamızda bizimle 7 aile var. Bazıları çadırlarda kalıyor bazıları da bizim gibi taştan yapılmış barakalarda... Bizim 150 koyun ve keçimiz var. Her sabah saat 05.00'te uyanıyoruz iftar vaktine kadar güneşin altında yayla işlerimizi yapıyoruz. Koyun sağıyoruz, süt ısıtıyoruz, tandır yakıp ekmek pişiriyoruz, peynir ve yoğurt mayalıyoruz. Ramazandan önce uyanır uyanmaz etraftan topladığım çalı çırpıyla ateş yakıp çay kaynatıyordum ama artık ramazan ayında olduğumuz için kalkar kalmaz ilk işimiz koyunları otlatmaya göndermek. Öğleye doğru süt kovalarımı alıp koyunların otlandığı yere gidiyorum, süt sağıyorum. Akşama doğru koyunlar gelince tekrar sağıyorum. İftarda genellikle ayran aşı, yoğurt çorbası ve et yemeği yapıyoruz burada. İftarımızı bazen dışarıda ay ışığında bazen de barakada elektriğimiz olmadığı için mum ışığında açıyoruz."

-"Zor koşullarda da olsa ramazan orucumuzu tutuyoruz"

Ailesiyle yaylada kalan Hanife Koçyiğit de Ramazan'da yayla hayatının çok zor geçtiğini ifade ederek, "Biz burada yıllardır yaylacılık yapıyoruz. Bu bizim kültürümüz her şeye rağmen biz mutluyuz. Bu yıl ramazan ayını burada geçireceğiz. Ramazanın ilk günleri her yerde olduğu gibi burada da zor geçiyor. Açlıktan çok susuzluk bizi çok etkiliyor. Çünkü gün boyunca bütün işlerimizi güneşin altında yapmak zorundayız. Babam sabah namazından sonra tarlaya ot biçmeye gidiyor ben, annem ve diğer kardeşlerim de buradaki işleri yapıyoruz. Yayla hayatı normalde de zordur bir de ramazana denk gelmesi bu zorluğu iki katına çıkardı ama biz şikayetçi değiliz, zor koşullarda da olsa orucumuzu tutuyoruz" şeklinde konuştu.

Koçyiğit, her sabah sağdıkları sütü önce makineden geçirdiklerini daha sonra da kaynatıp mayaladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Burada ürettiğimiz peynir, lor, çökelek ve yağı sonbaharda pazara götürüp satıyoruz. Bazen de buraya eşya getiren çerçilere verip kendimize çeyizlik eşya alıyoruz. Yılın 7 ayı sürekli buradayız. Burada televizyon, radyo gibi oyalanacak bir şey yok.

Barakamız üç bölümden oluşuyor bir bölümüne koyunları koyuyoruz, bir bölümünü kiler olarak kullanıyoruz diğer bölümde de yatak ve yorganlarımız var, gece burada yatıyoruz. Çamaşırlarımızı ve bulaşıklarımızı da derede yıkıyoruz. Bu bizim kültürümüz, burada çok mutluyuz."

Kaynak: AA