Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Kars'ta
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, "Eğer barış süreci başarılı olursa, çatışmanın olmadığı ortam gelirse o zaman ilk defa Türkiye'de bir demokratikleşme ve insan haklarını elde etme süreci başlayacak" dedi.
Paker, Başkanvekili Sibel Eraslan ve Sekreter Ayhan Ongan ile üyeler Mahmut Arslan, Abdurrahman Kurt, Zübeyde Teker, Abdurrahman Dilipak ve Mehmet Uçum ile Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonunda akademisyen ve öğrencilerin çözüm sürecine ilişkin beklenti ve önerilerini dinledi.
Başkan Paker, Türkiye'de son döneme kadar etkin olan askeri ve bürokratik vesayetin artık bitme noktasına geldiğini belirterek, ülkedeki mevcut yasaların, devleti bireyden daha kutsal saydığını savundu.
Çözüm sürecinin demokratikleşmeye ve insan haklarına olumlu katkı sunacağına inandığını dile getiren Paker, şuları kaydetti:
"Eğer barış süreci başarılı olursa, çatışmanın olmadığı ortam gelirse o zaman ilk defa Türkiye'de bir demokratikleşme ve insan haklarını elde etme süreci başlayacak. Türkiye, ekonomide dünyanın 17. ülkesi, insan haklarında 98. ülkesi. Rusya'dan sonra İnsan Hakları Mahkemesinde en çok mahkum olmuş ülke. Dolayısıyla insan haklarında alacağımız çok yol var. Demokratikleşme süreci, silahların susması, çatışmanın bitmesiyle ancak başlamış olacak. Hepimize iş düşüyor. Türkiye'deki anayasayı, yasaları değiştirmek için mücadeleye devam edeceğiz. İşi insan hakları olarak gördüğümüz zaman ne ana dil ne 'Kürtçeyi konuştun, konuşmadın' ne de bireylerin özgürlükleri sorunu kalır. Yapacağımız şey insan haklarıyla mücadele etmektir. Orada Alevi, Kürt sorunu, Müslümanların başörtüsü sorunu hallolur. Türkiye'deki sosyolojik yapının değiştiğini ve bunun siyasi yapıyı da değiştirdiğini görelim. Bu yüzden barış sürecinden umutlu olalım, Türkiye'nin daha fazla demokratikleşeceğini görelim."
Muhabir: Mustafa Yıldız
Yayıncı: Emine Konuk
Kaynak: AA
Başkan Paker, Türkiye'de son döneme kadar etkin olan askeri ve bürokratik vesayetin artık bitme noktasına geldiğini belirterek, ülkedeki mevcut yasaların, devleti bireyden daha kutsal saydığını savundu.
Çözüm sürecinin demokratikleşmeye ve insan haklarına olumlu katkı sunacağına inandığını dile getiren Paker, şuları kaydetti:
"Eğer barış süreci başarılı olursa, çatışmanın olmadığı ortam gelirse o zaman ilk defa Türkiye'de bir demokratikleşme ve insan haklarını elde etme süreci başlayacak. Türkiye, ekonomide dünyanın 17. ülkesi, insan haklarında 98. ülkesi. Rusya'dan sonra İnsan Hakları Mahkemesinde en çok mahkum olmuş ülke. Dolayısıyla insan haklarında alacağımız çok yol var. Demokratikleşme süreci, silahların susması, çatışmanın bitmesiyle ancak başlamış olacak. Hepimize iş düşüyor. Türkiye'deki anayasayı, yasaları değiştirmek için mücadeleye devam edeceğiz. İşi insan hakları olarak gördüğümüz zaman ne ana dil ne 'Kürtçeyi konuştun, konuşmadın' ne de bireylerin özgürlükleri sorunu kalır. Yapacağımız şey insan haklarıyla mücadele etmektir. Orada Alevi, Kürt sorunu, Müslümanların başörtüsü sorunu hallolur. Türkiye'deki sosyolojik yapının değiştiğini ve bunun siyasi yapıyı da değiştirdiğini görelim. Bu yüzden barış sürecinden umutlu olalım, Türkiye'nin daha fazla demokratikleşeceğini görelim."
Muhabir: Mustafa Yıldız
Yayıncı: Emine Konuk