Sp Genel Başkanı Kamalak'ın Açıklaması
ÇANKIRI - Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, "Mısır'daki darbenin Türkiye'de yaşanan 1960' taki darbeyle, 1980'deki darbeyle, 28 Şubat darbesiyle doğrudan ilgisi vardır" dedi.
Partisinin bir otelde düzenlediği iftar programına katılan Kamalak, burada yaptığı konuşmada, Mısır'da yaşananları hatırlatarak bunların yaşanacağının önceden belli olduğunu kaydetti.
Yıllardır Mısır'da bunların yaşanacağını söylediklerini belirten Kamalak, "Bu olayların cereyan edeceğini yıllardan beri haykırıyoruz. Tehlikenin gelmekte olduğunu 44 yıldan beri söylüyoruz" dedi.
Mısır'da yaşananları tek başına yorumlamanın yanlış olacağını dile getiren Kamalak, "Mısır'daki darbeyi tek başına bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Mısır'daki darbenin Türkiye'de yaşanan 1960'taki darbeyle, 1980'deki darbeyle, 28 Şubat darbesiyle doğrudan ilgisi vardır. Bu tür darbelerde mazlum tarafta Müslümanlar, zalim tarafta da emperyalistler vardır. Küresel emperyalizm, dünyayı kendince şekillendirmek istemektedir" dedi.
İslam coğrafyasında bağımsızlık sorunu yaşandığını söyleyen Kamalak, "İslam coğrafyasının bugün en büyük problemi bağımsızlık problemidir. Osmanlı yıkıldığından beri hiçbir İslam ülkesi batıdan bağımsız değildir" şeklinde konuştu.
Menderes hükümeti ile bugünkü hükümetin benzer yanlarının olduğunu savunan Kamalak, şunları söyledi:
"1950'de Menderes iş başına geldi. Demokrat Parti ezici bir çoğunlukla iş başına geldi. Merhum Menderes Türkiye'yi küçük Amerika yapma sevdasındaydı. Bu nedenle bir çırpıda 5 bin Türk evladını Kore'ye gönderdi. Bir çoğu buradan gelemedi. Sonra ABD ile Menderes'in arası açılmaya başladı.
Tıpkı bugünkü başbakanımız gibi oda 1960'ta ABD'yi ziyaret etti. Tıpkı 16 Mayıs 2013'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerika'yı ziyaret etmesi ve elinin boş dönmesi gibi Menderes'te o dönem eli boş dönmüştür. O dönem Rusya'yı ziyaret edecekti Menderes, ama edemedi. Küresel emperyalizm 'Benden izinsiz bunu yapamazsın' dedi ve 27 Mayıs darbesini yaptı. Bu vatanının evlatlarını kullanarak bu ülkenin başbakanını ipe çektirdiler."
Mısır'da da benzer bir senaryonun yaşandığını savunan Kamalak, "Mursi yüzde 52 oy alarak iş başına geldi. O da 'Mısır'ın yeri İsrail'in yanı olmamalıdır' diyordu. 'İslam alemi bir araya gelmelidir' diyordu. Mursi Türkiye'yi ziyaret ettiğinde kendisine ifade etmiştim. Dünyanın en zengin maden ocakları İslam coğrafyasında olmasına rağmen İslam coğrafyası sömürülmektedir. Siz öncülük yapın AK Parti ne yazık ki öncülük etmedi. Biz de hükümette değiliz sesimiz çıkmıyor. İslam alemine siz kılavuzluk edin demiştik. Onunda bu doğrultuda bir eğilimi vardı. Yazık ki onun yerine şimdi Hristiyan bir cumhurbaşkanı getirildi" dedi.
Hedefte Türkiye'nin olduğunu dile getiren Kamalak, hiçbir batılının Mısır'da yaşanana "darbe" demediğini, çünkü asıl aktörün batı olduğunu kaydetti.
Avrupa Birliği'ni de eleştiren Kamalak, Saadet Partisi'nin iktidara gelmesinin gecikmesinin insanların daha fazla acı çekmesi anlamına geleceğini söyleyerek Çankırılılardan oy istedi.
Kaynak: AA
Yıllardır Mısır'da bunların yaşanacağını söylediklerini belirten Kamalak, "Bu olayların cereyan edeceğini yıllardan beri haykırıyoruz. Tehlikenin gelmekte olduğunu 44 yıldan beri söylüyoruz" dedi.
Mısır'da yaşananları tek başına yorumlamanın yanlış olacağını dile getiren Kamalak, "Mısır'daki darbeyi tek başına bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Mısır'daki darbenin Türkiye'de yaşanan 1960'taki darbeyle, 1980'deki darbeyle, 28 Şubat darbesiyle doğrudan ilgisi vardır. Bu tür darbelerde mazlum tarafta Müslümanlar, zalim tarafta da emperyalistler vardır. Küresel emperyalizm, dünyayı kendince şekillendirmek istemektedir" dedi.
İslam coğrafyasında bağımsızlık sorunu yaşandığını söyleyen Kamalak, "İslam coğrafyasının bugün en büyük problemi bağımsızlık problemidir. Osmanlı yıkıldığından beri hiçbir İslam ülkesi batıdan bağımsız değildir" şeklinde konuştu.
Menderes hükümeti ile bugünkü hükümetin benzer yanlarının olduğunu savunan Kamalak, şunları söyledi:
"1950'de Menderes iş başına geldi. Demokrat Parti ezici bir çoğunlukla iş başına geldi. Merhum Menderes Türkiye'yi küçük Amerika yapma sevdasındaydı. Bu nedenle bir çırpıda 5 bin Türk evladını Kore'ye gönderdi. Bir çoğu buradan gelemedi. Sonra ABD ile Menderes'in arası açılmaya başladı.
Tıpkı bugünkü başbakanımız gibi oda 1960'ta ABD'yi ziyaret etti. Tıpkı 16 Mayıs 2013'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerika'yı ziyaret etmesi ve elinin boş dönmesi gibi Menderes'te o dönem eli boş dönmüştür. O dönem Rusya'yı ziyaret edecekti Menderes, ama edemedi. Küresel emperyalizm 'Benden izinsiz bunu yapamazsın' dedi ve 27 Mayıs darbesini yaptı. Bu vatanının evlatlarını kullanarak bu ülkenin başbakanını ipe çektirdiler."
Mısır'da da benzer bir senaryonun yaşandığını savunan Kamalak, "Mursi yüzde 52 oy alarak iş başına geldi. O da 'Mısır'ın yeri İsrail'in yanı olmamalıdır' diyordu. 'İslam alemi bir araya gelmelidir' diyordu. Mursi Türkiye'yi ziyaret ettiğinde kendisine ifade etmiştim. Dünyanın en zengin maden ocakları İslam coğrafyasında olmasına rağmen İslam coğrafyası sömürülmektedir. Siz öncülük yapın AK Parti ne yazık ki öncülük etmedi. Biz de hükümette değiliz sesimiz çıkmıyor. İslam alemine siz kılavuzluk edin demiştik. Onunda bu doğrultuda bir eğilimi vardı. Yazık ki onun yerine şimdi Hristiyan bir cumhurbaşkanı getirildi" dedi.
Hedefte Türkiye'nin olduğunu dile getiren Kamalak, hiçbir batılının Mısır'da yaşanana "darbe" demediğini, çünkü asıl aktörün batı olduğunu kaydetti.
Avrupa Birliği'ni de eleştiren Kamalak, Saadet Partisi'nin iktidara gelmesinin gecikmesinin insanların daha fazla acı çekmesi anlamına geleceğini söyleyerek Çankırılılardan oy istedi.